@Barisalperyilmaz : kendime kardeş ararken kendisi geldi Galatasaraya.. @belinay8Gior ❤️💛
356.738 beğeni@belinay8Gior : olusbu cocuğu..💛❤️
------@barisalperyilmaz : bana demeyecektin onu berkana diyecektin. 💛❤️
------@keremaktürkoğlu : korktuğum başıma geldi. Ama iyi oldu sana barış.
-------@ıamberkan : aşk olsun bro. Okan hocaya ne diyeceksin onu düşün sen.@keremaktürkoğlu : sizin bu iyi anlaşmanız beni korkutuyor. Umarım kıza daha kötü şeyler öğretmezsin.
---@barisalperyilmaz : kiskanıyorsun bizi.
----@belinay8Gior : kerem askin olayiimm.
----@keremaktürkoğlu : kim öğretti sana bunu.
-----@mauroicardi : oyle degil. Aşkın olayııım oyle.@nicolozaniolo : 🤨🤨
§§§§
Tepsideki kahveleri yorgun şekilde yığılan takıma verdi Belinay. Alışverişden sonra hemen taşınmak istemiş takımıda yalnız bırakmadı onu. Mertens ailesi, barış yunus kerem Berkan dörtlüsü, mauro ile kızları, Muslera, Abdülkerim, Kaan, nicolo ve Lucas hepsi ona yardım etmiş tüm eşyaları yerleştirip silmişlerdi. Çocuklarada süt verip koltuğa attı kendini.
Yanına döndüğünde kerem ile göz göze geldi. Kerem ona gülümseyince utanarak önüne döndü. Kerem belinayın utanıp önüne dönmesi ile gülmesi daha da genişledi.
Muslera ayağa kalkıp "Come on, everyone go home. The other day we have a match against Fenerbahçe. That's why tomorrow's teacher will tire us out. Everyone should go and rest." (hadi bakalım herkes evine gitsin. diğer hün fenerbahçe ile maçımız var. o yüzden yarın okan hoca bizi iyice yoracak. herkes gidip dinlensin. )
Herkes ayaklanırken barış belinaya sarıldı. Ayrılırken belinayın yanağını sıkarak "oyş oyş nasılda tatlı" Belinay iyice utanırken barış ayrıldığında yunus ve berkanda sarıldı.
Üçlü çıktığında bu sefer Muslera sarıldı. Ayrılırken "You can call me without hesitation whenever you need. Take care of yourself." (İhtiyacın olduğunda çekinmeden beni arayabilirsin. Kendine çok iyi bak. ) Muslera da çıkınca diğerleriylede vedalaştı.
Herkes çıkınca tek kerem kalmıştı. Kereme dönüp bakarak "askim" kerem kahkaha atınca Belinay ona anlamayarak baktı. Kerem üç dakikanın sonunda gözündeki yaşı silip kahkahasını durdurdu. "Who taught you this?" (Kim öğretti sana bunu ?) "Mauro bro. I don't know what the meaning is. Then Barış said to Kerem, say this word." (Mauro abi. Anlamının ne olduğunu bilmiyorum. Sonra barış, bu kelimeyi kereme söyle dedi.)
kerem birşey söylemek istemedi. Nedenini bilmiyordu ama bu kelimeyi söylemesine izin vermek istiyordu. Hoşuna gitmişti. "Are you angry, Kerem?" (Kızdın mı kerem?) Kerem ne yapacağını bilemeyerek "yoo" Belinay gülümseyerek keremin yanına oturdu.
Kereme bakarken "Kerem, I am very excited. Do you think I will be able to play? What if I can't? What if I ruin everything even more?" (Kerem, çok heyecanlıyım ben. oynayabilecek miyim sence ? ya yapamazsam. ya herşeyi daha çok mahvedersem. ) Kerem anlayışla gülümseyip dudaklarını büzen kıza baktı. "Don't think like that. I watched your matches, you play very well. In fact, you play better than most of us. Play the way you always play. There's nothing to get excited about. do we have an agreement ?" (öyle düşünme sakın. izledim maçlarını çok güzel oynuyorsun. hatta çoğumuzdan daha güzel oynuyorsun. her zaman nasıl oynuyorsan öyle oyna. heyecanlanmanı gerektirecek hiç birşey yok. anlaştık mı ? )
Belinay gülümseyip onaylarken kerem ayağa kalktı biraz daha kalırsa asla gidemezdi belinaydan. Belinay da onla birlikte kapıya kadar gitti. "Good night Belinay." Kerem üst kata çıkmaya başlarken "iyi geseler askim"
Kerem kahkaha atarken hangisine güleceğine şaşırmıştı. Aksanına mı ? Yanlış söylemesine mi ? Yoksa tatlı olmasına mı ? Belinayın bir üst katındaki evine girerken yüzünde hala gülümsemesi vardı.Salona geçip ışığı açınca gördüğü yüzler ile ödü patlayıp "BİSMİLLAH" "ahanda gitti çocuk" kerem eli kalbinde arkadaşlarına yaklaşıp "nasıl girdiniz lan evime " yunus sırıtırken "anahtarını saksının altına koyman hiç mantıklı değil aşkım." Son kelime ile barış ve Berkan da kahkaha atarken kerem utanıp elini ensesine götürdü. Sonra hemen kendine gelip sehpadaki bibloyu alıp fırlattı yunusa.
O da gidip karşılarına oturduğunda dik dik bakan arkadaşlarına bıkkınlıkla "ne ? Ne var yine ?" Barış sırıtırken "nasıl ? Güzel kız değil mi?" Kerem uyarırcasına "barışş." Berkanda barışa destek çıkar şekilde "ya kapo birşeyede kızma . Bak hem güzel kız hem futbolcu hem Galatasaray da oynuyor artık." Kerem sinirle "düzelteyim kardeşim kiralık olarak" yunus "kiralık olsa ne olacak icardi de kiralıktı ama bak o Galatasarayı tercih etti."
Diğerleride ona hak verirken "yemin ederim kızın sana bakışlarını gördüm." "Boş boş konuşma barış dün bir bugün iki." Berkan "bak kız dün gelmiş olabilir ama sen ilk konuştuğun an sana bakakaldı. Antrenmandayken bir kere bile gözünü ayırmadı senden. Kusura bakma da hiç birimize öyle bakmadı bahane uydurmaya kalkma sakın."
Kerem ayağa kalkıp odasına giderken. "Ne yapıyorsanız yapın ben uyumaya gidiyorum." Üçlü keremin gidişine oflarken kerem odasının balkonuna giderek manzaraya baktı.
Derin nefes aldı. İstemiyordu. Aşık olmak istemiyordu. Biliyordu hiç birşey kutlu sonla bitmezdi. Aşk diye birşey yoktu. Kariyerine odaklanmalıydı. Eğer aşık olursa bir daha bırakamazdı onu. olurda ayrılırlarsa mahvolurdu. Yaşayamazdı. O yüzden hep aşk işlerinden uzak durmuştu ama gel gör ki küçük bir kız tüm çabalarını boşa çıkarsın. Kaç saat düşünmüştü bilmiyordu. Gözünü sadece boğaza dikmiş bakıyordu. Daha başlamadan kafasında bitirmeliydi. Asla ondan hoşlanmamalıydı. Kerem kararını vermişti peki ya kader....
"GUNAYDİİİİİN" belinayın neşeli sesi ile tüm takım ona dönüp karşılık verdi. "Belo hayde hayde" mertens her zamanki aksanı ile belinaya antrenmana davet etmişti bile. İki günde kızı çok sevmişlerdi.
Antrenmana devam ederlerken Okan hoca gelip yarın ki maç için yine motivasyon konuşması yapmıştı. Belinay yeni gelen oyuncuları hemen maça çıkarmadıklarını biliyordu ama o oynamak istiyordu. Herkese yeteneğini göstermek istiyordu. Ama bilmiyordu bu maç herşeyin başlangıcı olacaktı.
Kadın kapının çalması ile açtı. Karşısında gördüğü adam ile şaşırdı. Kapıyı hemen üstüne kapatmak istedi ama adam elini kapıya koyup ittirerek engel oldu. "Sencede konuşmanın vakti gelmedi mi Irina" kadın geriye adımlarken "ben hiç konuşmak istemiyor. Git."
Adam onu dinlemeyip giderek koltuğa oturdu. "Neyse ki senin isteyip istememen birşey değiştirmiyor. Şimdi oturuyorsun buraya ben soruyorum sende düzgünce cevaplıyorsun."
Irina cevap vermeyip olduğu yerde kalırken "OTUR" adamın bağırması ile korkuyla oturdu. "Daha ne kadar saklayacağını düşünüyordun gerçekleri kızdan. Sendende bu beklenirdi."
"Ya ben bişey yapmadi" adam sinirle ayağa kalkarken "nasıl hala birşey yapmadım diye biliyorsun ya. Keşke babam seni bu benim kızım diye getirdiğinde annem vicdanıyla hareket edip almasaydı seni. Nereden bilebilirdik senin bir nankör olduğunu. Bir de üstüne gidip ondan çocuk yapmış-"
irinada gözlerinden yaşlar akarken ayağa kalktı onun gibi "BEN SEVDİ. yemin ederim çok sevdi. Aşıktım. İnandım ona. Daha ben çok gençti nereden bilebilirdim beni kullanıyo. Ama anladi ben. Çok geç oldu ama anladi."
Adam yanağından yaş akarken dışarıya attı kendini. Biliyordu yüzleşmesi gerekiyordu onunla ama yapamıyordu. Ne yapacağını bilmiyordu çok çaresizdi. Gerçekleri söyleyemezdi ona. Söylerse mahvolurdu kız.
SONNNN ...
KAOS FİTİLİ VERDİM BAKALIM.oy vermeyi ve yorum yapamyı unutmayınnnn.
Sizce o adam kimm ? 😈😈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİTOST
Teen Fiction"amore della mia vita" ondan ayrılırken "O ne demek ?" Yanağından öpüp gitmeden önce "bul sen amire della mia vita" kızın arkasından duyması için bağırdı. "SENİ ÇOK SEVİYORUM BİLİYORSUN DEĞİL Mİ ?" kız da ona dönerek "BENDE SENİ ÇOK SEVİYOR."