Cookie

218 21 4
                                    

Annem ve babam arayıp duruyordu. En sonunda telefonu kapatmıştım. Bu seferde rafe'i arıyolardı. Ward bile arayıp beni soruyordu.

Carla: eve gitmek istemiyorum.
Rafe: biliyorum. Sorun yok.
Rafe'in telefonu tekrar çaldı. Yine ward'du

Rafe telefonu açtı.
Rafe: carla benim yanımda baba. Aramayın artık.

Dedi ve bir kaç saniye ward'u dinledi. Ben ne dediğini duyamıyordum.
Rafe: carla olmak istediği yerde ve güvende. Ailesine de böyle söylersin.

Dedi ve telefonu kapattı.
Carla: kurabiye yapalım mı?
Rafe: kurabiye mi?
Dedi gülümseyerek.

Carla: evet. Kafamız dağılır.
Rafe: ne istersen yapalım bitanem.
Dedi ve yanağımı öptü.
Gülümseyip ona sarıldım.

Carla: teşekkür ederim.
Rafe: teşekkür etme artık carla. Ben senin sevgilinim. İstediğin şeyleri yapmayacaksam senin yanında olmayacaksam niye sevgilin olayım?

Yanağını öptüm.
Carla: malzeme sipariş etmemiz gerek.
Dediğimde rafe telefonunu çıkardı ve uygulamaya girdi.

Rafe: ne lazım şimdi?
Tüm malzemeleri ona söyledim ve o da sipariş verdi. 15 dakika sonda malzemeler gelmişti. Mutfağa gittik ve ellerimizi yıkadık.

Tezgah benim boyuma göre çok yüksekteydi yani hamuru katıştırmam zor olacak diye düşünürken rafe küçük bir tabure getirdi.

Carla: sen bana cüce mi demeye çalışıyorsun?
Dedim sinirli gibi.

Rafe: evet.
Dedi gülerek.

Carla: ben kısa değilim sen evi kendi boyuna göre yaptırmışsın.

(Pick me değil arkadaşlar benim de bu tarz sorunlarım oluyor😡😡 (152😭))

Tereyağı ve şekeri kaba doldurdum.

Carla: mikser verir misin?
Rafe: ben yapıcam.
Carla: peki yap.

Rafe yanıma geldi. Kabı önüne çekip mikserle karıştırmaya başladı.
Carla: tamam yeterli.
Dediğimde mikseri kapatıp bir kenara koydu.

Rafe: şimdi ne lazım?
Carla: yumurta süt nişasta kabartma tozu ve vanilya.
Rafe: yumurta kaç tane
Carla: 1 tane.

Rafe söylediklerimi getirdi. Ben paketlileri koyarken o yumurtayı kırdı.

Carla: şimdi tekrar çırpacağız.
Rafe bu çırpma işini çok sevmişti sanırım çünkü tekrar çırpacağını duyunca sevinmişe benziyordu.

Mikseri alıp tekrar kaptaki malzemeleri çırptı.
Carla: tamam şimdi un zamanı.
Rafe unu getirdi.

Rafe: ne kadar koyuyoruz?
Carla: kıvamı olana kadar. Sen çok az koy ben karıştırıcam.
Rafe yavaş yavaş un eklerken ben karıştırıyordum. Ellerimin her yeri hamur olmuştu. Rafe'in unu kaba dökmesini beklerken kafama dökmüştü.

Carla: rafe!
Dedim gülerek.
Rafe: çok güzel oldun.
Dedi gülerek.

Elime yapışan hamurları yanaklarına sürdüm.
Carla: sende çok güzel oldun.
Dedim gülerek.

Rafe eline un dolu bir bardak aldı.
Carla: tamam tamam şaka yaptım!!!
Dedim tabureden inerken.
Rafe: tamam gel hadi.
Dedi gülümseyerek.

You're No Good For Me || Rafe CameronHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin