5. ÇİRKİN ÖRDEKLER ve RUH EMEN YARATIKLAR

3.8K 838 633
                                    

merhaba,
önceki bölümlerin hepsi +400 oy olmadan yeni bölüm gelmeyecek. aranızda hayalet takılmayı sevenler olduğunu biliyorum fakat taslaklarda tamamlanmış bir kitabı sizinle buluşturmak için can atarken aldığım etkileşim gerçekten heves kırıyor. amacım her gün bölüm atmaktı ve bunu gerçekten de istiyordum ancak bu kadar aktif olunca da "bölüm zaten cepte, öyle ya da böyle her gün her türlü gelecek zaten." kafasındaki kişiler ufacık bir etkileşimden bile yoksun bırakıyor. yorum mevzusuna asla girmiyorum zaten. bari oy verin. en azından bu bölüme kadar okunmaya değer bir şeyler bulup geldiyseniz.
iyi okumalar. ✨

Cage The Elephant, Cigarettes Daydreams

5. ÇİRKİN ÖRDEKLER ve RUH
EMEN YARATIKLAR

"Gerçekten verecek sevgim var
ama verecek kimsem yok."
-Magnolia

♌︎

LARİN KOROĞLU:

Bir erkeğe hak ettiği ilginin çok daha fazlasını veren her zavallı yürek, günü geldiğinde terk edilmeye mahkûmdu.

Bunun en gerçekçi örneği anne ve babamdı.

Çocuklar hayata olan ilk izlenimlerini ebeveynlerinden kapardı ve benim bunun hakkından alnımın akıyla geleceğim bir zaman dilimi hiçbir zaman olmamıştı. Babam çok küçükken gitmişti, annemin sevgisi ise griydi; bütün canlı renklerin içindeki en okunaksız çizgi... Büyükannem yalnızca Noel ve Hıdırellez zamanları ortaya çıkardı, ikiz kardeşlerim evi dağıtmaktan başka hiçbir işe yaramazdı ve psikolojik sorunları olan ağabeyim ise... Bana doğru sevgiyi çoğu zaman yanlış yoldan aşılardı.

Fakat ikimizi aynı kefeye koyduğum vakit şanslılıkta ben daha ağır basıyordum çünkü benim aksime bu zamana dek ona gerçek sevgiyi aşılayacak bir aile büyüğü hiç olmamıştı.

Öyle ki bu görevi layığıyla ben üstlenmek zorunda kalmıştım.

Egemen'in düşüncesizce savurduğu şeylerin aksine yaşamayı yalnızca seks ve eğlenceden ibaret görmüyordum. Sevmenin ne demek olduğunu çok iyi biliyordum. Sadece... Bu zamana dek bunu bana en çıplak hâliyle gösteren kişiden—ağabeyimden öğrendiğim gibi, onu yansıtmak için hep yanlış yolları seçiyordum.

Çünkü sandığının aksine yansıttığından daha fazlası olmayan kişi sensin. Sen ve basit türevlerin.

Umurumda olmaması gerektiği hâlde dönüş yolunda bir türlü aklımdan atamadığım sözleri, bir noktadan sonra alıp verdiğim nefesleri bile zehirli bir hâle getirmişti.

İki katlı müstakbel evimizin bahçesine adımlamasam ve sürgü kapıyı arkamdan çektiğim gibi suratıma fırlatılan bir palamut olmasaydı, bir süre daha bu işkencenin esiri olacağıma emindim.

Ellerimden birini inleyerek yüzüme kapadığımda, "Neredesin sen?" diye bir gürleme yükseldi üst kattan. Başımı kaldırdım ve kıstığım gözlerimin arasından güçlükle hedefimi görmeye çalıştım. "Saatin kaç olduğundan haberin var mı?"

Yanağımdaki sızlama saniye saniye artarken nihayetinde karanlığın arasındaki o belirgin figürü fark edince, "Ekin!" diye bağırdım, yarı çıplak hâlde odasının camından sarkan ağabeyime doğru. Delinin tekiydi. Evin biraz ötesindeki soluk sokak lambasının ışığı doğrudan kas ve dövme yığını olan geniş gövdesine yansıyordu. "Aptal mısın? İn oradan!"

KABA KIZLAR KARTELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin