Abim gittiğinden beri kısa süreli bir şok yaşıyordum. Çünkü abim beni odada bir erkekle tek başıma bırakmıştı. Kafasına güneş felan geçmiş olmalıydı. Beni tek başıma buraya bırakıp gitmişti. Ne yapacaktım ki ben burada? Şimdi çıksam kaybolurdum. Mecburen oturmaya devam ettim.
-"burada ne zamandan beri çalışıyorsun?" diye sordum Polat ' a ve ortamdaki sesizliği bozdum.
Polat dosyalara göz atıyordu.
-" 1 yıl felan oluyor" dedi kafasını kaldırmadan-"o yüzden seni daha önce görmedim." dedim
2 yıl önce Emir abimin işi için buraya taşınmıştık. O iki yılda da İstanbul'daydım ilk sene sık sık geliyordum. Ama ikinci sene hem Aras olduğu için gelememiştim hem de staj yapıyordum. Hiç vaktim olmuyordu geldiğimde çok durmadan geri İstanbul'a dönüyordum. Üstelik abim timini değiştirmişti. Bu yüzden diğerlerini de tanımıyorum.
-" Görmek ister miydin ?" dedi Polat
Sorduğu soruyla afalladım. Ne demem gerekiyordu.
-" Neden olmasın?" dedim
Bir şey demedi ama dudağının kenarı hafif kıvrıldı. Oturduğu yerden kalktı ve sehpanın üstündeki tatlıyı aldı. Bana baktı.
-" Zehirlenmem değil mi ?" dedi
-" Denemeden bilemeyiz değil mi?" dedim ve gülümsedim.
Gözleri yüzümde oyalandı biraz, daha sonra tatlısından bir kaşık aldı.
-" Çillerini neden kapatıyorsun?" dedi aniden
-" Kim ?" dedim bocalayarak.
-" Ben olamayacağıma göre " dedi
Göz göze geldik. Ne o gözlerini kaçırdı ne de ben, gözleri kahverengi ve yeşilin karışımı olan ela idi . Renk tonu o kadar güzeldi ki bir ormanı anımsattı.
Yerine oturmamıştı. Adımları bana doğru geliyordu. Aramızda bir adım kala durdu ve sandalyesini çekip karşıma oturdu. Gözlerini gözlerimden ayırmıyordu.
-" Evet neden çiillerini kapatıyorsun? " dedi sorusunu yineleyerek
-" Bilmem yakışmıyor ki bana " dedim ve omuz silktim. Gözlerim dolmuştu.
" Bu ne ayza bu çiller çok kötü duruyor sende bunları kapat " demişti Aras o yüzden çillerimi sevmiyordum. Şimdi farkediyordum da insanlar için kendimden vazgeçmiştim kendi benliğimden vazgeçmiştim. Ben nasıl bu kadar olabilmiştim. Ben böyle biri değildim ki sevgim beni neye dönüştürmüştü. Artık ona karşı içimde nefret bile yoktu. Ama insanlar gider alışkanlıklar kalırdı. Bu da ondan kalan bir alışkanlıktı.
-"Hangi it söyledi bunu sana " dedi Polat yine kaşlarını çattı.
- " Ne alaka ya ?" dedim ve gözlerimden bir damla yaş aktı. Ben sürekli ağlayan bir insandım yer ve mekan farketmezdi. Eskiden çekinmeden duygularımı belli ederdim. Ama Aras ile olduğum zamanlar sürekli duygularımı bastırırdım . Çünkü o ben ağlayınca yüzünü buruşturur giderdi. Umursamazdı ki beni ama seni seviyorum demesine inanırdım.
- "Hışş neden ağlıyorsun özür dilerim yanlış bir şey mi dedim" dedi Polat tabağı sehpaya koydu ve beni kendine çekti ama ellerini bedenime sarmadı. İzin almak istermiş gibi bekledi. Ben onun göğsüne yaslanınca sardı kollarını bedenime. Onun koca bedenin yanında ben küçücük kalmıştım. O ferah kokuyu alınca daha da çok sokuldum.
Sarılmaya ihtiyacım vardı. Duygu patlaması yaşıyordum. Özel günümde olmamınp da etkisi vardı.
-" Hayır annem ile babamı özledim sadece " dedim ve sesizce ağlamaya devam ettim. Polat ise bana tepemden ne alaka şimdi der gibi baktı.
-" off bakma öyle ne bilim birden geldi aklıma" dedim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Duygular
Teen FictionAyza Aras tarafından aldatılınca ve en güvendiği insan tarafından yara alınca aşka olan inancını kaybetmiş. Sonrasında Polat ile tanışmıştır. Polat ona gerçek âşkı sevgiyi öğretecek ama geçmişinde büyük yara bırakacaktı.