"Ahh çok acıyor!" Diye ağlamaklı bir sesle bağırdı Niko.
"E oğlum ben sana dedim dimi dişin ağrır diye!" Diye bende panikle bağırdım onun gibi.
Ağrıyan onun dişiydi ama bende paniklemiştim baya ağlıyordu ve bende ona kıyamıyordum açıkçası."Aç ağzını bakayım" doktorum ya zaten bakiyim bi
Yarım bir şekilde açtığı ağzından ağrıyan dişine bakmaya çalıştım."Biraz daha aç gözükmüyor!"
Büyük bir şekilde açılan ağıza ve dışarı çıkan dille yutkundum.Ergenmisin Ata kendine gel...
Arka dişine baktım. Çürük değildi ama şişmişti intihaplandığı belliydi ve çektirdiği acıyı az çok biliyordum. Saat gecenin 3üydü ve hastane buraya çok uzaktı, ama ağrı devam ederse gitmek zorundaydık. Çünkü bu acıyla uyuması mümkün değildi.
"Bende hap olması lazım eğer yoksa hastaneye gideriz tamam mı?" Dolu gözleriyle tatlı duruyordu ama ağlamasını istemiyordum.
Kalkıp mutfakta buz dolabına ilerledim. Buraya hap koymuştum fakat ağrı kesici olduğundan şüpheliydim.
Tamam millet bu bir ağrı kesici.
"Buldum, al bakiyim yut şunu"
Hap ve su dolu olan bardağı uzattım....
Aradan bir saat geçmişti ve Niko omzumda uyukluyordu. Ağrı kesici işe yaramıştı ama yinede doktora götürsem iyi olacaktı bir daha ağrıyabilir sonuçta.
Koltukta olduğumuz için kalktığımızda boynu tutulabilirdi buyüzden odasına götürmem gerekiyordu.
Yavaşça omzumdaki bedeni ürkütmeden kalkmaya çalıştım ama koluma sarılan kollar bunu engelledi. Ellerini koluma sarmış gitmemi istemiyor gibiydi.
Ellerini acıtmadan kolumdan çıkarmaya çalıştım ama nafileydi. Uyandırmak istemiyordum ama beni zorluyordu şu an.
En sonunda ellerini kolumdan kurtarmıştım ama kolumda tırnak izleri kalmıştı ve... Hoş duruyorlardı... Tamam şaka.
Kollarımı başının ve bacaklarının altından geçirip kucağıma aldım. Ellerimde çok küçük duruyordu ve hiç ağır değildi. Kilosu tam yaşına göreydi ama neden bukadar hafifti? Bebek taşıyormuşum gibi hissediyorum.
Kollarımda uyuyan sarı kafalı çocuğa baktım. Rus kızlarının güzel olduğunu hepimiz biliyoruz. Ama erkeklerinin bukadar güzel olduğunu düşünmüyordum. Ya da bu güzellik sadece Nikoya özel bilemiyorum.
Odasının kapısını ayağımla açıp Nikoyu açık mavi ve yatak başlığı bulut şekilde olan yatağa yatırdım. Odasıda en az kendisi kadar tatlıydı. Kalkıp duvara astığı büyük ihtimalle kendi çizdiği resimlere baktım. Gerçekten güzel çiziyordu ve bu çizdiği şeylerin bir anlamıda olabilirdi. Bir gün sormalıydım.
"Ata?"
Arkamdan gelen ince ve çatallaşmış sesle gülümsedim.
Okadarda uyanmaması için uğraşmıştım."Uyandınmı bebek surat?"
Çatılan kaşlarıyla kahkaha attım sessiz bir şekilde. Sinirli göründüğünü mü sanıyordu? Daha çok katil bir civciv gibi görünüyordu. Elinde bıçakta olsa aynısı.
Yanına ilerleyip yatağına oturdum.
"İyi mi dişin?"
"Evet teşekkür ederim" dedi gülümseyerek.
"Tamamdır ozaman ben yatmaya gidiyorum sabah oldu olacak zaten" dedim esneyip.
"Şey yanlış anlamazsan, yanımda uyurmusun?"
Aynı yatakta beraber uyumayımı teklif etmişti o?
Olur."Peki, kay kenara"
Gerçektende kaymıştı, ne yani şaka yapmamışmıydı?
"Bakmasana boş boş gelsene"
Yanına uzanıp Niko'nun boyuna göre olduğu için bacaklarımın bir kısmını açık bırakan yorganı üstümüze örttüm.
Bana dönüp gülümsedi. Bende gülümsedim. Neden gülüyorduk?
"İyi geceler Ata" diyip yanağıma öpücük bıraktı.
Şaşırmıştım ama abartmaya gerek yok değilmi? Arkadaşlar birbirlerinin yanaklarını öpebilir sorun yok bunda.
Öpebilir değilmi?
"Sanada rusyalı"...
-
Yavaştan bi yakınlaşın siz dimi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUSYALI (BXB)
Romansa"Sen kimsin lan? ve evimde ne arıyorsun..." "Но это же мой дом?" "He?" 08.09.2023