Ferit'in gözlerinden yaşlar çoktan süzülmeye başlamıştı bile,belli etmemeye çalışsam da bende çok panik olmuştum.
"Tamam,tamam sakin olalım aşkım. Biletlerimizi alıp gidelim hemen olur mu?" Dedim,sakinleştirmeye çalışıyordum onu. Ferit gözyaşlarını sildi,hala üzgündü ama,biliyordum.
"Ben hemen valizlerimizi hazırlıyorum." Derken Ferit durdurdu beni.
"Hayır Seyran,eğilemezsin. Ben hazırlarım hızlıca." Sesi buruk bir haldeydi.Bu haldeyken bile beni düşünüyordu bu adam,bir kez daha aşık oluvermiştim.
***
Valizler hazır olduktan sonra Ceren'e durumu anlatıp evden ayrılıp uçağa binmiştik. Ferit hâlâ çok telaşlıydı. Ayakları titriyordu."Aşkım birazcık işini ferah tutsan olmaz mı?"
"Elimde değil Seyran, o kadar çok şey yaşadık ki. Aklım sürekli kötüye gidiyor."
"Bak,ben eminim ki Orhan babaya hiçbir şey olmayacak. Halis dede en iyi doktorları ayarlamıştır."
"Dedem soyadadının gücünü bu tür işlerde kullanmıyor ya. Oğlu olsa bile. Bizim soyadımız sadece gösteriş için kullanıldı hep dedem tarafından." Yüzünde yılların hayal kırıklığı vardı sanki,belli etmese de dedesi Ferit için büyük bir yaraydı..
***
Sonunda İstanbul'a vardığımızda hastaneye geldik. Bütün aile fertleri yoğun bakımın önündeydi. Herkes perişandı. Özellikle Gülgün anne. Ferit annesini o halde görür görmez yanına gidip sarıldı. Gülgün anne içli içli ağlıyordu. Ferit onu teselli edeyim derken ağlaması daha da şiddetleniyordu. İçim parçalanmıştı resmen,kahrolmuştum.Ferit,Abisinden sonra babasını da kaybedemezdi. Olur da böyle bir şey gerçekleşirse asla toparlanamazdı. Ağlayarak gülgün annemleri izledim. Derken ameliyathaneden Doktor çıktı. Ferit annesinden ayrılıp gözünü pür dikkat doktora dikti."B-babam iyi değil mi? Hiç bir şey,hiçbir şey olmadı ona." Diyordu Ferit kekeleyerek,gözleri kıpkırmızı ve bitkin bir haldeydi. Herkes doktorun ağzından çıkan kelimeleri bekliyordu.
"Çok üzgünüz-." Diyecekken Ferit bağırmasıyla doktoru kesti.
"SUS!SUS! YALAN SÖYLÜYOR. YALAN SÖYLÜYORSUNUZ!" Dedi Ferit,elleriyle kulaklarını kapatıp hastane çıkışına doğru ilerledi ağlaya ağlaya. Onu böyle gördükçe bende kahroluyordum. Gözlerimden akan yaşlara engel olamıyordum. Dışarda şiddetli bir şekilde yağmur yağıyordu. Ferit yağan yağmura aldırış etmeden yere çöküp bağıra bağıra,ciğeri çıkarcasına ağlamaya başladı.
Arkasından gelip omuzlarına tutundum. Yüzümü boynuna gömüp öpüp sakinleştirmeye çalışıyordum,nafileydi. Daha da ağlıyordu,kendimi çok çaresiz hissediyordum. Ne yapsam nafileydi. Ferit'in içindeki acı geçmiyordu,geçmeyecek gibiydi de.
"Ferit,ben buradayım her zaman yanındayım aşkım. Son nefesime kadar seni destekleyeceğim. Seni çok seviyorum." Ferit kıpkırmızı gözleriyle bana baktı bir süre. Kafasını göğsüme koydum. Bir çocuğun saçlarını okşar gibi Ferit'in saçlarını okşadım. Sessiz sessiz hıçkırıklar duyuyordum.
Ferit'le ne kadar süre böyle kaldık bilmiyorum. Hava bugün soğuktu ve sırılsıklam olmuştuk. Artık kalkmamız gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAVEYLA/ SeyFer (+18)
Romance+18 "Bir Şeyin Kıymetini İlla Kaybettikten Sonra Mı Anlayacaksın?"