Uyandığımda Jimin yanımda değildi. Yatağın o tarafı dağılmamıştı bile, dolayısıyla yanımda uyuduğunu da sanmıyordum. Nasıl bu kadar kontrollü olabilirdi? Gerçekten bir erkeğin bu kadar kendinden emin ve kendine hakim olabilir olması çok çekiciydi. Jimin'in mükemmelliklerine eklenen bir madde daha.Akşam yaptıklarımdan utanıyor muyum? Yaptıklarımı hatırlıyorum ve evet utanıyorum. Ama tekrar olsa yapar mıyım? Yaparım. Sonuçta Jimin'le aramızda sınır bırakmayacak bir birliktelik yaşamak istiyordum ve biraz utanılacak pozisyonlara girmekte bir sakınca görmüyordum.
Yataktan çıkıp ayaklandığım anda midemin alt üst olduğunu hissedip banyoya koştum. Klozete eğilmiş öğürürken gözlerimin yaşlanmasına engel olamadım. Neden ben? diye bir düşünce geçti içimden ancak bunu hemen bir kenara ittim. Böyle düşünürsem kalan zamanımda ne yapardım? Olan olmuştu. Sifonu çekip kanın yokoloşunu izledim. Kanlı kusmalar başta korkutucuydu evet ama insan her şeye zamanla alışıyordu. Dişlerimi fırçaladığım sırada kapıya tıklatıldığını duydum ve gidip açtım.
Jimin kapı pervazına yaslanmış beni bekliyordu.
"Günoydon." dedim ağzımdaki diş fırçasının etkisiyle bozuk bir konuşmayla.
"Sana da günoydon." diye cevap verdi ve iç çekti. "Yeni uyandın sanırım." üzerimdeki kıyafetleri işaret etti.
"Övöt. Öçörö gör" girmesi için çekilip lavaboda ağzımı çalkaladım.
Tekrar odaya döndüğümde etrafa bakınıyordu. Tamam biraz dağınık olabilirdim.
"Bugün ne yapmak istersin?"
Bunu sormasıyla kaşlarım havalandı. "Benimle mi geleceksin?"
"Akşama kadar işim yok. Yani istersen birlikte gezebiliriz. Ama kendi planın varsa-"
"Hayır hayır! Hiç planım yok!" Koluna yapışıp suratımdaki kocaman gülümsemeyi gözüne soktuğumda güldü.
"Tamam o zaman. Hazırlanman için dışarıda bekleyeyim sonra kahvaltıya gidelim."
"Dışarda beklemene gerek yok ki."
Başını yana eğip beni süzdü. "Önümde mi giyineceksin?"
"Evet." elimi üstümdeki okul üniformasının düğmelerine atıp çözerken tekrar ona baktım ama bana bakışı bir anda kanın yanaklarıma hücum etmesine neden olmuştu. O yarım gülümsemesiyle vücudumu süzüyordu ve gözlerinde bazı youtube kliplerinde gördüğüm o baştan çıkarıcı bakış vardı.
"Emin misin?" diye sordu tekrar.
Tükürüğümde boğularak öksürdüm. "Y-yani ben... ben banyoda giyinirim sen otur." onu yatağa itip valizden aldığım birkaç kıyafetle banyoya girdim.
Üzerimdekileri çıkardığım sırada içerden seslendiğini duyup kapı aralığından başımı uzattım.
Yatağın ucuyla banyo kapısı arasında mesafe olmadığı için hafif başını eğmiş ve elindekini bana uzatmıştı. "Bunu düşürdün sanırım."
Parmağında asılı duran siyah dantelli külodu gördüğümde domatese döndüğümü hissettim. "T-teşekkürler." elindekini kapıp kapıyı hemen kapattım.
Dün adamın karşısında mini etekle poponu sergiliyordun şimdiki haline bak... niye utanıyorsun şimdi? Kendimi azarlayıp olduğum yerde tepindim. Salak salak salak.
Olabildiğince hızlı bir vücut duşu alıp üzerimi giyindikten sonra banyodan çıktım ve televizyon masasına ilerledim.
"Makyaj başlıyor, bir saat daha buradayız sanıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİLYONDA BİR KIZ (BTS-JİMİN)
FanfictionErkek Oyunu ve Bias mı Bir gece mi hikayelerinin devamı niteliğindedir. Farklı bir hikayedir ancak o iki hikayedeki karakterler ve ilişkiler bulunuyor. Alisa lösemi olduğunu öğrendiğinde büyük bir şirkette avukat olarak güzel bir kariyere sahipti...