19>

364 34 5
                                    


-

Herşeyin mükemmel olmasını bekleyerek hatamı yapıyordum? Ama inanmıştım, herşeyin güzel gideceğine inanmıştım nihayetinde.

Bazen olmayınca olmuyordu.

Sevgilimin titreyen parmaklarını sıkıca kavrarken benimkilerin onunkinden daha fazla titrediğinin bilincinde değildim. Sadece mavi gözlerindeki kırgınlığın farkındalığıyla titriyordum. Bir şeyler ters gidiyordu, benim sevgilim bir şeye üzülüyordu.

"Sevgilim, ne dediğinin farkında mısın?" Ağzımdan sadece bu sözler çıkarken beynim çok daha fazlasını getirmemi istiyordu.

Kafasını eğince bittim. Ağlayacaktı, mutluluktan değil, çaresizliktendi. Ben söz vermiştim, onu mutlu edecektim.

Ben sözümü tutamadım sevgilim, özür dilerim.

Seni benden uzaklaştıran şey, ya da kişiler yüzünden, senden özür dilerim.

"Ben, ben geri döneceğim... Ama," Kafası hala eğikken söylediklerine anlam yükleyemedim o an.

"Ama?"
Kafasını kaldırıp gözlerime baktı, ben ise gözlerinden akan bir damla yaşa.

"Uzun... Uzun sürecek..." Dudaklarım iki yana kıvrıldı istemsizce. Yanaklarını kavradım, mutluluğum gibi damla damla akan göz yaşlarını sildim. "Neden, neden sevgilim?"

Kafasını iki yana salladı umutsuzca. "Özür dilerim Ata..." Dedikten sonra sıkıca sarıldı bana. Bunun belkide son sarılmamız olduğu düşüncesi tüylerimi diken diken etti.

Sıkıca sardım bende onu. "Neden gidiyorsun dedim bebeğim, nede-"

"Söyleyemem Ata! Söyleyemem!" Aniden bağırmazı yüreğimde bir yanma hissi oluşturdu. İlk defa bağırıyordu bana. Kim bu hale getirmişti onu?

Sevgilim dolabından kıyafetlerini çıkarırken öylece ayakta dikiliyordum. Lütfen bu yaşanmıyor olsun...

1 hafta sonra

Etrafta o kadar ses varken ben sadece sevgilimin iç çekişlerini duyuyordum. Elindeki valizler orada fazla kalacağının habercisiydi bana. Bir haftadır ruh gibi geziyordu evde. Bu benim Nikolayım değildi, onun gözleri parlak maviydi, karanlıkta yok olacak bir renk değildi onun gözleri... Şimdi ise tek bir parlaklık yoktu o deniz gözlerinde.

İsteyerek gitmiyordu oraya, bunu biliyordum. Eninde sonunda öğrenecektim. Sevgilimi bu hale getiren şeyi bulacak, yok edecektim.

"Ata..." Titrek sesli sevgilimin ellerini ellerimde hissettim.
"Uçak kalkıyor..." Ne diyeceğimi, ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Dudaklarını yanağımda hissettiğimde ağlamamak için zor tuttum kendimi. Üzülmemesi için ağlamıyordum. Sanki yeterince üzülmemiş gibi.

"Ata... Sevgilim, lütfen mahvetme kendini. Geri döneceğim..." Sözleri bana umut vermiyordu. Gözlerine bakarak yanıyordum sadece.

"Ata... Yapma lütfen sevgilim, geri döneceğim söz veriyoru-"
Dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Oradaki insanları umursamadan. İlaç olan dudaklar zehir gibi geliyordu şimdi, bağımlılık yapan bir zehir.

Ben yapamazdım.
Onsuz yapamazdım.

-

Kaoslar bu kadar duygusal olmuyordu sanki...

Uzun süre sonra yeniden merhaba bebislerim. 1 aydır yokum, çünkü telefonum iflas etti bildiğiniz... Dün doğum günümde ailem telefon hediye etti bu yüzden motivasyonumda yüksekti. Sonra hesabın şifresini yazdığım not uygulamasının öbür telefonda kaldığını farkettim...(Çöküş)

Allah'tan şifreyi hatırladım, tam şöyle güzel bir bölüm gider derken, aklıma kaos yazmam gerektiği geldi. (2. Çöküş)
Kıyamadım bebeklerime bölüm de pek güzel olmadı...  Olduğu kadar, gorusuruzzz

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 01 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

RUSYALI (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin