《3》

31 3 158
                                    

Sahi tanrım beni seven kimse yokken, bu kadar sevgisiz ölmek için çabalarken bile neden yanına almıyorsun beni yoksa sende mi nefret ediyor sevmiyorsun demişti. Önce o gökyüzü kadar güzel olan gözlerinden inci taneleri dökülmeye başlamış sonra kiraz rengi güzel dudaklarından hıçkırıkları firar etmişti.


★★★★


Okulun bahçesinde kenarda dizlerini karnına çekmiş yüzünü dizlerinin arasına saklamış içli içli ağlıyordu jungkook. Canı çok yanıyordu ama kimseye hiç birşey anlatamıyordu, hatta gidecek yeri bile yoktu. Mecbur felix' in yanından ayrıldıktan sonra okula gelmişti. Yol boyu ağlamaktan gözleri, burnu ve yanakları kızarmış berbat haldeydi.

Her seferinde vazgeçtim tanrım da beni sevmiyor dese de, yine gidecek kimsesi olmadıgından ona yalvarıyordu. Onu anlayacak sevecek bir insan istiyordu, yalnızlıga dayanamıyordu artık. Bahçenin köşesinde sessizce aglıyordu, dinmiyordu gözyaşları bitmiyordu.
Birden koluna birinin dokunması ile ürkmüş hemen geriye dogru kaymıştı.

Kafasını kaldırıp kim diye bakmak isterken önüne bir mendil uzatılmıştı. Bembeyaz mendil, köşesine işlenmiş minik bir kaç tane krizantem çiçegi motifi. Jungkook öylece mendilin sahibine bakıyordu, aglaması kesilmiş karşışındaki kişinin kim oldugunu anlamaya çalışıyordu.

Jimin diye kendini tanıttı mendil uzatan çocuk, sonra jungkook daha cevap bile veremeden jimin elindeki mendil ile gözyaşlarını sildi jungkook' un.
Jungkook, felix' in yaptıklarından sonra kimseye güvenmek istemiyordu. Sevgisizlikten çok çabuk güvenmişti ona ve kalbi paramparça olmuştu.

Ama yinede teşekkür etmek istemişti karşısında ki çocuga. Bunca yıl yaşamış ve ilk defa birisi tarafından silinmişti gözyaşları. İlk defa ağladığın da kendi silmek zorunda kalmamıştı gözyaşlarını.
Çok garip ve ilk defa hissediyordu böyle birşeyi, minnettardı karşısındaki çocuga.

Jimin elindeki mendili jungkook' un avcuna bırakmış, onun olabilecegini söylemiş, yanına aralarına bir kaç küçük adımlık mesafe bırakarak oturmuştu. Jungkook teşekkür etmiş, avcuna bırakılan mendilin üstündeki motifi incelemeye başlamıştı. Krizantem yaşamı ve yeniden doğuşu kutlamak için tercih edilir demişti jimin.

Derin bir nefes alıp devam etmişti her ne yaşadın, seni bu denli üzen şey ne veya neler bilmiyorum ama kimse için değmez. Gözlerinden akan yaşlar aglamana sebep olan herkesten daha degerli. O yüzden aglayıp o güzel gözlerini acıtma. Jungkook sadece adını şuan ögrendigi çocuga uzun uzun bakmıştı. Derin bir iç çekip teşekkür etmiş ve usulca yanından kalkıp sınıfa yönelmişti. Sınıfa geldikten bir kaç dakika sonra ögretmen ile birlikte sınıfa genç biri daha girmişti. O genç biraz önce bahçede tanıştıgı jimindi.

Ögretmen yeni sınıf arkadaşımız oldugunu söylemişti, daha sonra jimin' e istedigi boş bir yere oturmasını söylemişti. Jimin, jungkook' un yanına kadar adımlamış ve oturmuştu. Ders bitene kadar boş duvari izlemişti, kalbinin acısından ders dinleyemiyordu jungkook.


★★★★


Tüm tenefüsler jimin yanına gelmiş onunla arkadaş olmak için çabalamıştı. Ama jimin bilmiyordu, bunca yıllık hayatında nasıl sevgisiz kaldıgını görmezden gelindigini ve en son güvendigi kişinin bugün ona yaşattıklarını. Bilmiyordu jungkook' un acı dolu hayatını, yada jungkook öyle zannediyordu?

Killing a Child's Soul is Murder!《TAEKOOK》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin