*Küçük bir hatırlatma*
Cüneyd'in dokunmakla ilgili bi travması yok ama travması yok değil :)
Naim'in dergahla falan işi yok.
Hatırlatma bitti.27 Nisan
Cüneyd dedesini alıp memlekete döneli yaklaşık bir hafta olmuştu. Dedesi doğduğu eve döndüğünden midir bilinmez, daha önce hiç görmediği kadar mutlu, huzurlu gibiydi.
Lakin Cüneyd sıkılıyordu.
Bu evdeki kitaplığa kütüphane demek gerçek kütüphanelere haksızlık olurdu. Toplasan 40 kitap yoktu bütün evde. Bu da sıkıntısına sıkıntı ekliyordu. Dergahtan birileri olsa bile 4 kişiyle ne kadar zaman geçerdi ki? Bahadır gördükçe Cüneydden kaçar olmuştu. Bütün evin eksiği hastane işleri götür getiri o üstlenmişti. Cüneyd de dedesiyle kalıvermişti koskoca evde. Arada dedesine uğrayıp sohbet ediyor ona kitap okuyordu lakin Mürşit efendinin pek hoşuna gitmiyordu sürekli yanında olması. Sürekli dışarı çıkıp bir şeyler yapması için zorluyordu genç adamı.
-Git biraz hava al Cüneyd ben iyileşeyim derken sen hasta olacaksın. Hiç çıkmıyorsun evden.
Cüneyd omuz silkti. Tek başına çıksa ne yapacaktı ki? Hem küçük bir yerdi burası dolanıp görülecek pek bir yer de yoktu. Bahadırla pazara gidiyordu arada.
-Daha dün pazara gittim ya.
Mürşid efendi güldü. Pazara gitmeyi gezmek olarak nitelendirmiyordu anlaşılan.
-Oğlum pazara gezmeye gidilmez. İş görmeye gidilir.
-Dede burada hiç bir şey yok ki. Neyi gezeyim neyi göreyim?
Mürşid efendi düşündü. İnsanlarla görüş kaynaş dese işe yaramayacaktı belli ki. Şöyle uzaklarda Cüneyd'in hoşuna gidebilecek bir yer düşündü.
- İlçenin girişinde sağ tarafta genişçe bir tarla vardı hatırladın mı? Dedemden kalma diye işaret etmiştim sana da.
Cüneyd başını salladı.
- İşte onun ilerisinde bir tepe var. Üstünde de envai çeşit ağaç.. Biri de benimki.Mürşit efendi anlatırken çocukluğuna gitmişti. Yüzündeki tebessüm anılarda gezdiğini gösteriyordu.
-Eskiden oralarda salıncak kurar oyun oynardık. Şimdi parklar var tabi. Oradaki ceviz ağacını rahmetli mürşit babam dikmiş doğduğumda. Şimdi kimsecikler yoktur ya.. en azından mekan değişikliği olur sana.
Cüneyd dedesini evde yalnız bırakıp gitmek istemiyordu. Bir şey olur da haberi olmazsa kendini affedemezdi.
-Madem bu kadar özledin. Beraber gidelim. Sen de görmüş olursun.
- Az benim yanımdan yöremden uzaklaş Cüneydim. Sen hasta bakıcım değilsin oğlum. Beni eğlendirmeye getirmedim ki seni ben. İçin rahat etsin diye burdasın.
-Evet ama evden ayrılsam içim rahat eder mi benim dede?
-Bir dahakine beraber gideriz inşallah. Şimdi benim ilaç saatim geliyor. Hatice hanım da izin vermez.
Cüneyd iç çekti. Dedesiyle tartışıp onu daha fazla üzmek istemiyordu. Gideceğini bildirip odadan çıkıyordu ki dedesinin sesini duydu:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ceviz Ağacı (CünZey)
Любовные романы"Ceviz ağacının dibinde ve gölgesinde oturulmaz, adamı erken öldürür" derler.