Ellerimi kabanımın ceplerinden çıkarıp kulaklarıma götürdüğümde, belli belirsiz düzeltmiştim beremi. Ellerimin donduğu yetmiyormuş gibi kulaklarım da buz kesmişti. Bu hava neydi böyle?
" Sunoo! "
Kulaklarıma ilişen sesle usulca arkamı döndüm en az benim kadar üşümüş olan surat, el sallayarak yanıma doğru koşuyordu. Bu üniversite hayatı bana hiç iyi gelmemişti ama ilk haftalarımı bir nebze olsun güzelleştiren bir kişi var diye geçirdim içimden ,yanıma çoktan gelmiş olan nefes nefese kişiye bakarken.
" Ee? Bugün başlar mıyız? "
Jungwon'un bu bölüme olan aşkını ilk günlerden anlamıştım. Hep çalışkan bir öğrenciymiş gibi duruyordu. Tamı tamına hayatına hakim değildim, hatta hiç değildim. Dışarıdan gözlemlediğim kadarıyla iyi insan teşhisini yapıştırmıştım hemen. Başıma ne geliyorsa bundan gelmiyor muydu zaten?
" Ben bilemedim Jungwon. Dışarısı soğuk. Hem daha malzemeleri almadık."
Gerçi daha ne malzeme alacağımızı bile kestiremiyordum. Dişi ne ile yapabilirdik? O kadar ilgisizdim ki. İçim atmıyordu resmen.
" Benim evime gelemez misin? Hem şu bahsettiğim meşhur kahvelerimden yaparım. Malzemeler vardır evde. "
" Ev arkadaşın...rahatsız olmasın? "
Jungwon, yarı onaylı cümlemi kabul görmüş olacak ki gülümseyip koluma girmişti. Uzun uzadıya yürümeye başladığımız yolda birbirine kenetli olan kollarımız hava koşullarının olumsuzluğunu bir nebze azaltıyor gibiydi. Cevap almak için ona döndüğümde, cevabı geciktirmemişti.
" Şehir merkezine yakın, abimin evinde yaşıyorum. Üniversiteyi de bilerek buraya yazdım. Refah bir yaşamım olsun diye. "
Anladığımı belirtircesine sallamıştım başımı. Arkadaş geleceği düşünmek, zamanında beni bir hayli yorduğu için buraya gelirken her şeyi ardımda bırakarak kendime sözler vermiştim. Belki küçük çaplı yaptığım yüz analizlerine göre hareket etmeyi bırakmamıştım ama hemen bir kişiye bel bağlamayı bırakmıştım.
Ama illa ki bir gelecek düşünecek olursam, Jungwon'u o gelecekte görebiliyordum birazcık. Kendi halinde bir tipti. En önemlisi çoğunlukla pozitifti. Her olayı kötüye yoran, ilk seçeneği her daim negatif olan kişilerden pek haz etmezdim. Çünkü onlar kanser bir özelliğe sahip oldukları gibi o sinir bozucu yorumlarıyla sizi de kanser ederlerdi.
" Profesörün tercihi bize bıraktığına çok sevindim. Kendi kafasına göre grup oluşturmalarından korkmuyorum desem yalan olur. "
Ortalıkta ki sessizliği dağıtmak için attığım konuşma da Jungwon heyecanla ağzını açmış sonra diyeceğini yutmuş gibi kapamıştı.
" Ben seninle olduğum için mutluyum. "
" Daha heyecanlı bir şey diyeceğini sanmıştım. "
" Profesör hakkında bir olay öğrendim bugün. Eve varınca anlatmaya karar verdim. Soğuktan konuşamıyorum. "
Sıcak nefesi dolayısıyla ağzından çıkan buharların arasından konuşan Jungwon gülmeme karşılık vermişti. Ona katıldığımı belli ederek başımla onayladım ve önüme döndüm.
" Gidelim bakalım..."
-
Attığım adım itibariyle yüzüme vuran evin sıcaklığı yüzümü gülümsetirken, Jungwon kendi montunun ardından benim kabanımı çıkarmıştı. Askılığa asıp beni salona doğru ilerletirken etrafı izliyordum. Tahmin ettiğimden kat ve kat daha büyük bir evdi. Salonu geniş ve ferahtı. Biraz karanlık dekorlar vardı ama bu koyu renkliliği genişlik bir nebze olsun azaltıyordu. Engel olamadığım bir gerginliğe kapılmıştım. İlk haftalardan arkadaş evine gelinir miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pearly - sunsun
Fiksi PenggemarSunoo arkadaşının vesilesi ile sık sık geldiği bu büyük evde, hissetmeye başladığı duygular ile birçok algısını yıkmaya hazırdır. Bu algıların başında da kendisinden yedi yaş büyük birine aşık olmak vardır.