Bölüm 1: Gece Gelen Fısıltılar

1 0 0
                                    

Yıl 2095. Dünyanın dört bir yanını saran teknolojik ilerlemeler ve çevresel değişikliklerle birlikte insanlık, yeni bir çağa girmişti. Ancak modern dünyanın karmaşası arasında, Kuzey Avrupa'nın uzak köşelerindeki Luminara Ormanı, doğanın gizemini ve güzelliğini korumayı başarmış nadir yerlerden biriydi. Bu ormanda, ışıklı desenleriyle büyüleyici bir yaratık olan Luminara, geceleri ormanın karanlığını aydınlatıyordu.

Luminara Ormanı'nın derinliklerinde, küçük bir köy olan Norheim yer alıyordu. Köy sakinleri, bu büyülü ormanın sırlarını ve güzelliklerini korumak için kuşaklar boyu bir arada yaşamışlardı. Norheim'in genç koruyucusu Leitha Warren, köyün ve ormanın güvenliğini sağlamak için gece gündüz demeden çalışıyordu. Leitha, güçlü ve zarif bir leydi olarak tanınıyordu. Buz mavisi gözleri, gece siyahı saçları ve hilal şekilli tacı ile köyde ve çevresinde efsanevi bir figürdü.

O gece, Luminara Ormanı'nın derinliklerinden gelen fısıltılar, Leitha'yı huzursuz etmişti. Yıldızsız gökyüzü, ormanın üstüne bir örtü gibi çökmüşken, ay ışığı hafifçe ağaçların arasında süzülüyordu. Leitha, odasının penceresinden dışarı bakarken, hilal şeklindeki kolyesini sıktı. Bu kolye, onun ailesinden kalan en değerli mirastı ve aynı zamanda onun güç kaynağıydı.

Birden, dışarıdan gelen bir sesle irkildi. Köyün yaşlılarından biri olan Edda, kapısını çalıyordu. Leitha hızla kapıyı açtı ve Edda'nın endişeli yüzüyle karşılaştı.

"Leitha, ormanda bir şeyler oluyor. Luminara'lar huzursuz. Bir şeyler ters gidiyor," dedi Edda, nefes nefese.

Leitha, Edda'nın söylediklerini ciddiye alarak hemen harekete geçti. Kılıcını ve hilal bıçaklarını kuşandı, ardından Edda'yı takip ederek ormanın derinliklerine doğru yola çıktı. Ormanın içlerine doğru ilerlerken, Luminara'ların ışıkları onları aydınlattı, ancak bu ışıklar her zamankinden daha sönüktü. Leitha, bir şeylerin gerçekten ters gittiğini hissetti.

Ormanın kalbine ulaştıklarında, onları bekleyen manzara karşısında şoke oldular. Ormanın en kutsal bölgesinde, büyük bir Luminara ağacı solmaya başlamıştı. Bu ağaç, ormanın yaşam kaynağıydı ve onun solması, ormanın tüm ekosistemini tehdit ediyordu. Leitha, ağacın etrafında toplanan diğer köy sakinlerine doğru ilerledi ve durumu değerlendirmeye başladı.

"Bu, doğal bir olay değil," dedi Leitha. "Birisi ya da bir şey, ormanın dengesini bozuyor."

Edda, başını sallayarak Leitha'ya yaklaştı. "Efsanelerde, böyle zamanlarda ormanın koruyucularının bir araya gelerek çözüm aradığı anlatılır. Biz de aynısını yapmalıyız."

Leitha, Edda'nın sözlerini dinlerken, içindeki güç ve kararlılığı hissetti. "Evet, harekete geçmeliyiz. Ancak önce bu sorunun kaynağını bulmamız gerekiyor."

Bölüm bitmiştir.

Bir sonraki bölüme geçebilirsiniz.

Shadow of the CrescentWhere stories live. Discover now