7. BÖLÜM

250 22 27
                                    

'her bir zerrem biliyordu kalmayacağını'

                           §§§§

                           §§§§

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

@belinay8Gior : . He was going to take me around all over Istanbul. @barisalperyilmaz (beni tüm İstanbul'u dolaştıracakmış )

1.963.879 beğeni

@ıamberkan : rehbere dönüş barış 😀
---@barisalperyilmaz : dalga geçme oç
---@belinay8Gior : oç ? What ?
---@keremaktürkoğlu : barışş
---@barisalperyilmaz : ya sende böyle kelimeler edince hemen bitiyon dibimde kerem.

@yunusakgun17 : eyvah inşallah kızı kaybetmez.
---@barisalperyilmaz : Belinay hemen atlıyor diye küfretmek istemiyorum kardeşim.
---@belinay8Gior : 🧐🧐

@kenanyildiz_official : me?
---@belinay8Gior : sorry bro 🤗
---@can.uzun : 😒😒

                             §§§§
KEREMDEN
Karşımdaki deli üçlüye baktım hüzünle. Barış dayanamayarak "kardeşim ne olduğunu söyleyecek misin yoksa vahiy yoluyla mı inemsini bekliyorsun ?" Sinirle ona dönerken "barış bak zaten sinirliyim vahiy yoluyla atlarım şimdi sana"

göz devirirken yunus yanıma oturarak şefkatle gözlerime baktı. "Kerem ne oldu ?" Bakışlarım halıya inerken "gidecek. Sezon sonu. Çok çabaladım sevmeyeyim dedim, olmaz dedim, imkansız dedim, engel ol kendine kerem ondan hayır gelmez üzülürsün, yine en sonunda tek başına kalacaksın kendin mahvolacaksın, kariyerin mahvolacak ama yapamadım. Bir kaç gün olmasına rağmen o kadar bağlandım ki ona sezon sonu giderse ne yapacağımı bilmiyorum. Ama mahvolacağım kesin."

Bakışlarımı halıdan çekip onlara baktığımda bu sefer hepsi bana hüzünle bakıyordu. Berkan gelip yanıma oturarak elini omzuma koydu. "Kerem biz böyle düşündüğünü bilmiyorduk. Eğer bilseydik eşşek sudan gelinceye kadar döverdik seni."

Onun bu söylediğine gülümserken "bak kerem şimdi sana söyleyeceklerim benim sana söylemem garip gelebilir ama herşeyi akışa bıraksan kardeşim. Bizde senin üzülmeni istemeyiz ama içimde bir yerde bir ses belinayın gitmeyeceğini söylüyor. Kerem sen belinayın sana nasıl baktığını hiç gördün mü? Sen kıza bir adım atsan o sana bin adım atar. Emin ol asla seni bırakmaz. Sana aşık. Derdi kulüp, takım olsa sence Galatasaraya gelir miydi Real Madrid, Barcelona varken. "

Barış da gelip önümde diz çökerken "ya o gün seni nasıl sevdiğini anlattı bana. Sen gülünce ne diyeceğini unutuyormuş, saatlerce seni izleyebilirmiş. Söylesene kerem bunu söyleyen biri eğer doğru söylüyorsa tabii bırakabilir mi seni ?"

"Bilmiyorum düşünmeye ihtiyacım var" yunus ayağa kalkıp beni de kaldırırken "hadi yeter bu kadar hüzün cafeye falan gidelim" yerime geri otururken "yunus duşüneceğim dedim böyle nasıl düşünebilirim ?" Barış beni tekrar kaldırırken "ne düşünmesi be oturup Harry Potter izliyeceksin" diyip zorla kapıya götürmeye başladı beni. Deliydi bunlar gerçekten deli ya.

YAZARDAN
"Bak Irina düşündüm de geçmiş geçmişde kaldı. Sende hata yaptın bizde hata yaptık. Belkide arkanda durmalıydık ama o dosya şirketimiz için çok önemliydi. O dosya gidince iflas eşiğine geldik onlar yüzünden. "
Irina burnunu çekerken "ben suçlu" adam sıkıntıyla derin nefes alarak

"o yüzden benimle Türkiye'ye geliyorsun. Yeniden başlayalım abi kardeş olarak. Olur mu ?" Irina onca yıldan sonra ilk defa samimi bir şekilde gülümserken hızla sarıldı Irinanın gözlerinden yaşlar tekrar düşmeye başlamıştı. O sırada adamında gözünden bir damla sözülmüştü.

Gözündeki yaşı silip ayrıldı kadından "ama Belinay bilmeyecek asla dayısı olduğumu. Yoksa mahvolur kız."

BELİNAYDAN
devrimin nefes almadan anlattıklarını ağzım açık dinliyordum. Bu kız nasıl bu kadar çok konuşabiliyor. Etrafa bakınca gözüm kapıdan içeriye giren dörtlüye gözüm takılmıştı.

"What happened, why are you grinning like that?" (Ne oldu, neden sırıtıyorsun öyle ?) O da baktığım tarafa dönüp tekrar bana döndü sırıtarak "Which one?" (Hangisi?) İstemsizce ağzımdan kerem ismi çıkmıştı.

Gülerken "wait stop You said Kerem, right? You literally become Galatasaray walking in yellow and red. You look very good." (Dur dur. Kerem dedin değil mi sen ? Sarı, kırmızı yürüyen Galatasaray olursunuz resmen. Çok yakışırsınız) Yüzüm düşerken "But I guess he doesn't like me." (Ama o benden hoşlanmıyor sanırım)

Devrim omzuma vururken "It's only been 3 days, he'll fall in love with you soon. It's not just her, many men will fall in love with you with this beauty. Even if it doesn't happen, we force them to fall in love." (ya daha 3 gün oldu biraz geçsin aşık olur sana. tek o değil bir sürü erkek aşık olur sana bu güzellikle. olmasa da zorla aşık ettiririz. ) Bu dedikleriyle içimin umut dolmasına engel olamamıştım.

Keremlerin yanımıza gelmesi ile konuşmayı kesmiştik. "oooo devro yengede burdaymış" tabii ki konuşan barıştan başkası değildi. Ama ne dediğini tabii ki anlamıyordum. "Bana bak barış kaç defa diyeceğim sana yenge deme diye. Lucası daha affetmedim." Berkan otururken "hala eninde sonunda affedeceksin yani" devrim somurturken "ne yapayım seviyorum" tek seviyorum kelimesini anlamıştım. Kesin yine Lucas hakkında konuşuyor.

Elimdeki poşetler ile asansöre bindim. Cafede baya eğlendikten devrim beni kaldırmış mağaza mağaza dolaştırmış akşam ettirmişti. Tabii lucasa sövmeyi ihmal etmiyordu o sırada.

Asansörden inince zar zorda olsa çantamdan anahtarı çıkardım. Kapıyı açtıktan sonra durak poşetleri içariye attım. Ne olursa olsun canım. Direk uyuyacaktım bu nedir arkadaş. Bu sefer Lucas gelirse gebertirim onu.

Salona geçip ışığı açınca koltukta oturan beden ile donup kaldım. Yıllarımın, çocukluğumun katili kabuslarımın başrolü tam karşımdaydı. İşte şimdi tekrar başlayacaktı kabuslarım, acılarım.
"Cosa stai facendo qui?" ( Ne işin var burda ?) Her zaman ki gibi sesim karşısında titrek ve sessiz çıkmıştı. Aksi çıkmazdı, izin vermezdi.

"Non può mancarmi mia figlia?" (Kızımı özlemiş olamaz mıyım ?) Annemdi. ruhumun katili annem gelmişti. Ayağa kalkıp bana yaklaşırken bende geri geri gittim. Sırtım duvara yaslanırken iyice yaklaştı bana. Başım yere eğilmişti bile.

"Non sopporto di vederti... gli assomigli così tanto. Non vorrei mai vedere questa faccia se non avessi vendetta." (tahammül edemiyorum seni görmeye...o kadar benziyorsun ki ona. alacağım intikamım olmasa asla görmek istemezdim bu suratını. )

Yine canımı yakıyordu işte. Ama hiçbir şey diyemiyordum. Hiçbir annenin kızına bunu yapmaya hakkı yoktu, yapmamalılar.

"chi è mio padre?" (Babam kim?) Yüzümde hissettiğim sızı ile yana eğilmıştı yüzüm. Geriye giderken sinirle "Perché sei curiosa nei confronti di un uomo che non ti vuole? Sai perché quell'uomo ti ha dato a me quel giorno? Così ogni volta che ti vedo, mi ricordo di lui e provo dolore." (niye seni istemeyen bir adamı merak ediyorsun ? o adam o gün seni niye bana bahşetti biliyor musun ? seni her gördüğümde onu hatırlayayım, acı çekeyim diye. )

Daha fazla nasıl acıtabilirdi ki ? Buydum ben işte. Hiç görmediği Babası çıkarı uğruna annesini kandırmış, herşeyin bittiği gün ise annesine unutturmayacağı bir iz bırakmıştı. Yani beni. Buydum. Annesi ailesi tarafındanda kovulunca yıllarca bu acı ile yaşamiş, o adamın acısını ise hep kızından çıkarmıştı. Buydum ben.

Son....
Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın...

Biliyorsunuz yks ye 5 gün kaldı malesef 🥺🥺
O yüzden sık sık bölüm gelemeyebilir ama atmaya çalışacağım.

Yarınki bölümde o meşhur iki adam kendini belli edecek 😈😈

LİTOSTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin