jealousy

141 30 72
                                    

Hyunjin

"Bana da öğret şunu."

"Bez değiştimek kolay aslında ancak şimdi küçük Hanım'ın bize sürpriz yapıp yapmayacağını bilemiyoruz. Zor durumda bırakabilir."

Bize masum gözlerle bakan yeji'nin burnuna vurup jeongin'i izledim. Dün geceden sonra ona olan davranışlarıma eskisi kadar sert tepkiler vermiyordu. Tabii ondan önce de çok sert değildi ama mina'dan ayrıldıktan sonra sanırım bana biraz daha güvenmişti.

Gece onunla birlikte bile uyudum. Bence oluyor bizden. Daha ne olsun canım. Şimdi de bez değiştirmenin nasıl bir şey olduğunu öğretiyor. Biraz kokulu bir şey gibi.

"Camı açmalıyız." Burnumu kapatarak camı açıp odanın hava almasını sağladım. Jeongin sanırım alışıktı bu kokuya. Yok ben sevmem böyle bok kokularını.

"Rahatsız edici değil mi?" Diyerek oturmadan jeongin'in hareketlerini izledim. Ellerini durdurup kaşlarını çatarak bana baktı. "Hayır! Neyden rahatsız olabilirim ki?" Diyince elimi burnumdan çekip gülümsemeye çalıştım.

"Kokudan?"

"Abartılacak kadar korkmuyor. İstersen bayıl."

"Aman be tamam."

"Göz devirmek yerine izler misin beni?"
Diyince kafamı sallayıp onu izlemeye çalıştım. Aslında ne yaptığına bakmam lazımdı ama ben o kısımla ilgilenmiyorum sanırım. Yüzüne bakıp yerdeki yeji'yi güldürmek için saçma surat ifadeleri yapıyordu. Bu görüntü o kadar tatlıydı ki, yeji değil de beni güldürmüştü. Yeji hâlâ elindeki ses çıkaran oyuncağı yemeğe çalışıyordu.

"Her şeyi ye ama tamam mı?" Diyerek kardeşimin saçlarını sevdim.

"Diş çıkaracak sanırım. Bugün de biraz ateşi vardı."

"Annemin haberi var değil mi?" Dediğimde kafasını hızla salladı.
"Her şeyi dakikasında haber veriyorum."
Gülerek yanağına küçük bir öpücük bırakıp yanaklarını tek elimle sıktım.

"Tatlı tatlı konuşma ısıracağım bak." Diyince kaşlarını çatıp elimi tuttu.

"Acıttın." Ellerimi çektiği gibi yanaklarına dokunup hâlâ yerinde mi diye kontrol etti.

"Özür dilerim bebeğim." Dudağımı uzattığımda eliyle beni kendinden uzaklaştırıp yeji'yi kucağına aldı.

"Biz gidiyoruz." Diyince bende onun gibi yerden kalkıp peşinden gittim. Sen nereye ben oraya canım.

Bahçeye indiğini görünce oflayıp kendimi sandalyeye bıraktım. Şu velet yüzünden iki dakika birlikte olamıyoruz ki. İlla o da olacak yanımızda. Baş başa kalmak istiyorum ben, sadece uyurken mi baş başa olacağız? Bu nasıl iş ya?

"Annem bugün geç gelecek." Bilmediğini düşünüyordum ama o biliyormuş. Annemin böyle bir detayı söyleyeceğini tahmin etmeliydim.

"Erken gelseydi eğer birlikte dışarıya çıkardık. Şu çocuk olmadan."

"Ben senden ise yeji ile vakit geçirmeyi daha çok seviyorum Hyunjin." Yediğim laf ile dudaklarımı birbirine bastırıp kafamı salladım. Gerçekten benimle olduğundan daha neşeli oluyordu yeji ile. Gülüşünü yüzünden asla düşürmüyordu. Şimdi de yeji'yi yürütmeye çalışıyordu. Ellerinden tutmuş daha konuşmayı bilmeyen çocuğa yürümeyi öğretiyordu. Yeji de her adım atmaya çalıştığında bana bakıp ne tepki verdiğime bakıyordu.

distance, hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin