ocean dream⁴

62 5 0
                                    


kocaman bir kumsalın üzerindeydim. ayaklarım yumuşak ve hafif bir şeyin üzerinde bata çıka ilerliyordu. dalga sesleri kulağımı doldurduğunda kafamı kaldırdım. karşımda tüm berraklığıyla dalgalanan masmavi bir deniz vardı. gözlerim doldu fakat ağlamadım, ağlayamadım.

uzaktan gelen fısıldaşmaları duyabiliyordum ama arkamı dönmedim. sonra bir çığlık koptu, denizin içine bir şey düştü. korktum, ellerimi istemeden sıkıyordum.

sonra küçük bir çocuk çıktı ve koşarak düşen şeyin yanına gitti. ağlamıyordu, tepki vermiyordu sadece annesini çağırıyordu.

tam arkamda bir kadının ağlama seslerini duyuyordum, yardım istiyor ve ızdıraplı çıkıyordu sesi. ilerledim.

o babamdı. yere çarpmasıyla beraber kafasından akan kan, berrak su ile buluşuyor ve alıp götürüyordu. yüzündeki gülümseme her şeyi açıklıyordu. sesimi çıkaramadım ama içimde bir şeyler bağırıp çığlık atıyordu. gözlerim bulandı.

geri geri gittim, uzaklaşmak istedim. fakat gidemiyordum onun yanındaydım. kanlar içinde yatan babama ve bana baktım. ardından anneme. bu bir intihar tablosuydu veya bir cinayet.

gözlerimi açtığımda herkes bana bakıyordu, utançtan kızardığıma emindim. izin isteyerek tuvalete gittiğimde bir süre bekledim. yüzümü yıkayıp beni süzen kişiye döndüm.

"her şey yolunda mı?"

ne demezsin ya, şükretmesem ne olacaktı diye düşünüyordum.

"sevgilini bana mı tercih ettin sen?"

sesimde inanılmaz bir soğukluk vardı hâlbuki az önce ağlayacaktım.

"evet öyle oldu. çünkü se-"

duymak istemiyordum.

"cidden bu kadar düştün mü sen? senden beklemiyordum min"

umursamaz tavırları beni benden alıyordu. gözlerimi inanılmaz bir şekilde ona diktim.

"hiçbir zaman dinlemedin beni ten. benim önemimin olduğunu sanmıyorum sende"

ne diyor bu aptal?

"minho'nun seni kendine benzettiği doğruymuş. resmen bana köpek gibi olmuşsun. kaç gün geçti hemen beni siktir mi ettin? gözüme görünme taemin"

üzerime geldi ama herhangi bir şey yapmadım. onu kışkırttığımın farkındayım ama ne yapacağını merak ediyorum doğrusu.

"benimle böyle konuşamazsın. minho'yla da düzgün konuş"

alttan alttan güldüm.

"yoksa ne olur? beni mi döversin sırf bir it için? kendisi için her şeyi yapan yapmaya da hazır olan arkadaşını mı, kızlarla gezip pezevenklik yapan köpeğe tercih edersin ha?"

sinirini hissediyordum. ama cevabını almadan gitmem.

beni ittiğinde bir şey yoktu ayağımın altında ki sabuna bulanıp yere bir hızla düşene kadar. gözlerimi açmayı denedim fakat zihnim kapanıyordu.

"ten!"


aaa nolmus oyle ya
seviyorum opuyorumm 😽😽

teachers pet | johntenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin