"Yoksa Jaebom'u Jungkook evden çıkmasın diye tuttuğunuzu ağzımdan kaçırabilirim."
Tae neyden bahsediyordu? Babam bunu gerçekten yapmış olabilir miydi?
Kafamı sallayarak babama dönmüştüm.
"Baba Taehyung ne diyor?"
"Oğlum yanlış anladın aslında o öyle de-"
Ellerimi kaldırıp geri çekilmiştim.
"Tamam, tamam bu kadarı yeterliydi."
Hızlıca odama çıkıp eşyalarımı toplamaya başlamıştım. Bu siktiğimin evinde biraz daha kalırsam kafayı yerdim.
Tae de gelip eşyalarını toplamıştı.
"Bunu nasıl öğrendin Tae?"
"Geçen gün erkenden çıkıp geç dönmüştüm ya, o gün Jaebom'u yakalamıştı adamlarım. Ondan sonra onu depoya götürmüşler. Oraya gittiğimde şok içindeydi. Sanırım ilk defa böyle bir şey yaşıyordu çünkü hemen her şeyi söyleyiverdi."
Yutkunamamıştım.
Hepiniz yaşamışsınızdır illaki hani boğazınız düğümlenir bir şey diyemezsiniz çaresizce durursunuz ya, işte ben tam olarak o haldeydim.
Dolan gözlerimi ovuşturup hızlıca ayağa kalkmıştım. Eşyalarımı her şeyimi topladıktan sonra Tae ile çıkmıştık.
Yol boyunca hiç konuşmamıştık. Ağlamamıştım ama şoku üstümden atamıyordum. Tae'nin seslenişi ile kendime gelmiştim. Yavaşça arabadan inip bagajdan eşyalarımı almıştım.
İçeri girdiğimiz gibi bavullarımı girişe bırakmıştım.
"Burası daha çok ev gibi hissettiriyor Tae."
"Senin olduğun her yer bana öyle hissettiriyor Kookiem."
Gülümsemiş ve duşa girmiştim. Üstümü giyindiktem sonra yatağa girmiştim. Daha doğrusu Tae'nin kollarına.
Sanki sonsuza kadar bu şekilde kalsam gıkım çıkmazdı. Huzurlu hissettiriyordu.
Kendi evimde bulamadığım bir huzurdu bu.
"Bazen bazı şeyler istediğimiz gibi gitmez, hatta çok kötü gider Jungkook. Ama önemli olan bunlarla başa çıkabilmektir. Her çektiğimiz çile ilerde yaşayacağımız güzel şeyler için. Tanrı'nın hepimiz için bir planı vardır. Bu bazen üzücü olabilir ama emin ol seninki öyle olmayacak. Öyle olmasına izin vermem. Sana yeni bir defter veriyorum Kook. Tamamı ile kendi istek ve doğrultularında, mutlu olacağın bir hayatı yazıp çizmen için. Nasıl olacağını düşünme. Sadece bana söyle. Onu senin için halledeceğimden emin olmanı istiyorum. Bugün senin için zor bir gündü ve bu zorluk eminim bir kaç gün sürecektir. Senin her zaman arkandayım. Aldığın kararlar bazen yanlış olur bazen düzgün. Bu önemli değil, önemli olan bununla nasıl başa çıkacağımız."
Derin bir soluk almış ve kafamdan öpmüştü.
"Şimdi bir şey düşünme ve sadece uyumaya odaklan. Yarın çok işimiz var."
"Ne işi?"
"Bu ev ikimiz ve gelecekteki çocuklarımız için biraz küçük sanki ha? Ne dersin?"
Dolu gözlerimle kıkırdayınca gözümdeki yaş akmıştı.
Baş parmağı ile nazikçe silmişti.
"Bunu evet olarak kabul edeceğim."
"Seninleyim Tae. Fakat şuan biraz yorgunum ve uyumaya ihtiyacım var. Her daim seninle beraber yürümek istediğim bu yola bir sürü çiçek ekeceğim. Eski kırıktaşlardansa çiçekler daha güzel gözükür. İyi geceler, seni seviyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Omega/Taekook
FanfictionOmega olan Jungkook bir anda tanımadığı bir adamla birlikte otel odasında uyanmıştı. Artık her şey için çok geçti. Olan olmuş biten bitmişti peki bundan sonra ne olacaktı?