11: ꕤʙᴜ... ʜᴀʏıʀ!ꕤ

4 1 0
                                    

"Lütfen bana bunun gerçek olmadığını söyle..."

öᴢᴇʟ ᴀʀᴀ ᴋıꜱıᴍ;

-𝗗𝗮𝘇𝗮𝗶'𝗱𝗲𝗻 𝗦𝗮𝗵𝗻𝗲-

Beyaz çiçeklerin arasında gezinirken bulmuştu kendini kahverengili. Mezarlığın önünde bulmuştu. Bu sefer ait değildi mezar eski arkadaşına. Tam tersi, beyaz çiçeklerle buram buram portakal kokusuyla kaplanan mezarda, "kendini" bulmuştu.
Ne güzel bir isimdi böyle... ne güzeldi kızıllısının aklını karıştıran...

*ੈ✩‧₊˚༺☆༻*ੈ✩‧₊˚


Olanlardan sonra bu olayı ertelemeye karar verdi. Anlaşılan önemli bir şey değildi. İkisine de zarar verecek bir şey yoktu. Sadece tek yapılan iletişimlerini kesmekti... Ne aptalcaydı? Ne kazanacaklardı yani? Ryuunosuke bu olayı ciddiye alması gerektiği hakkında konuşmuş ama Chuuya endişelenecek bir şey olmadığını söyleyerek geçiştirmişti.

*ੈ✩‧₊˚༺☆༻*ੈ✩‧₊˚

Cumartesi Günü Gün Batımı (Alacakaranlık) Zamanı

Rüzgar sert bir şekilde esiyordu. Gün batımının harika görüntüsü bir kez daha nefes alabildiğini hatırlatıyordu. Su ise, yer yüzeyi ile yavaşça temas ediyor ve arkasında parlak bir görüntü bırakıyordu. Tatlı tatlı portakal çiçekleri gölün kenarına dizilmiş, gelecek ziyaretçilerine olağanüstü bir görüntü bahşediyordu. Tekrar ve tekrar nefes aldı. Üstüne vuran soğuk rüzgara aldırmayıp tüm heyecanıyla ileriyi seyretmeye devam etti. Dik ve ayakta duran vücudu soğuktan kıvranmasına rağmen geri çekilmek istemiyordu. Daha sonra yavaşça ayağını göle değdirdi. Tüm soğuk ayağına toplanmıştı. Islandığını hissettiğinde geri çekmeye yeltendi. İçinde kısa süreliğine bir huzur hissetti. Böyle bir hissi tatmanın bencillik olduğunu düşündü. Sonrasında burada daha fazla kalmak istediğini fark etti. Havanın akışı saçlarını dalgalandırdı ve çiçek yaprakları üstüne akın etti. Tam bu sırada vücudu yer yüzeyi ile buluştuğunda göl tamamlanmıştı. Yanındaki portakal ağacına baktığında portakal çiçeklerinin oluşturduğu görüntüye hayret etti. Esen rüzgarla kıyafetleri kıpırdandı, kızılımsı saçları titredi ve özgürlük mısır mavisi gözleri parladı. Göle baktıkça baktı. Baktığı her saniye gözleri daha da parladı. Parladığı gibi, gölü de parlattı. Portakal kokusunu içine çekti. Bu harika havayla ait olduğu yerde olduğunu anladı.

*ੈ✩‧₊˚༺☆༻*ੈ✩‧₊˚

Pazar Günü

Kelimeleri doğru aktarabileceği bir yer... belki şiir yazardı, belki de mektup. İlk kez bir profesyonelin yanında işini yaparken göreceği düşüncesi onu titretti. Nedense sonra hızla kendine gelip, hazırlanmaya başladı. Ortalama birkaç saat içerisinde buluşacaklardı. 

Resmi halini ortaya çıkarması gerecekti. Aslında her zaman öyleydi ama burada son derece saygı, her zaman söz konusu olmazdı. Yani hem resmi olması hem de saygı göstermesi gerekiyordu. Violet ile buluştuğunda, bunu aklından çıkarmamayı diledi.

Dünya bugün ona biraz daha farklı geliyordu. Ajans veya mafya... hiçbirine sahip olmadığı bir dünya... bir günlüğüne.

Karanlık havanın ortasında daha sonra ışıldamaya başlayacak güneşin olduğu yere baktı yavaşça, "Işık gözlerimi acıtıyor..."

Hazırlanmasını bitirdi ve tam olarak saatin yerinde olduğunu fark etti. 'Şimdi çıkarsa tam zamanında yetişirim' diye tahmin etti.

⋆。゚☁︎。⋆。 ゚☾ ゚。⋆

-MEKTUP- (ꜱᴏᴜᴋᴏᴋᴜ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin