《11》

21 1 5
                                    

Onunla böylesine içten ilgilenen beyaz tenliye adını sormuştu. Jungkook kendini kısaca tanıtmıştı gence. Çocukta kısaca adını söyleyip susmuştu. Jungkook karşısında ki çocugu inceliyordu beyaz teni, kahvegözleri olan çocuğun saçlarını çok begenmişti. Masmaviydi gökyüzü gibi ve ona çok yakışmıştı, gökyüzü ve deniz gibi mavi saçları dalgalar gibi beyazdı teni. Çok sevimliydi jungkook' un kanı ısınmıştı hemencecik genç çocuga.

Mavi saçlı genç jungkooktan 3 yaş küçüktü. O sevecen ve ilgili halleri ile abi edası ile ilgileniyordu küçük çocukla jungkook. Bir süre havadan sudan konuşup rahat olmasını sağlamıştı çocuğun. O sırada yanlarına gelen jin, jimin, hoseok ile genç gerilsede, jungkook yakın arkadaşları oldugunu söyleyip tanıştırmıştı. Yeonjun bu sevimli ve eğlenceli arkadaş grubunu çok sevmişti, jungkook ve arkadaşlarıda yeonjun' un mavi saçları ve sevimli yüzüne ufak tefek iltifat edip sohbete devam ettiler bir süre.

★★★★★

Biraz daha muhabbet ettikten sonra jungkook kalkmaları gerektigini yeonjun' a söyleyip numarasını istemişti.
Daha sonradan tekrar konuşmak istediğini beraber vakit geçirebileceklerini söylemiş numarayı alıp okullarına geçmişlerdi. Klasik bir okul gününden sonra evlerine dagılmışlardı.

Jimin arkadaşlarından ayrıldıktan sonra yoongi ile buluşmuş unuttuğu gerçekleri dinlemişti. Nasıl unutmuştu o güzel anıları bilmiyordu ama hatırlıyordu ya artık. Yoongi ile uzun süre konuşmuşlardı sahilde yürürken. Bir cafeye oturup beraber çok güzel vakit geçirmişlerdi. İkisi de gayet mutluydular, hemde hiç olmadıkları kadar iki aşık sonunda kavuşmuşlardı.

Bundan sonra tüm zaman onlarındı, beraber yapacak çok şeyleri vardı. Birbirlerine kavuştukları an unutmuşlarda neden burada olduklarını yada neden buraya geldiklerini. Tıpkı namjoon ve jin' in unuttukları gibi, onlarda kavuşan iki aşık gözleri birbirlerinden başkalarını görmüyordu.

Aşklarından gözleri kör olmuş gibiydi unutmuşlardı amaçlarını. Bedeli çok agır ve acı olacaktı, bilselerdi ödeyecekleri bedeli kaybedecekleri o iki canı aşklarından dahi vazgeçerlerdi ikinci kez.

- Jungkook evi gibi hissettirmeyen o eve yine gitmişti işte. Her zaman ki gibiydi, yüzüne bakılmaz bakan olursa da nefretle tiksinerek bakarlardı. Nedenini dahi bilmezdi çocuk, zaten o şekilde bakmaları için bi sebep yoktu sadece dogarken ailesi onun lanetli olduguna inanmışlardı. Sırf bu yüzden çocuga böyle davranmışlardı hep, bilselerdi onun yüreginin güzelligini onun nasıl yüce korkusuz yürekli oldugunu belkide lanet degil de nasıl şanslı olduklarını anlarlardı.

Ama onlar çocuğa bu yaşattıkları ile artık ne bu dünyada nede başka bir dünyada asla huzurlu ve mutlu olamayacaklardı. Onlara verilen bu hediyeyi şansı kullanamamışlardı. Tüm güzelliklere kördü insanlar, onlara bahşedilen güzellikleri göremiyordu gözleri.
Pişman olacaklardı, öyle pişman olacaklardı ki yana yakıla yalvarsalarda affedilmeyeceklerdi.

Jungkook telefonuna gelen mesajı görünce içini büyük korku kaplamıştı. Mavi saçlı küçügü yardım et hyung  yazmıştı. Mesaj atmış aramış ama küçükten tek bir yanıt alamamıştı. Sabah ilk gördügünde çok kötü gözüküyordu, neden derdini anlatmasını sağlayıp yardım etmediği için çok pişman olmuştu. Hemen arkadaşlarına yazmıştı, belki onların bi yardımı dokunur bulabilirler küçüğü diye. Ama ne jimin nede jinden geri dönüş alamamıştı. Ne yapacaktı şimdi nasıl yardım edecekti küçüge. Daha ne oldugunu nerde oldugunu dahi bilmezken nasıl kurtaracaktı onu.

Killing a Child's Soul is Murder!《TAEKOOK》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin