"Nefret ettiğini mi söylüyorsun?"
Vivian'ın baştan çıkarmasına tahammül edemiyormuş gibi kaşlarını kıvırdı.
"Bir şeyden hoşlandığım için bu kadar mızıkçı olduğunu bilmiyordum."
Başını tekrar indirdi. Belirgin tomurcukları bir anda ağzında kayboldu. Vivian sıcak bir nefes verdi. Derinden emdiği meme ucunda olan elini tomurcuğuna indirdi. Yuvarlak bir hareketle okşamaya başladı ve yavaş yavaş hız kazandı. Ayak parmakları beklentiyle kıvrıldı. Vücudunda yükselen sıcaklık sanki her an patlayacakmış gibi hissediyordu.
"Ah ... ahh!"
Sütunu aniden harekete devam etti. Vivian aynen Roger'ın söylediği gibi mızıkçılık yapıyordu. Cezasını vermek için sertçe kasıklarını çarptı. Tutkulu bir inilti Vivian'ın ağzından kaçtı. Karnında bir şey kaynıyordu. Çok korkmuştu ama başka bir şey düşünmek istemiyordu.
"Hah, rica ederim."
Sonunda göğsünü serbest bıraktı ve bir gülümsemeyle fısıldadı.
Vivian ona olabildiğince sert baktı ve birden kollarını boynuna sardı. Duvarlarını protesto edercesine sıktı. Roger'ın keyifle gülümseyen yüzü kumdan kale gibi çöktü. Kontrolünü kaybetti ve şaftını çılgınca ittirmeye başladı.
"Ah... ah... ha ... hey yavaşla!"
Vivian umutsuz bir ifadeyle Roger'a baktı. Rüyalarında hiç romantik bir ilişki yaşamamıştılar, ama onu her zaman tutkuyla kucaklardı. Yüzüne baktığında, sanki onun sevgilisiymiş gibi hissetti.
Sert dudakları şehvetle sertleşmişti. Vivian titrek bir nefes verdi ve ince parmak uçlarıyla onları okşadı. Aklına gelmişken, onu bir kere bile ismiyle çağırmamıştı. Ona hiç söylememiş sormayı da bırakmıştı.
'Ya adımı bu dudaklarla söyleseydin?'
Belinden tutup kasıklarını acımasızca ona doğru iten Roger, dudaklarına dokunulduğunu hissedince yavaşlayarak durdu. Vivian'a baktı ve ağzını hafifçe açtı. Islak bir dil Vivian'ın parmak uçlarını gıdıkladı.
"Roger, adım ... Merak etmiyor musun?"
'Merak ediyorum ... Sormaya devam etmeyi unuttu mu, yoksa başından beri o kadar da umursamadı mı?'
Vivian'ın zihni çeşitli olasılıkları düşünerek yarıştı. Roger'ın gözleri, sorusuna şaşırmış gibi genişledi. Bir süre sonra yüzü suratsızlaştı ve bileğini tuttu.
"Bunu neden aniden gündeme getiriyorsun?"
Sesi hırıltılı bir canavara benziyordu.
Cevabı aklını bir çılgınlığa sürükledi ve bir sonuca vardı. Roger'ın adını umursamadığı varsayımı doğruydu. Bu düşünce onun kalbini kırdı.
Vivian dudaklarını çiğnedi. Çabuk cevap vermek zorunda kaldı, ancak onunla ilgilenmeyebileceğini anladıktan sonra düşünceleri dondu. İsteksizce gerçeği tükürdü.
"Ben... adımı söylemeni istiyorum."
Ona 'Vivian' diye seslendiğini hayal ettiğinde, göğsünde tarif edilemez bir neşe yükseldi. Bu sadece bir rüyaydı, ama ya gerçekte olduysa? Bedenin zevkini aşacak manevi bir bağlantı olurdu. Göğsü heyecanla şişti.
"... Vivian."
Hayal gücüyle cesaretlenen ve mutlulukla güçlenen Vivian, uzun bir süre sonra sırrını döktü. Onun gözlerine bakmaya cesareti yoktu. Onun yanıtını beklerken, kalbi sanki göğsünden fırlamak üzereymiş gibi çarpıyordu. Düşüncelerini ne zaman tüketmeye başladığını bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vivian'ın Koşulları
RomanceVivian, imparatorluğun tek spiritüalistiydi . Üç yıl yurtdışında spiritüalizm sanatını okurken rüyalarında beliren adamla yakın bir ilişki sürdürüyordu. Eve döndükten sonra hayalindeki partnerine veda edeceğini düşünmüştü. Fakat.. ****** " Baba. Maj...