12. BÖLÜM

202 17 43
                                    

'iyi ki varsın dediği insanları kaybetmek de yoruyor insanı...'

Sahi babamı bulmak istediğim de kaç yaşındaydım ? Herşeyi öğrendiğimde kaç yaşındaydım ? Annemin öfkesi, nefreti ile yüzleştiğimde kaç yaşındaydım ? 5, 6 ? Annem beni soğuk karanlık odaya kilitlediğinde kaç yaşındaydım ? Beni dışarıya attığında kaç yaşındaydım ?, 8 ? Daha niceleri...

Unutmak istemiştim. Herşeyi unutmak istemiştim. Yeni bir sayfa açmak istemiştim. Ama ilk önce yüzleşmek istemiştim herkesle. Annemle, babamla, küçükken beni zorbalayan arkadaşlarımla... Ki becerememiştim. Ne arkadaşlarımla yüzleşebildim ne de annemle. Korktum yine. Ben de babamla yüzleşmek istedim. Belki de ondan korkmam diye. Belki de isteyerek bırakmamıştır beni diye. Belki de annem yalan söylüyordur diye ama gerçekleri birbir öğrenince belkilerim küçüklüğüm gibi kabuğuna saklandı.

Gerçekleri öğrenince hiçbir şey olmamış gibi devam etmek istedim. Onun babam olmasını istemedim. Bunca yıl sonra bir ailem olmuştu ve bu aile beni bırakmasın istedim. Kerem ile mutlu olmak istedim. Ama annemin dediği gibi lanetliydim. Hiçbir Zaman lanet peşimi bırakmayacak.

Karşımda oturan adama bakamadım. Ona bakmaktansa yere bakmak daha cazip bence. O ise dik dik bana bakıyordu. Onun bakışları altında küçüldükçe küçülüyordum. O her baktığında kendimden utanıyordum. Sanki onun kızı olarak suç işlemiştim. O bana her baktığında benden nefret ettiğini anlıyordum. Hâlbuki ben sever zannetmiştim. Annem gibi olmaz sanmıştım. Anneni o hâle koyan adam mı onun gibi olmayacak ? Ne zaman akıllanacaksın ? Sanırım konu annem ve babam olunca hiçbir zaman akıllanmayacağım.

"I will be honest with you. I really wanted to have a daughter. But I didn't get the chance... Look, I can't love you, I can't be with you, I can't be father and daughter with you because you will be harmed. And I don't want you to get hurt. I'm sorry... but I would be glad if this didn't escalate too much." (dürüst olacağım sana karşı. bir kızım olmasını çok istemiştim. ama nasip olmadı...bak seni sevemem, seninle yan yana gelemem, seninle baba-kız olamam çünkü zarar görürsün. ve ben sen zarar gör istemiyorum. üzgünüm...ama bu olay fazla büyümese sevinirim. )

Babamın sesini ilk ve son duyuşumdu. Onu ilk görüşümün böyle olacağını hiç düşünmemiştim her zaman ki gibi. Sarılmak istemiştim. Arkadaşlarımın her zaman aldığı o baba kokusunu bende almak istemiştim.

Kapı kapanma sesi gelince yaşlar gözümden akmaya başlamıştı bile. Ağlamam giderek şiddetlenirken yan oda daki Kenan hızla gelip yanımda diz çökerek sarıldı bana. Can ise kapının kenarında gözleri dolu şekilde bakıyordu bana. Çünkü bugüne kadar yaşadıklarımı bi onlar bir de nicolo biliyordu. Benim arkamda duran tek kişilerdi.

Hiçbiri babamın beni ilk görüşünde bunu diyeceğini tahmin etmiyordu. Tek düşündüğü kendisiydi. Bencildi.

YAZARDAN
Mutfağında tarif videosu açık kalmış hatta bitmişti. Oysa ki ne mutlulukla açmıştı bu tarifi. Kendi yaptığı ilk yemekti. Ve kerem için yapmıştı. Ona götürürse çok mutlu olurdu.

Mutfağında mutlulukla yaptığı herşey yarıda kalmış yatağında gözleri kan çanağı olmuş şekildi duvarı izliyordu. Yanında ise kardeşleri vardı her zaman ki gibi.

Kerem camdan dışarıya bakarken ofladı. İçinde bir sıkıntı vardı. Belinay'ı görmek istiyordu ama çekiniyordu. Sevgilin ya senin mal iç sesini haklı bulunca hızla kalkarak alt kata gitmeye başladı.

Kapıyı çaldı ama açılmayınca kaşları çatıldı. Biliyordu işte birşey olduğunu. Endişeyle zile üst üste basarken onu yeni bulmuşken kaybetmek istemiyordu. Kenan söylene söylene kapıyı açarken karşısında gördüğü adam ile göz devirdi. Kerem de ona kötü olduğunu düşündüğü ama tam tersi tatlı olduğu bakışlarını gönderiyordu.

Bu bakışlara son verip kenanı umursamadan belinay'ın odasına gitmeye başladı. Odanın önüne geldiğinde iç çekiş sesleri gelmeye başladı. Kapıyı tıklattığında cılız gel sesi geldiğinde hemen endişeyle içeriye girdi. Gözleri kırmızılaşmış, ruhsuz bir şekilde duvara bakan kızı gördüğünde içi parçalandı.

Hemen yanına gidip otururken "Belinay...ne oldu güzelim ?" İngilizce konuşamıyordu bile korkudan. Belinay kerem'in sesi gelince gözlerini kapattı yoksa tekrar ağlamaya başlayacaktı. Şu an tek istediği kereme sarılıp sabaha kadar ağlamak.

Kendini yatakta dikleştirirken "kerem he came." (O geldi ) Kerem sevgilisini hızla sararken " He didn't hug me, he didn't say 'my daughter', he said 'no way'. I didn't deserve these." (sarılmadı, 'kızım' demedi, 'olmaz' dedi. bunları hak etmedim. )

Daha fazla konuşmadı. Hiç bir güç kalmamıştı belinayda. Kerem sevgilisinin saçlarını okşarken onun da gözünden bir damla aktı saçlarına.

O gece kerem bir saniye bile kızın başından ayrılmadı. Kızı nasıl üzebildiklerini düşündü. Halbuki o bakmaya bile kıyamıyordu.

SABAH
Belinay yavaş yavaş gözlerini açtığında yüzünü buruşturdu. Başı çok kötü ağrıyordu. Bakışları yan tarafa kaydığında koltukta uyuyan keremi gördü. Kalkarken keremin uyanmaması için ekstra çaba gösterdi. İlk önce mutfağa girdi. Mutfağı dünün aksine düzenliydi. Boş boş bakarken düşman kapısı çalınır gibi kapının çalınması ile ödü patladı.

Hızla gidip kapıyı açarken karşısında barış, yunus, Berkan, devrim, Lucas ve nicoloyu görmesi ile kötü kötü bakmaya başladı. "If you stay quiet, Kerem will wake up." (Sessiz olsanıza kerem uyanacak.) Hepsi oo diye bağırmaya başlayınca Kenan da geldi "noluyo ya" barış onu ittirirken "sen bı çekil yürüyen hormon" Kenan anlamazca belinaya bakarken "what??" O da bilmiyorum diye omzunu kaldırınca o da onların peşinden gitti.

Belinayda içeriye girince yunus ve Berkan keremin kollarına girmiş içeriye getirmişlerdi. Biricik sevgilisi ise boş boş etrafa bakıyordu. "Barış ayılmamış bu galiba su mu döksek üstüne." Barış birden ayağa kalkıp "çok güzel ama tehlikeli fikir. Hadi yapalım" kerem birden kolları arasından çıkıp lan diye bağırdı. "Ne işiniz var sizin burada gitsenize ya. Kenan ile can yetmiyormuş gibi birde siz çıktınız başıma." Yunus elini yumruk yapıp çenesinin altına koyarak düşündü "biraz bakarsanız azıcık sinirli olduğunu görürsünüz."

Kerem konuşacaktıki nicolo izin vermeyerek "Today is the last day of the leave, let's wander around." (Bugün izinin son günü haydi dolaşalım.) Bugün akşam Kenan ve  can da gidiyordu o yüzden  mutsuzdu Belinay. Yaşadıkları yetmiyormuş gibi kardeşleri de gidiyordu.

Herkes onayladığında gidip hazırlanacakken telefonunun çalması ile aldı eline. Kimin aradığına baktığında gördüğü kişi ile şaşırdı.

Sonnn...
Oy vermeyi ve Yorum yapmayı unutmayın.....

İstediğiniz bir sahne varsa yazabilirsiniz

Yeni bir hikaye yazmak istiyorum bununla birlikte ve bu şanslı kişi kim olsun (ben barış düşündüm ama siz bilirsiniz)

LİTOSTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin