Biz Ankarada kalıyorduk. Kış gelmişdi ve biz küçük bir kasabaya taşınmak kararını aldık. Ben 14 yaşında bir erkekdim. Kasabada hava kararırdı. Ben uykuya daldım. Seher açılmışdı, Ben camdan baktığımda her taraf beyaz idi. Kar ağaçların üzerini havlu gibi örtmüşdü. Etraf çok güzel gözüküyordu. Ben çok heyecanlı idim. Dışarı çıkıb karın üzerinde kalp çekdim. Parmaklarımın uçları donmuşdu. Kar çok güzel idi, parlıyordu sanki üzerine zer sepilmişdi. Bu kadar sandığım güzellik aslında çokda güzel diyilmiş. Çok acı veriyordu. Artık ellerim uyuşmuşdu, o üzden eve geçtim. Hava akşama doğru gidiyordu. Evimizin yakınlarında kocaman orman vardı. Ben camda oturub dışarı bakınıyordum. Birden orman terefden karib bir ses geldi. Sanki bir yavru heyvan sesi gibi. Ben çok merak ettim dışarı çıkıb ormana taraf yol aldım. Ormanın içinde yürüyordum. Orman karla örtülmüşdü, çok güzel manzarası vardı. Tam ormandan çıkma kararı almışdım ki, o ses yine geldi ve ben sese doğru gittim
