32

41 3 0
                                    


Annem ve babam eve gelmişti. Birimiz hariç hepimiz çok dinçtik. Felix. Yani dün tüm evi o temizlemişti. Koca mutfağı, koca salonu ve iğrenç tuvaleti. Bir de küçük bakonlar, camlar, yıkanması gereken bulaşıklar, yıkanması gereken çamaşırlar. Yani evle çok iyi ilgilenmişti.

Şimdi ailemin karşısında uyumamak için kendini zor tutuyordu. Hem çok yorgundu hemde dün gece herkes uyurken o temizliğe devam ettiğinden çok fazla uykusu vardı.

Dayanamayarak kafasını omzuma yasladı. Annem chan ile konuşmayı bırakıp bize döndü. Tabii ki yüzünde büyük bir sırıtış vardı. Dün anneme sevgili olduğumuzu haber vermiştim. Yoksa bizi sevgili yapmak için elinden geleni yapıcağını biliyordum.

"Felix çok yorgun görünüyorsun ne oldu?" Dedi annem. "Kim yordu seni?" Dedi hepimize teker teker kızıyormuş gibi bakarak.

"Kimse yormadı anne." Dedim.

"O zaman niye böyle yorgun benim yavrum." Dedi.

"Dün tüm gün siz geliceksiniz diye evi temizledim. O yüzden." Dedi yorgun bir sesle.

"Ayyy yavruuum." Dedi uzata uzata annem. "Neden yardım etmediniz. Hem evi temizlemene gerek yoktu. Biz misafirmiyiz canım. Aile gibiyiz. Kirli olursa ne olucak." Dedi annem.

"Aslında hep beraber temizliycektik ama nedense herkes evden kayboldu bir anda." Dedi esneyerek.

"İstersen sen odana git biraz uyu." Dedim saçına doğru konuşarak.

"Gerek yok." Diyerek kolunu koluma doladı ve bana iyice sokuldu. Bu pozisyonda daha çok uykusu gelicekti.

Yemek masasını seungmin ve jeongin hazırlarken felix'i dürttüm. "Birtanem." Dedim sessizce kimsenin duyamıycağı bir şekilde kulağına doğru. "Uyudun mu aşkım?" Cevap gelmedi.

Omzumda uyuya kalmıştı. Annem ve babamın gözlerini üzerimde hissedince onlara bakmamak için kendimi zorladım. Onlara bakarsam kesin bir ima yapıcaklardı.

"Hadi sofraya geçin." Dedi chan. Felix'i uyandırmamanın iyi olduğunu düşünerek "geliyorum birazdan." Dedim ve felix kollarım arasına aldım. Yukarı merdivenlerden çıkarken peşimden birinin geldiğini biliyordum.

Felix'i yatağına nazikçe bıraktım ve üzerini örttüm.

"Yazık çocuğa. Neden yardım etmediniz. Haline bak." Dedi annem.

Annem peşimden gelmişti tabii ki. Başka kim olabilirdi ki.

"Anne imalı imalı bakmayı bırakır mısınız? Rahatsız oluyor olabilir felix. Yani ben rahatsız oluyorum." Dedim felix uyanmasın diye sessizce.

"Öyle bakmıyorum. Sadece çok yakışıyorsunuz. Size bakmadan edemiyorum. Hem felix'de çok sevdiğim biri olduğundan sizin beraber olmanız beni daha da mutlu ediyor." Dedi o da aynı alçak tonda.

"Teşekkür ederim anne ama şimdi sanki odadan çıksak daha iyi. Uyanmasın." Dedim. Beraber aşağı yemeğe indik.

Bir süre yemekleri yedikten sonra babam "kim yaptı yemekleri? Çok güzel olmuş. Eline sağlık." Dedi babam. Babam çok çabuk beğenen biri değildi, seçici biriydi ama hemen beğendiğine göre yemek gerçekten güzel olmalıydı. Babamın yediğinden yedim. Gerçekten harikaydı. Bunu seungmin yapmış olamazdı.

"Dolapta vardı bende ısıttım. Bir şey yapmama gerek kalmadı. Her şey dolaptan sihirli bir şekilde çıktı." Dedi seungmin.

"Ha şey, dün demişti felix dolaba yemek koyduğunu. Bu gün uğraşmayalım diye yapmış. Söylemeyi unuttum." Dedi jeongin. BUNU DA MI O YAPMIŞTI. YUH YANİ!

Annem tekrar imalı imalı bana baktı. Tabii babamda. Tamam anladık felix çok iyi biri. Bende biliyorum ve zaten sevgilim felix. Neden bana imalı imalı bakıyorsunuz ki. Ne demeye çalışıyorsunuz. Anlamıyorum.

Bir süre sohbet ettik sonra felix'de yukarıdan inip sohbete katıldı. Tabii aç olduğundan ona da yemek ısıttı seungmin yeniden.

Beraber baya konuşmuştuk. Sohbet etmiş ve benim küçükken yaptığım rezilliklerden bahsetmişti annem. Felix'in benim küçükken ki rezilliklerime bu kadar meraklı olduğunu bilmiyordum. Öyle meraklı dinliyordu ki.

Biraz sohbet, biraz film, biraz yemek yemek derken gece olmuştu. Tabii annem ve babama kalacak bir yer gerekiyordu. Fırsattan istifade annem hemen felix'le yatmak istemişti babamda benim odamda benimle yatıcaktı. Tabii ki akıllarında bir şey vardı.

Babama benim yatağımı vermiştim. Bende yer yatağında yatıyordum. Yani yatmaya hazırlanıyordum. O sırada babam "oğlum." Dedi. Merakla ona baktım.

"Sen gerçekten felix'i seviyorsun degil mi?" Kafa salladım. "Seviyorum tabii ki baba." Dedim.

"Peki ciddi düşünüyor musunuz?" Bu cevap beni beklenmedik yerimden vurmuştu. Gözlerim fal taşı gibi açılırken birkaç saniye babamın yüzüne avel avel baktım.

"Baba..." Diyceklerimi beynimde tartıp konuştum. "Yani biz daha yeni sevgili olduk. O kadar çabuk-" çüş.

"Ben direkt evlenin filan demiyorum. Ben sadece böyle iki sevgili olup hevesinizi gecirince ayrılmıycaksınız dimi diyorum." Dedi babam.

"Hayır tabii ki baba. O anlamda diyorsan ben baya ciddi düşünüyorum. Felix'de aynı düşünüyordur." Niye ki.

"Siz üzülmeyin sonra diye dedim. Hadi iyi geceler."

"İyi geceler." Dedim anlam veremeyerek.

...

Felix'den

"Çok yakışıyorsunuz." Anlamayarak sordum.

"Efendim?"

"Oglumla diyorum çok yakışıyorsunuz. Senin gibi bir sevgilisi olduğu için çok şanslı. Her işin altından da kalkabiliyorsun. Çok da güzel yemek yapıyorsun."

"Teşekkür ederim." Dedim mahcup bir şekilde.

"Evleniceğiniz zamanı görmek istiyorum." İçtiğim su boğazımda kalırken hâlâ evlenmek kelimesini beyin sözlüğümde aratıyordum. EVLENMEK Mİ?! Öksürüklere boğulurken bir süre bekledi öksürmemin bitmesini.

"Bir şey mi oldu? Sen ciddi düşünmüyor musun?" Tamam jisung'un dediği gibi gerçekten garip davranıyordu annesi.

"Bir anda sorunca şey oldum ben. O yüzden değil. Yani...Biz şimdi yeni sevgili olduk ve bunları düşünmek için erken bence. Hem evlenmek büyük bir karar. Daha o seviyede değiliz. Daha birbirimize bu şekilde alışmamız gerek. Daha çok erken. Hem allah aşkına evlendiğiniz görmek istiyorum ne demek ya. Siz gençsiniz daha. Allah korusun hem. Öyle şey mi olur." Dedim. Daha erken amk. Daha yeni sevgili olduk. Hatta daha iki gün önce sevgili olduk. Çok ama çok erken.

"Eninde sonunda beni de bekliyor ölüm. Neyse ya. Hadi iyi geceler sana canım." Dediğinde kafa salladım. "İyi geceler."

Kafam karışık bir şekilde yer yatağıma yattım. Bu sorguda neydi şimdi?


Feminen ProjesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin