(\ (\
('• ֊ •') ♡
━O━O━━━━━
Softcore- The Neighbourhood"Beni kandırdın!" diye mırıldandı Fuyuko abisine karşı kaşlarını çatarak.
Mikey elindeki dorayakiyi ağzına tıkarken Fuyuko'ya baktı.
"Motorumu tamir etmedin!" diye çıkıştı Fuyuko sevimlice.
Mikey ağzı dolu olduğu için gülemezken Draken bir kahkaha patlatırken Mikey'nin sırtına vurarak yediği dorayakinin boğazında kalmasına vesile oldu.
Fuyuko katıla katıla gülmeye başlarken Mikey öksürüyordu. Fuyuko parmak uçlarına kalkarak Mikey'nin ensesine bir şaplak attı.
Mikey ona kötü kötü bakarken sonunda boğazına takılan lokmadan kurtulabilmişti.
Moebius ile olacak çatışma için Mikey'nin yapacağı toplantının olduğu yere doğru gülerek ilerlemeye devam ettiler.
* * *
Beyaz... Her yer bembeyaz... Sanırım kar yağıyor... Genç çocuğun yüzü damla damla ıslanıyor...
Hava gri ve soğuk... Genç çocuk ise kısa kollu bir t-shirt ile yerde yatıyor...
Aniden bir şimşek çakıyor ve gri rengindeki hava kırmızıya çalıyor. Yere düşmekte olan ak karlar ala bulanıyor daha yere bile düşemeden.
Çocuk yavaşça kafasını yerden kaldırıp kırmızıya boyanmakta olan yerdeki karlara bakıyor. Yavaşça ayağa kalkıyor, ayakta durduğu yer hariç her biz zerre kırmızıya boyanıyor.
Aniden bir bebek ağlama sesi dolduruyor kulaklarını. Çok uzak ama bir o kadar da yakın olan o sesin sahibi çocuğun ilgisini çekiyor.
Sesin geldiği yöne doğru gitme arzusu yükseliyor içinden bir yerlerden ama adım atmaya korkuyor genç çocuk.
Ve son beyaz noktadan kırmızı olan noktaya basıyor ayağını sonunda.
Çıplak ayakları kırmızı bölgeye temas ettiği anda çocuk bir çığlık duyuyor, bir kadın çığlığı...
Çıplak ayakları ve giydiği pijamanın paçaları kana bulanıyor genç çocuğun.
Her adımında yükselen kadın çığlığına doğru yürüyor genç çocuk içinde harlanan korkuyla.
Görüş alanına bir ev giriyor, kırmızı fırtınanın etrafında döndüğü.
Çocuk evin yanına geliyor, kapı kulpunu kavrıyor ama nafile çünkü kapı kilitli. Yavaşça pencereye yaklaşıyor.
İlk baktığı pencereden gördüğü oda bir oturma odası. Krem rengi iki koltuğun ortasındaki sehpada bir televizyon kumandası var, bir tane kül tablası, birkaç da demir para var. Televizyon açık, kuru gürültü...
Yerde devrilmiş içki şişeleri var. Halıda birkaç damla kan mı yoksa kırmızı şarap mı olduğunu çözemediği lekeler... Lamba açık değil, her yer kasvetli.
İkinci oda bir mutfak. Sade bir dizaynı var ama bir şeyler huzursuzluk veriyor. Kirli bulaşıklar bir yere istiflenmiş, çöpün yanında boş bira şişeleri. Lamba açık değil, her yer kasvetli...
Üçüncü oda bir yatak odası. İçeride iki kişi var. Yerde oturup ağlayan bir kadın var ücra bir köşede, odalardaki içki şişeleri gibi kullanılıp atılmış bir kenara. Kadının çaresiz yüzünden yere damlayan kan buluşunca halıyla, pencereden bakan çocuk kaşlarını çatıyor. Kadının karşısında ayakta duran adam belli ki vicdan yoksunu, gözlerinde hiçbir duygu yok ama sesi evi inletip yeri gürletiyor. Adam kadının dağılmış saçlarını kabaca avuçlayıp ayağa kaldırıyor. Kadına geçirdiği yumrukla kadın yana savrulurken bir çığlık daha kopuyor kadının bağrından. Adam geriye çıkarken ayağına çarpan boş viski şişesi yuvarlanıp bir diğerine çarpıyor. Lamba açık değil, her yer kasvetli...
Genç çocuk dördüncü pencereye geçiyor. Oda bir bebek odası. Duvarlar açık gri, oda sade. Gri renkte bir beşik karşılıyor aranan menekşelerini çocuğun. Bebeğin büyülü ağlaması adamın bağırma sesleri ile susturulurken bebek hissetmişcesine gözlerini açıp genç çocuğa bakıyor. Lamba açık değil, her yer kasvetli.
Bir deniz misali masmavi gözleri olan yeni doğmuş bir bebek... Kahverengi saçları çocuğun parmağının ilk boğumu kadar kısa. Bembeyaz teninde bir doğum lekesi göze çarpıyor. Tombul karnının en solunda bir doğum lekesi var, "F" harfine yatkın. Minik bebek çocuğa bakarken ağlamayı bırakıyor ve ona dünyanın en güzel gülüşünü bahşediyor.
Genç çocuk bu minik bebek çocuğa gülücükler saçarak bakarken çocuk onu tanıdığına dair bir savaşa giriyor zihni ile.
Yeni doğmuş bir bebek... Bir kız çocuğu... Mavi gözlü... Kahverengi saçlı... Beyaz tenli... Kışın çocuğu...
Kış çocuğu... Fuyuko?
Sahi Fuyuko isminin anlamı "Kış Çocuğu" idi...
Genç çocuk aceleyle elini pencereye yasladı. Bebek ona hâlâ gülücükler saçarken kapı sertçe açıldı. Minik bebek yerinden korkuyla sıçrarken genç çocuk kaşlarını çattı.
Az önce kadını döven adam yalpalaya yalpalaya yürürken elindeki şişeleri son damlayı da içip bira şişesini kenara fırlattı. Arkadan kadının acı çığlıkları gelirken adam beşiğe yaklaştı.
Genç çocuk hızla camı yumruklarken adam aniden cama baktı. Hızla perdeyi kapattığında genç çocuk çaresizlikle etrafına bakındı.
Yine bir kadın çığlığı yükselirken bebeğin gülücükleri ağlamaya dönüştüğünde genç çocuk etrafındaki kırmızı alana baktı. Her yer karanlığa bürünürken Izana Kurokawa berbat kâbusundan uyandı...
𝙔𝘼𝙔!ーーーーーーーーーーーーーーーーー
-SELAMMM!!
-Sizce bölüm nasıldı, beğendiniz mi??
-BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUNN AŞKLARIMMM
-Normalde yarın atacaktım neyse hediyem olsun hfufxetugiesih (Benim teselli-)
-Diğer bölümde görüşürüzzz!
-Bayyy!!
╔══╗....<3
╚╗╔╝..('\../')
╔╝╚╗..( •.• )
╚══╝..(,,)(,,)
╔╗╔═╦╦╦═╗ ╔╗╔╗
║╚╣║║║║╩╣ ║╚╝║
╚═╩═╩═╩═╝ ╚══╝𝙔𝘼𝙔!ーーーーーーーーーーーーーーーーー
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I was someone's daughter || Izana x Reader
Fanfictie-Arkadaş olalım, Izana-san!! -Bak, Tanrı bile Cehennemine benimle birlikte seni istiyor!