4.1

3.3K 336 198
                                    

Selam. Biz geldik. 

İnanılmaz sinirli bir modda olduğum için hiç yazasım yoktu. Dün de tüm gün elektrikler kesildiğinden atamadım, kusura bakmayın. 

Bu sinirle de umarım kaotik bir bölüm yazmam alkakscdal Şahsen şu an kardeşimi camdan döndürerek atasım var da. 

Uzatmadan bölüme geçelim efenim, iyi okumalar dilerim <3

___________________________________________________________

Gecenin bir yarısı uyanmama neden olan şey, bebeğimdi. Anasını gece uyandırmış, utanmadan canının çektiği şeyi istiyordu. Ellerimi karnıma bastırıp sırtımı da başlığa yasladım. Feza uyuyordu ama en ufak seste hemen uyanacağına emindim. Uyumasını istiyordum çünkü bugün yorulmuştu.

Derince of'layarak gözüme gelen kahküllerimi geriye savurdum. "Bu saatte vişneli ekler istemek de neyin nesi?" Durup düşündüm. "Hadi kalk bakalım o zaman," dedim yataktan yavaşça çıkarken. "Madem istiyorsun, yapalım."

Ayak ucumda yürüyerek odadan çıktım. Aşağı inerek mutfağa girip ışıkları yaktım. "Neyse ki annen hamarat birisi." Saçlarımı geriye savururken güldüm. Kollarımı sıvadım ve kenarda askıda duran önlüğü boynumdan geçirip arkadan bağladım. Bileğimdeki tokayla da saçlarımı toplayınca hazırdım. 

Dondurucudan vişneleri çıkartıp çözünmeleri için tabağa boşaltırken dayanamayıp sandalyeyi çekerek oturdum. Buzlu vişneleri yerken de oldukça mutluydum, bence mutluyduk. "Bu bile yetti sanki, ha?" Parmaklarımda kalan vişne sularını da yalarken gözüm az önce dolu fakat şimdi boş olan tabağa değdi. "Hi! Vişne canavarı, bitirmişiz tüm vişneleri." Omuz silktim tabağı tezgaha koyup yeni bir vişne paketi çıkarırken. "Olsun, yemek içindi sonuçta."

Eklerin hamurunu hazırlayıp sıkma torbası almak için arkama dönünce kapıya omzunu yaslamış, beni izleyen Feza'yı fark ettim. Dudaklarında ufak bir tebessüm vardı. "Korktum Feza." Gülerek kollarını açınca ben de gülüp kollarımı beline sardım. Başımı öptü. 

"Ne güzelsiniz siz öyle." Yüzünü görmek için başımı arkaya attım. O da başını hafif uzaklaştırarak yüzüme baktı. Gözümün önüne gelen kaküllerime ters bir bakış atınca benden önce uzanıp geriye çekti. 

"Vişne canavarının canı vişneli ekler çekmiş. Biz de yapalım dedik." 

"Uyandırsaydın ya Mahi'm, alırdık." Başımı iki yana salladım. 

"Neyse ki hamarat  bir annesi var," dedim kolumu kaldırıp güç gösterisi yaparak. Feza sessizce gülüp beni kolunun altına alarak mutfağa girdi. Kendisine ait olan önlüğü giyip beni sandalyeye oturtunca kaşlarım havalandı. "Babası da hamarat." O da benim gibi kollarını kaldırıp kaslarını gösterirken gözlerim giydiği tişörtten görünen pazularına kaydı. Elimi uzatıp iki kere vurdum kollarına. 

"Maşallah maşallah." Kaküllerimin altından ona baktım. "Kollar lens mi?" Dayanamayıp güldüğünde saçlarımı da karıştırmıştı. Yalandan sinirlenmiş gibi yapsam da gülüşü bulaşıcı olduğu için çaktırmadan gülmüştüm. Tatlının geri kalanını  Feza yaparken arada çıkan un savaşını saymazsak güzelce bitirmişti. Ortalığı da toparlayıp tabağa koyduğu tatlıyı önüme bırakıp, karşıma geçti. 

"Bakın bakalım istediğiniz gibi olmuş mu?" Küçük eklerden birini aldım. 

"Bakalım." Bir ısırık aldığımda bu kadar iyi yapacağını beklemesem de tadı mükemmeldi. Tam istediğim gibi ekşiliği de vardı üstelik. Gözlerimi şaşkınlıkla açarak başımı kaldırdım. Merakla tepkimi bekliyordu. "Feza, bu mükemmel bir şey olmuş!" Elimdekini yemeye devam ederken ona da uzattım. "Bak." 

Bir Teravih Meselesi |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin