2. bölüm

114 9 2
                                    

Ben geldim sınav haftam bitti. Artık yaz geldiğinden komutanım ve açarları bitirme gibi planlarım var. İnşallah bitirirm.

🩰🩰🩰🩰🩰🤎🩰🩰🩰🩰🩰

Duyduğum cümleler ile anı bir şok yaşadım. Ne kadar öyle kaldığımı hatırlamıyorum ama annemin zehraya “Kızım!!” Diye sarılmasıyla kendime geldim.

Babama baktığımda oda bana baktığını gördüm. Bu bakışta eskisi gibi benden tiksiniyor gibi bakıyordu. Şaşırmadım.

Açarlar ailesine baktığımda kadın bana dolu gözlerle bakıyordu. Adam ise özlemle. Barut ise yine benim gibi duygusuz olarak.

Şimdi ben düşman ailemizin kızı Zehra Açarla karışmıştım. Hatta benim yaşayacağım hayatı Zehra yaşamıştı. Beni bu ölüm gibi hissettiren hayata mahkum etmişti.

Anneme baktığımda hala zehrayla sarılı halde gülüyorlardı. Annemın bana bir kez gülerek bakmamıştı. Onun yerine alay gibi Küçümseme gülüşleri atardı.

Açarlar ailesinden kadın gelip bana yaklaşmaya başladığında eğer beni istemezseler diye düşündüm. Sonuçta ben düşman ailenin kızıydım. Mecburen beni istemiyeceklerdi.

Ağladığımı bile bilmeden elime bir damla düştü. Beni kimse ağlarken görmemişti bu yaşıma kadar.

Babam beni döverken bir kez bile gözümden yaş  gelmiyordu. Annem beni aşağılarken… bunun nedeni ise bir gün benimle bir sahile gittiğinde askerlik arkadaşıyla karşılaşmıştı. Dedem lavaboya gittiğinde askerlik arkadaşı bana “ sen asla başını eğme . Çünkü sen bir Aç- Arslansın. Sakın!!! Biri sana vuruyorsa karsılık ver. Her halükarda asla başını eğme!!!” demişti. (Acaba kim ya)

Ağladığımı fark edince hemen kapıdan çıkıp hastanenin tuvaletine girdim. Girer girmez bir kabine girip klozetin üzerine oturup hıçkırarak ağlamaya başladım.

Nasıl ya benim çektiğim acılarımı aslında başka birisi mi çekecekti, ve bende onun prensesler gibi yaşadığı hayatı yaşayacaktım.

O zaman benim niye boş boşuna sırtımdakı  kayış izlerine her geçen gün yenisi ekleniyordu? Bunu içinmiydi gerçekten.

Benim kabine girdikten 10 dakika sonra kapı tıklatılarak birisi “Ateş, benim Sümeyye Açar. Açar mısın kapıyı kızım?”

Bana bu zamana kadar kimse kızım demedi. Sümeyye hanım benim için ilkti. Elim istemsiz olarak kapının kilitine gitti ve kilitli açtım. Sankı bedenim benden bağımsız hareket ediyormuş gibi Sümeyye hanımın beline sarıldım. Sümeyye hanım bunu beklemiyor olacakmıştiki ilk bı affalladı sonrada bı eliyle bana sarıldı. Diğer eliylede benim başını okşadı.

Sonra ben geri çekildim ve onun gözlerinin içine baktım. Ve bir ilk daha yaşandı kimse benim ağladığımı bu zamana kadar görmedi. Şimdi ise bir ilk olarak sümeyye hanım gördü.

Sümeyye hanımda bir ilk yaşadığını anlamış olacak ki ilk afalladı sonra “ kızım gel bir elini yüzünü yıkayalım.” Dedi ve beni lavaboya doğru ilerletti. Yüzümü yıkadıktan sonra lavabodan çıktım. Kapıda Barutla adam vardı.

Barut bana biraz endişeli baksada beni gördüğünde iyi olduğuma dair bir işaret bekledi. Bende ona gözümü açıp kapadım. Adam ise hiç beklemediğim anda bana sarıldı.

Adamın boyu çok uzundu. Karşımda o kadar uzun gozukmesede bana sarılınca fark etmiştim. Adamda kesin bı 2 metre çıkardı. (Benim olaylarda Max düşündüğüm şey)

Bende ona karşılık vererek sarıldım. Sonra benden ayrılarak “kızım ben baban Barbaros Açar. İlk evine uğrulayalım. Sonra yeni evine geçeriz.”dedi. Bende el mahçup kafamı salladım ve sümeye hanımla Barbaros bey önce, Barutla bende arkadan gidiyorduk.

AçarlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin