"Heeseung dün bana Daehyun'u kötüledi. Bir de çıkışta beklemiş söylemek için."
"Ney?"
"Ya bu Daehyun birini sıkıştırmış alt sokaktaki okuldan."
"NE?"
"Evet, Heeseung söyledi. Dikkat et partnerine diye. Sizin bu sıkıştırma olayından haberiniz var mı?"
"Yok."
"Kimsenin yok amk."
"Yani uydurmuş bile olabilir."
"Yalan söyleyen bir çocuk değil, uydurduğunu sanmıyorum o yüzden sen yine de dikkat et Daehyun'a."
"Bu Daehyun'lar da hep mi piç çıkar amk?" dediğinde Hyunjin kıkırdadım.
"Benim Daehyun kadar piç olamaz."
"Haklısın daha kötü olabilir."
"Şşşh."
Beraber gülüyorduk.
Bir anda sınıfın kapısı açıldı ve Heeseung girdi.
"İyi insan da lafın üstüne gelirmiş." dedi Jisung ve bana göz kırptı.
Heeseung yanımıza geldi ve bir sandalye çekip oturdu.
Ben ona dönmüyordum. Elimdeki kitabı karalıyordum.
Hyunjin ayaklandı ve "Ben bir Jeongin'in yanına gideceğim." dedi.
Jisung da ben de ona dönüp "Tamam." dedik. Hyunjin Jeongin'in yanına gitti. Biz de üçümüz kaldık. Heeseung Jisung'la sohbet ediyordu ben de sohbetlerine dahil olmadan oturmaya devam ediyordum.
"Ben ne hatırladım." dediğinde Jisung'a döndüm.
"Ne hatırladın?"
"Beni Seokjin Hoca çağırmıştı. Onun yanına gidip geleyim." dedi ve ayaklandı. Heeseung da arkasından ayaklanmıştı ki "Otur sen, beş dakikaya gelirim."
"İyi tamam." dedi ve oturdu geri. Jisung bizi yalnız bırakıp gitti.
Öyle sessiz sessiz oturuyorduk. Sonunda konuştu.
"Eee nasıl gidiyor provalarınız?" dediğinde ona döndüm.
"Güzel gidiyor."
"Güzel güzel."
"Hm hm."
"Jaeyun."
"Efendim?"
"Bana inanmıyor musun?"
"Ne hakkında?"
"Daehyun hakkında."
"Herhangi bir kanıt olmadan kimseye suç atamam."
"Haklısın." dedi ve ayaklandı.
"O zaman sana ve partnerine iyi eğlenceler." dedi ve sınıftan çıktı.
Arkasından Jisung girdi sınıfa. "Ne oldu buna?"
Derin bir nefes verdim.
