5.BÖLÜM

990 58 12
                                    





:::::

Kinden beslenirdi şeytan'ın ruhu. Reddedilmiş, dışlanmış ve hor görülmüş insanlar şeytan'ın kinine bulaşırdı.

Lakabı Çakal olan yer altı mafyası Süleyman Çakra eşinin tek saç teline gelen zararı görür görmez etrafını savaşa alanına çevirirdi. O eşi için yaşayan bir adamdı. Onu yeniden yaşatan ona çocuklarını veren kadın için ölüme koşardı.

Önünde sinirden saçlarını yolan eşine bakıyor onu bu denli sinirlendiren kişileri bi kurşunda bitirmek istiyordu.

"Anlıyor musun beni Süleyman?. O kızı yanımda istiyorum, o kız elimizde olmalı."dedi eşine doğru Kumru Afra. Sinirle ayağa kalkarak Süleyman Çakra'nın dibine doğru sokuldu. Elini kaldırarak eşinin buz tutmuş yanağını okşadı Kumru Afra.

"Bütün adamlarına bu ismi söyle. Bulan kişiye ne istiyorsa vereceğiz. Bir planım var."dedi Kumru Afra. Sonrasında dudaklarını Süleyman Çakra'nın yanaklarına sürterek kulağına doğru fısıldadı.

"Zehri hissediyorum. Kurul ayağımıza gelip bize yalvaracak kocacığım. Bu kız için bir çok kişi ayağımıza gelecek. O Süphi Öz'ün vekâleti altındaydı, o adamın her şeyi bütün gücü kızda."

Fısıltısıyla gözlerini yumdu Süleyman Çakra. Sertçe yutkunarak kafasını Kumru Afraya çevirdi. "Tek kelimene bakar hepsini kurşuna dizmem Kumru. O kızı bulacağım,sana getireceğim."dedi Süleyman çatık kaşlarla.

Eşinin bu itaatkar tavrına sıcak bir şekilde gülümsedi Kumru Afra. İstekle kollarını eşinin omzuna dolayarak dudağını öptü. Geri çekilerek konuştu.

"Oğlumuz için her şey Süleyman. Onun Kurul'un başına geçmesi için."

:::::::

Kara bulutlar gökyüzünü kaplamıştı. Soğuk keskin rüzgarlar yüzüme çarpıyor esintinin etkisiyle saçlarımı uçuşturuyordu. Denizin hırçın dalgaları içimde oluşan şüphe dalgalarıyla yarışabilirdi.

Yaklaşık bir süredir deniz kenarında kıyıya yakın iskelede duruyorduk. Buraya gelme sebebimizi bile bilmiyorken öylece dikilmiş önümde elleri cebinde denizi izleyen Aral'ın sırtını izliyordum.

İçimden bir ses bu adama güvenmemi onun yalanlarına ve ya doğrularına inanmamı söylüyorken. Diğer sesler tam tersini bağırıyordu. Zarar verebilecek hamleler yapabilirdi bana karşı, ancak yapmak isteseydi kafama şu gerçekleri sokmak istemezdi.

Bana Kuruldan bahsetmişti, babam'ın gücünden ve benim peşimde dolaşan kötü adamlardan.

Bunları söylerken gözlerinden geçen hissizliği gördüm. İnanmak istemedim, benim peşimde olan oydu beni buraya zorla getiren de oydu.

"Daha ne kadar bekleyeceğiz?."dedim.

Hareketlenmeden önümde duruyordu, kafasını bana doğru döndürerek suratıma baktı. "Bir süre daha."dedi ve önüne tekrar dönerek denizi izlemeye devam etti.

Dudaklarımı ıslatarak omzumu düşürdüm. Beklediğimiz her neyse beni meraktan deli edecekti. Bekledikçe daha çok düşünüyor kafamda bir çok saçma senaryo kurmaya devam ediyordum. Bu da beni delirtecek konuma getiriyordu. Sinirlenmemek elde değildi şu anda benim nöbette olmam gerekirken burada saçma sapan duruyordum.

SON SÜRATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin