Geç kalan bir bölümle yine ben 😁
_______________________________________Şu an tekli koltuğu camın önüne çekmiş olmayan moralimle camdan dışarıyı izliyordum, Mete televizyondan arka sokakları izlerken ben klişeleşmiş cümleleri içimden tekrar ediyordum, Nalan mutfaktaydı babam ise elindeki gazeteyi daha rahat okuyabilmek için gözlüğünü takıyordu.
Amcam mı ? O beyin nerde olduğunu bilmiyordum, yine dışarı çıkmıştı. Gözlerim beyaz bulutların kovalamaca oynadığı mavi tabloya kayınca arada kendisini belli eden kuşlar tabloyu daha da güzelleştirirken çalan kapı ziliyle istemeye istemeye yerimden doğruldum, biraz gerildikten sonra dağılan saçımı toparlayarak kapıya yaklaştım ve bir elim saçımdayken kapıyı araladım, karşımda gördüğüm canım amcamla kapıyı yüzüne kapıtacaktım ki tahmin etmiş gibi tutup içeri girerken saçımı karıştırmayı da ihmal etmemişti.
Çıldırmamak için son sabrımı kullanarak onun peşinden salona girdiğimde babamla konuşuyor olduğunu farkettim ama dikkat etmeden geri yerime oturduğunda bacaklarımı da kendime çekmiş onlara sarılırken çenemi de yasladıktan sonra bir kaç iç çekişten sonra tekrar tablomu izlemeye başladığımda babamın sesi yankılandı kulaklarımda.
"...Ne dersin Hazal ? Senin için de iyi olur"
Başını duymadığım konuşmayı daha iyi duymak için yerimde hafifçe sola kayarak babama baktığımda üçünün de dikkatle bana baktığını görünce oturuşumu düzelttim."Efendim baba, duymadım"
"Kunt Uludağ'a gidecekmiş, onunla birlikte gitmek istermisin ? Senin içinde farklılık olur, hı?"
Babamın merak dolu bakışlarıyla amcam olacak insana baktım."Gel kız tek başıma tatilin keyfi çıkmıyor, hem şu sinirlerine de iyi gelir kar"
"Ona toprak iyi geliyor ama neyse"
Mete tekrardan dizisine geri dönerken kurduğu cümleyle varlığını hatırlatırken ben kıstığım gözlerle amcama bakıyordum, bunun bir çıkarı olmasa beni yanına almazdı. Burnumu kırıştırıp ona baktığımda gözlerini kaçırıp koltuğa oturduğunda telefonunu çıkartıp kurcalamaya başlarken tam emin oldum birşeyler karıştırdığına ama kurcalamayacaktım."Kaç gün?"
Sorduğum soruyla anında gözleri beni bulmuştu, gözlerindeki sevinç pırıltısını görünce bir işler karıştırdığına adım kadar emin olmuştum sormama bile gerek kalmamıştı.
"Sen hazırlan yarın gidicez, güzel yiğenim benim"
Gereksiz sevgi pıtırcılığı kendisini belli ederken başımı sallayıp odama giderken Ayşe'yi arayıp hoparlöre alıp dağcı çantamı çıkartıp içini doldurmaya başlarken açılan telefonla neşe dolu sesi doldurdu odayı."Alooo kuşum nasılsıınnn ?"
"İyi, sen?"
"Emin misin iyi olduğuna, sesin ölüm döşeğindeymişsin gibi geliyor ?"
Kuşkulu sesine karşı gülünce derin bir nefes alışını duymuştum."Hazırlan Ayşecik yarın tatile gidiyoruz"
"Hazırlanayım? Yarın için? Nereye gidiyoruz ? Tatil ve sen ? İyi misin kuşum başına bişi mi düştü ?"
"İyiyim iyi amcamın beni tatile götüresi gelmişte hem bu fırsatı kaçıramam hem de orda onunla can sıkıntısından kafayı yerim gel sende"
"Hıımmm ama Kunt ve ben"
"Merak etme bir metre yakınına yaklaşırsa sıkarım topuğuna"
"Yaparsın ona bir şüphe yok da işler, karakol bu aralar karışık biraz"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komtanım Da Komtanım
ChickLitMasada kim var kim yok bakmadan da konuşmaya başlamıştı. "Kunt abi gözünü seviyim tut şu yiğenini, Ateş mi ne geldi evlenelim dedi kız açtı ağzını yumdu gözünü al şunu salsın beni" Ayşe'nin dediği şeyle bütün gözler Hazal'a kayınca kızlar daha yeni...