KABA KIZLAR KARTELİ

3. TÜTÜN PRENSES

merhaba,

anladığınız üzere bu kurgu B. evreninde geçiyor ama egemen, orkun, güner ve larin dışında B. kitabından başka hiçbir yan karakteri barındırmıyor. yani alara'yı, kayra'yı ya da ekin'i hatırlamadım, kitabı unutmuşum gibisinden bir şeyler söylemenize gerek yok çünkü zaten onları ilk kez bu kitapta okuyorsunuz.

ig: misshelov
tw: witchcartel

☙

Melanie Martinez, Mr. Potato Head

3. TÜTÜN PRENSES

"Bütün dünyanın benimle
bir derdi var gibi!"
-Shrek

♌︎

LARİN KOROĞLU:

Ağabeyim beni erkekler hakkında çok küçükken uyarmıştı.

İkizler doğduktan kısa bir süre sonra babam tarafından terk edilen annem ikinci derece depresyonla yüzleşmeye başladığında, üzerine kara bulutlar çöken kasvetli evimizin başına dört ay boyunca o geçmek zorunda kalmıştı. Ekin Koroğlu. O, hafta sonları yaptığımız ıslak hamburger ve tatlı soslu kızarmış tavuk gecelerine beni usul usul alıştırmaya başlamışken; kafasını yastıktan güçlükle kaldıran alkolik annem ise yalnızca faturalar ve ikizlerle ilgilenmekle kalmıştı.

Kâbus dönemi sona erdiğinde yaptığım ilk şey ise bizi terk eden adamın nasıl biri olduğunu hatırlamak olmuştu. Deri botları ayağından eksilmeyen, postacı çantası kolundan düşmeyen, gözlüğü olmadan beş metre öteyi göremeyen ve gömleğinin düğmelerini çenesine kadar ilikleyen sessiz bir adamdı.

En tehlikeli kişilik tipi. Bize hiçbir zaman içini açmasa dahi her akşam eve geldiğinde dördümüze de teker teker almayı ihmal etmediği fındıklı çikolatalar beni bir şekilde ona bağlamıştı. Konuşmaz ama uzaklaşmazdı. Yanımıza gelmez ama pencere kenarındaki o tekli koltuğunda gazete okuduğu her seferinde sessizce bizi izlerdi. Kızmaz ama yüceltmezdi. Doğum günlerimizi bilmez ama... Ama, ama ve ama... Her daim bir ama vardı.

Kayra'dan aldığım son mesajdan bu yana, zihnimin içinde o lanetli isim ve yeni hedefim bir çatışma içine girmişti.

Egemen Yücel.

Güner'in arkadaş grubundaki en... Babam gibi olan kişiydi.

Geçtiğimiz aya kadar ismini yalnızca vize ve final dönemleri arasında duyduğum herhangi biriyken, beni kendi içinde en büyük düşmanı hâline getiren o Sarı Fare'nin ağabeyi olduğunu öğrendiğimden beri kafamdaki profili kendini sıfırdan yenileyerek radikal bir değişime uğraşmıştı.

Aslında Alara'nın genlerini paylaştığı için şaşırmamam gerekirdi.

Ama şaşırmıştım. Bu yüzden öğleden sonraki son dersime girmeyi reddedip eve dönmüş ve kendi kafamın içinde güçlü bir beyin fırtınası yapmaya çalışmıştım. Onunla aynı ortamda olduğum tek an, Güner-Siksiz-Kuyucu'yla takıldığım birkaç haftalık süreçte bir araya geldiğimiz o kısa süreli, geçici ânlardı. Grubun çapkın üyesi olan Orkun seviyesinde uçarı ya da Dora gibi tek bir kızı takıntı hâline getiren hülyalı bir adam gibi durmuyordu ancak... Tuhaf bir şekilde onun, diğerlerine göre düzgün biri olduğunu sanmıştım.