ASYA

106 12 28
                                    


Yıl 2016

3 Ağustos

Dora

"Sen gidebilirsin, senlik bişi kalmadı," dedi.

Neler oluyordu?

Asya ayağa kalkarak bana son kez baktı. Gözleri dolmuştu. Neden ağlayacak gibi duruyordu? Neden gidiyordu?

"Asya..." dedim fısıltı gibi çıkan sesimle. Gözlerini yumdu ve gözyaşları akmaya başladı. Geri açtığında gözleri kıpkırmızı olmuştu. Neden ağlıyordu? Neden beni bırakıp gidiyordu?

"Affet beni Dora, üzgünüm..." dedi ve ağzından bir hıçkırık firar etti. Yüzünü benden ayırıp önüne döndü ve arkasına bile bakmadan çıkmaz sokakta gözden kayboldu...

Asya

Gitmemiştim. Dora'yı bırakmamıştım. Çıkmaz sokağın girişinden Onur ve Dora'ya bakıyordum. Puşt herif tokat atıp, saçını çekmişti.

Onur'un ona soyun dediğini duymuştum. Ozaman kan beynime sıçramıştı, bu herif onu tecavüz mü edecekti? Böyle birşey olursa Dora ömür boyu kendine gelemezdi! Çünkü bu korkunç birşeydi...

Hemen polisi aramam lazımdı. Çantamdan telefonumu çıkartıp rehbere girmiştim. 155'i tuşlayıp arama butonuna basmıştım.

"Alo?"

"155 polis imdat hattı. Acil durumunuz nedir?

"Yardım edin, arkadaşımı tecavüz etmek üzereler!"

"Bu bir çeşit telefon şakası değil, demi? Eğer öyleyse bunun bir para cezası olur,"

"Hayır, ciddiyim! İsterseniz adımı soyadımı verebilirim,"

"Dinliyorum."

"Adım Asya, soyadım Çakmak."

"Kaç yaşındasın Asya?"

"On dört."

"Ya, lütfen bir ekip gönderin! İsterseniz şahsın adını ve soyadını verebilirim. Telefon numarasını da söyleyebilirim!"

"Dinliyorum."

"Adı Onur, soyadı Serdal,"

"Numara?" dediğinde numarayı söyledim.

"Asya, telefonunu sakın kapatma. Seni tekrar arayacağım. Kendine güvenli bir yer bul tamam mı?"

"Tamam." dedim ve aramayı sonlandırdım.

Dora'nın kaçtığını görmüştüm. Onu tenha yerlerde takip edip, polisi beklemem lazımdı.

***

Koşmaktan çok yorulmuştum ve polislerde hâlâ gelmemişti. Artık tamamen umudumu kesmiştim. Dora'yı burdan alıp kaçacaktım, kaçacaktık...

Onur'un onu bir sokağa sokmaya zorladığını görmüştüm. İttire ittire Dora'yı sokağa sokmuştu ve diğer ismini bilmediğim iki arkadaşı da sokağın başında bekliyordu.

Artık dayanamadım ve ortaya çıkmıştım. Sokağa girmeye çalışmıştım ama bu imkânsızdı ve Dora'nın ağlayarak çığlık attığını duyuyordum...

Yoksa Onur ona dokunuyor muydu? Siktir! Bu hem iğrenç hem de korkunç birşeydi! Allah kahretsin ki, öyleydi!

Gözlerim dolmuştu.

MASKELERİN ARDINDA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin