\Benim Güzel Meleğim...\

13 1 6
                                    

Satang'ın Ağzından;
Telefondan konuşma sesi gelir gelmez yere çöktüm, konuşan kişi o adamdı ve ortada bir kötülük olduğuna tam emin olmuştum.

(Adam) "Ne oldu bi' sustunuz?"

(Pond) "Bana bak seni doğduğuna pişman ederim, ANLADIN Mİ BENİ!!"

(Phuwin) "Pond bak lütfen sakin ol"

(Adam) "Satang oğlum sevgilin benim yanımda, kendi çok vahşi biri ama haberin olsun. Ayrıca seni gerçekten de sevdiğine inanıyor musun salak? Ya sen pond oğlum sen akıllı ve böyle ibine değildin, ne oldu satang mi bozdu seni de?"

(Pond) "Ben hâlâ akıllıyım sen merak etme, ayrica nasıl olduğumu şuana kadar umursamadin başarılarim dışında umursamadin yani şimdi de aynısını yap umursama çünkü hakkın yok. Satang aksine benim gözümü açtı ve neyse ki senin bataklığına düşmedim, ne o yoksa satang'ı manipüle ettiğin gibi beni de mi etmeye çalışıyorsun. Seni zavallı ama unutma artık neyin ne olduğunu gayet iyi biliyoruz biz ve ne yaparsan yap artık bizi manipüle edemeyeceksin."

(Adam) "Aman aman satang'ı koruyor birde"

(Satang) "Winny nasıl?"

(Adam) "Bana yaptıklarının cezasını çektirip bırakacağım merak etme, neyse acıdım konum atayım da gelin sizde"

Satang'ın Ağzından;
Adam bunu söyledikten hemen sonra arakadan winny bağırdı "HAYIR SAKIN SATANG, BURAYA GELMEYİN GÜVENMEYİN. SİZE DE ZARAR GELSİN İSTEMİYORUM" winny'in bağırışını duyar duymaz ağlamaya başladım ve adam telefonu suratımıza kapatıp konum attı. Konuma doğru giderken ben berbat haldeydim ki, pond aşırı sinirliydi, phu ise içten içe o kadar endişeli ve korku doluydu ki titriyordu ama yinede bizim sakin olmamiz için çabalıyordu. Sonunda konuma gelmiştik ve direk içeri girdik, böyle harabe bir bina ve ıssız tenha bir yerdi. Birde tek değildi adam değil ki kendine güvenmez tabi, almış yanına bir kaç köpeğini. İçeri girdiğimiz anda sandalyeye bağlı olan winny'i gördük, koşarak hemen yanına gittim ve ağlayarak diz çöktüm "Özür dilerim, özür dilerim. Eğer ben olmasan bu hâlde olmayacaktın" dedim. Winny'in her yerinde yaralar ve kanlar vardi ne kadar acı çektiğini anlıyordum hemde benim yuzumden. Sonra adam geldi ve iğrenç bir bakışla bize baktı, sonra da konusmaya başladı "Herkes burda olduğuna göre bugün özel bir gün olmalı, değil mi?" Dedi kahkaha atarak kalktım ve adamın yanına gittim, winny beni tutmaya çalıştı ama ben yinede gittim. "Evet özel bir gün çünkü seni bugün içeri tikacagim ve orda gebermen için elimden geleni yapacağım" dedim. Hepsinde silah vardı ama şuan değil silah, her yerde mayın olsa yinede gözüm görmezdi. Adamla tartışırken phu da pond'u tutuyordu ve aradan bana bağırıp yanlarına gitmemi istiyordu ama ben orada olduğum yerde kalmaya devam ettim. Adam en sonunda gülerek "Madem bu kadar cesaretlisin, dediğimi de yaparsın" dedi ve silahı kafama dayayarak bana "Eğer kendine sıkarsan, winny'e asla dokunmam söz" dedi. Aslinda bunu gözümü kırpmadan bir saniye bile düşünmeden winny için yapardım ama beni kandırdığını ve manipüle etmeye çalıştığını bildiğim için sadece buna karşılık arkamı dönüp pond ve phu'nun yanına gidiyordum ki, arkamı dönmem ile adamın beni vuracağını görmem ama winny'in önüme geçip vurulması... Polisler geldiği için kaçtılar ama pond adamın peşini bırakmadı ve yakalayıp polisin yanina getirdi. Winny kanlar içinde uzanıyordu ve yine herşey benim yüzündendi...

(Satang) "Winny... Lütfen bak gözlerini kapatma, tamam mi? Hani hep beraber olacaktık lütfen."

(Winny) "Sakin ol ağlama bak, ayrıca senin için ölmek beni sadece mutlu eder..."

~ʀᴇᴅ ᴡɪɴᴇ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin