Bölüm 5

68 15 117
                                    

Yoongi  her sabah olduğu gibi yine çalan alarmla gözlerini aralayarak her sabah bir rutin haline gelen küfür seansına başlamıştı o telefonu icad eden Graham bell den başlayarak telefonu üreten fabrikaya, o telefona o alarmı koyan mühendise, mesaiyi sabahın köründe başlatan işgüzara itinayla tek tek küfür ettikten sonra yataktan kalktı ayaklarına tetkiklerini geçirip sürükleyerek banyoya yöneldi hemen hızlı bir duş ve hazırlanmanın ardından koşarak salona girdi dedesi kahvaltı yapıyordu "ohh gitmemişsin" diyerek masaya oturdu kahvaltıya başlarken "bende seninle gelebilir miyim?" diye sordu dedesi şaşkındı "neden oda nerden çıktı senin arabana ne oldu "diye sordu

Yoongi bir yandan hızlı hızlı kahvaltısını yaparken diğer yandan konuşmaya başladı" park yeri bulmak çok zor hep geç kalıyorum Taehyung beni hergün fırçalıyor seninle gidersem geç kalmam" dedi.

Dedesi gülerek "olur tabi" dedi

Taehyung, kendisinin yıllardır yapamadığını iki günde yapmıştı serseri torununu koşarak şirkete götürmeyi başarmıştı ona kesinliklle bir ikramiye vermeliydi.

Yoongi şirkete girdiğinde danışmadan postaları alıp hızla yukarı çıktı Taehyung çoktan gelmiş masasında çalışıyordu
"Günaydın "dedi.

Taehyung başını bile kaldırmadan "günaydın tebrikler bu gün geç kalmadın bak isteyince oluyormuş değil mi ?"dedi.

Yoongi Taehyung'un yanına oturdu "tanrı aşkına sen kaçta geliyorsun ne zaman gelsem buradasın" dedi

Taehyung "evim buraya yakın ve ben sabahları erken kalkarım sevdiğim bir dostumla yürüyüş yaparım sonrada buraya geliyorum" dedi.

Yoongi "tabi erken geldiğin için park yeri bulmak da kolay oluyordur bence bu şehrin en büyük sorunu park yeri bulmak " dedi.

Taehyung "benim öyle sorunlarım yok bazen yürüyerek gelirim yada bisikletle gelirim" dedi.

Yoongi "senin bu enerjine hayranım gerçi ben senin herşeyime hayranım" dedi

"kalemi tutan ellerine , dalgalı saçlarına, burnunun ucundaki bene ,esmer tenine bile hayranım" dedi.

Taehyung boğazını temizleyerek yerinde doğruldu" dalga geçme lütfen ayrıca mesai saatleri içinde böyle konuşmalısının" dedi.

Yoongi "o zaman mesai saatleri dışında konuşalım mesala birlikte baş başa bir akşam yemeğine ne dersin"

Taehyung göz devirip "hayır derim" dedi

Yoongi pes etmemiş tekrar sormuştu "peki öğle yemeği "

"HAYIR"

Yoongi "peki kahvaltı  duyduğuma göre şu köşedeki fırında çok güzel kruvasanlar yapıyorlarmış olmazmı?"

Taehyung" yine hayır" dedi "sabahları işim var"

Yoongi elini havada sallayarak "ahh biliyorum dostunla yürüyüş yapıyorsun bir gün onunla yürümezsen birşey olmaz merak etme sana  küsmez  bu kadarda bencil değildir değilmi?" dedi.

"İstersen ben arayıp senin için izin alabilirim" dedi.

Taehyung güldü "onun dilinden konuşabileceğini sanmıyorum"

Yoongi  "yoksa yabancı birimi benim İngilizcem çok iydir hem merak etme bende şeytan tüyü var ben herkesle anlaşabilirim" dedi.

Taehyung sadece güldü "başkanın kahve saati Yoongi ben telefonu alıp ben söylerim sen zahmet etme" dedi.

Bir süre sonra çaycı elinde üç fincanla geldi Yoongi tepsiyi alıp ikisini Taehyung'un önüne koydu" bizede söyledim" dedi "şunu verip hemen geliyorum beraber içeriz"

THE PLAYBOY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin