Gözlerini açtıkları ilk yere gelmişlerdi. Ve o zamanki gibi karşılarında onlara hiç tanıdık gelmeyen bir okul ile yüz yüzelerdi. Merve derin bir nefes aldı, kendini sakinleştirmeye çalıştı. Gerçekten son iki saattir hayatının en boktan ve inanılmaz olaylarını yaşamış bulunmaktaydı.
" Daha kötü ne olabilir ki ?"
Tabi bu düşünceyi aklından geçirdikten bir yarım saat geçtikten sonra ' Dilimi eşşekarısı sokaydı' diye bağıracağını hiç tahmin edemezdi. Tabiki bu daha sonranın bir hikayesi.
Bahar şöyle bir etrafını yokladı ve gerçekten çevre liselerin öğrencilerinin gergin, ne olduğunu anlamamış ifadelerle okula doğru ilerlemelerini izledi. Tuhaf sisten dolayı okula gitme kararının ne kadar doğru olduğunu düşündü.
Alp ileriye doğru ilk adım atan oldu. Ve öğrenci kalabalığına karıştılar.
İçeri girdiklerinde ilk izlenimleri etrafın loş olduğuydu. Göz gözü görmüyordu bildiğin. Aslı diken diken olan kolunu ovuşturdu.
' Burası biraz serin değil mi? '
Merve başını salladı. Alp ise çevreye göz gezdiriyordu.
Karşılarında uzun bir koridor vardı. Ve koridorun sonu hiç bir şekilde gözükmüyordu. Koluna giren bir el hissedince başını eğdi ve sarı bir kafayla karşılaştı. Aslı gergin bir ifadeyle kolunu tutuyor öbür eliyle ise Bahar'ın kıyafetini çekiştiriyordu. Merve bir iki adım ileride hala ne olduğunu görmeyi deniyordu. Sessizliği ilk bozen yine Aslı oldu.
"Biz buraya öğrencilerle girdik değil mi? Hatta bizden önce de okula giren olmuştu değil mi? Peki ama neden kimse yok?"
Bahar düşünceli bir şekilde arkasına baktı. Kapının dışı sisle doluydu. Ve kimse gözükmüyordu.
"Belki de bu kapıdan geçen herkes farklı bir alana geliyordur." Merve,
"Eğer dediğin gibiyse birlikte olduğumuz için şanslıyızdır."
Bahar'ın bakışlarını takip eden Alp uzun süredir kapıya gözlerini dikmişti, Merve'nindediklerini duyunca onaylamaz bir cıklama çıkardı.
"Bence bunun şansla alakası yok. Okula ilk girdiğimizde dış kapıda sis vardı şimdi de bu binanın kapısında da sis var. Bu sisin bir sınır olduğunu düşünüyorum. Belli bir ilerleme kaybettiğimiz zaman geri dönmeyelim diye bizi kısıtlıyor. Ha ha ha ne kadar da sinir bozucu! Ayrıca birlikte kapıdan geçebilmemizin sebebinin buraya ilk geldiğimiz zamanla alakası olabilir. Ya da aynı okul üniforması olanlar aynı boyuta atılıyordur. " Bahar,
"Dediklerinin doğru olma ihtimali var..."
Bahar sözlerini tamamlayamadan başında ıslık benzeri bir ses duydu. Kaşlarını çatıp şakaklarını ovarken ıslık sesinin arkasından mekanik bir ses duydu.
Dünyanın gerçeklerini keşfettiği için oyuncu12222 tebrikler. Gerçeği keşfeden ilk 50 kişiden biri olduğunuz için 10 hayalet para kazandınız.
Bahar rahatsız bir şekilde gruba göz gezdirdi. Aslı'nın ağlamaklı ifadesi Alp'in düşünceli ifadesini ve en sonunda iğrenmiş bir şekilde kulağını temizleyen Merve'yi gördü.
"Sesi sizde duydunuz değil mi?"
"Evet."
"Bahar bu çok korkutucu. Kafamızda ses varr."
"Bahar buranın gerçekten bir oyuna benzediğini düşünüyorum. Ve en çok merak ettiğim bu paranın ne olduğu?" Merve,
"Eğer para varsa satın alınacak bir şeyler de vardır." Aslı,
"Ama ismi çok uğursuz değil mi?"
Bahar şakalarını ovmaya devam etti. İşler daha da kafa karıştırıcı hale gelmişti. Düşünmeleri gereken şeylerin gittikçe artması onu sinirlendirmeye başlamıştı. İçinden okkalı bir küfür savurup iç çekerek konuştu.
"Yola devam edelim mi? Çıkış kapandı zaten."
Herkesin onaylamasıyla ilerlediler.
Koridor loştu ve uzun süre havalandırmamışlar gibi toz kokuyordu. Sessizliği bozan tek şey onların adım sesiydi. Kimseden tık yoktu. Sessizliği bozan ilk kişi Merve olmuştu.
" Okulun bahçesinde yüzü olmayan insanlar olduğu için okulun içinde daha tuhaf şeyler olacağını düşünmüştüm. Hatta daha tehlikeli şeyler." Alp,
"Bilmediğimiz bir teknolojiyle buraya ışınlandık, dünyada olup olmadığımızı bile bilmiyoruz, çatıdan atlayıp buharlaşan bir kız var, yüzü olmayan insanlar var. Daha tehlikeli ne olabilir ki? Dur bir düşüneyim. Hımmm. Hayalete ne dersin? Zaten bir o eksik."
"Alp eğer Aslı'yı ağlatmak istiyorsan konuşmaya devam et yoksa çeneni kapat. Aslı sen de zırlamaya başlama gözünü seveyim yeter ya."
"Bahar yargı dağıtıyor."
"Sen de cıvıma Merve. Ne olacağı belirsiz bir yerde dikkatini dağıtma."
"Tamam abla."
Merve ellerini dudaklarına götürüp bir fermuar çekti. Ablası görsün diye ona doğru dönmüştü ve sonuç olarak zemindeki hafif yükseklik farkından dolayı takılıp düştü. Merve düşünce üzerinden geçen bir şeyin sesini duydular. Duydular diyorum çünkü o kadar hızlı geçmiştiki kimse neyin geçtiğini anlamamıştı.
Aslı Merve'nin elinden tutup kaldırdı. Merve üzerini silkeledi ve anlamamış bir şekilde konuştu.
"Az önce ne oldu?"
"Hiç göremedik ama şu tarafa doğru gitti. İnceleyelim mi?"
Bahar Alp'in teklifini kabul etti. Koridorun sağ tarafındaki duvara geldiler. Pek etrafa bakınmalarına gerek kalmamıştı çünkü duvara yarı yarıya girmiş bir kağıt ile bakışıyorlardı.
Merve gergin bir şekilde yutkundu,eğer yere düşmeseydi o kağıt tarafından ikiye bölünebilir ve ne olduğunu anlamadan ölebilirdi bunu anladığı için korkmuştu. Öbürleri de sessizdi, herkesin aklından aynı şey geçiyordu.
Alp ellerini uzattı ve kağıdı saplandığı yerden zorla çıkardı. Kağıdı incelemeye başlamıştı ki koridorda orta yaşlı bir kadının sesi duyuldu.
Son zamanlarda ödevini yapmamaya başladın, aklını kurcalayan bir şey mi var? Eğer ödevini tekrar yapmazsan sana müsamaha gösteremem. Bunlardan sana not veriyorum. Ödevini yap çocuğum tamam mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Ghost
RandomHayatta gerçekten tuhaf şeylerle karşılaşılabiliyordu. Mesala hangi insan evladı hayaletlerden kaçarken kendisini bir cenaze tabutuna saklardı ki? Hem de nereye gittiği hakkında hiç bir fikrinin olmadığı bir tabuta? Merve sessizce mırıldandı, "Allah...