8.BÖLÜM

819 59 11
                                    







Güven, bir insana verilebilecek en kutsal duygudur.

Seni azizleştirir, sevgini güçlendirir. Beklediğin bu güveni bulacağın zaman senin kıyametin yakın olacaktır.

Çünkü verilen güven eninde sonunda yıkılır. Güvenin yıkıldığı yerde sevgi kalmaz, ihanet çoğalır. Artık geri dönüşü olmayan bir çukurda üstüne atılan topraklarla yaşarsın.

:::::

"Hayır Hande iyiyim bir daha sormana gerek yok."diyordu Aral.

Onların olduğunu anladığım şirketlerinde Aral'ın odasındaydık. Doktor gelmiş yaraların bakmış,ayak üstü ameliyat etmişti. Evet bunu yapmışlardı. Bacağına saplanan kurşunu çok kolay bir şey çıkarıyormuş gibi çıkarmıştı doktor.

Sanki her gün kurşun yiyordu Aral. O da en az doktor kadar sakin ve soğukkanlıydı.

Yanı başında tedirgin gözlerle Aral'a bakan sarışın kadın başından ayrılmıyordu. Sekreteri olduğunu duymuştum, yıllar boyunca çalışmışlar.

"Ama efendim o kadar çok solgun gözüküyor-."

"Hande!. Lütfen, sende başlama şimdi."dedi Aral Handeye doğru. Hande usulca başını sallayarak önünde duran koltuğa oturdu.

Yanında getirdiği bilgisayar çantasını açarak Aral'ın önünde duran masaya koydu. Ekran da her ne varsa Aral gözlerini irileştirerek ekrana doğru yaklaştı. Handeye bakarak kaşlarını çattı.

"Ne zamandır burdalar?."dedi Aral. Hande düşünceli bir şekilde Aral'ın masasına yaklaştı ve bilgisayarın klavyesine bir şeyler yazarak ekrana başka bir görüntü yayınladı.

"Dün sabah on iki civarları Türkiye'ye dönmüşler efendim. Söylenene göre artık tesisleri çalışmıyor. Kapattılar, kapatıldı kurul kapattı."dedi Hande tane tane.

Aral yerinden rahatsızca kıpırdanarak masasına dayandı. Ellerinin ikisini başına sararak düşünceli bir havayla gözlerini kapattı. "Bir bu eksikti."dedi dişlerini sıkarak. Gözlerini açtı ve Handeye doğru bakarak konuştu. "Acil olarak babama bildir bu durumu Hande. Kelebek döndüğü an rahat durmayacak."dedi.

Hande kafasını sallayarak hızlıca odadan ayrıldı.

Artık tek kalmıştık koca odada. Aral'a baktım. Önüne bakıyor bir şeyler düşünüyordu. İçeriye biri kapı çalmadan dalınca o tarafa döndüm.

Bu bize aracını veren adamdı. Adı Fuat olmalıydı.

"Fuat?."dedi Aral sandalyesine yaslanarak. Telaşlı bir şekilde içeriye girdi Fuat.

Bana kısa bir bakış atarak Aral'ın masasına doğru ilerledi. "Kardeşim sen kafayı mı yedin?."dedi endişeyle. "Nasıl bunu yaparsın." Ne yapmıştı?.

Masanın önünde duran koltuğa geçerek oturdu. "Kumru Afra'yı nasıl Kurula şikayet edersin!"dedi birden. Bu benim de düşünmeme neden olmuştu.

Aral gözlerini kısarak hissiz bakışlarla Fuat'ı izledi. "Bunu benim yaptığımı nereden çıkardın?."dedi Aral. O an ikiside bana baksada gözlerimi kaçırmadım.

"İkimizde bunu yapanın sen olduğunu biliyoruz Aral. Halan size bir kumpas kurmuş olabilir ama sizi-."diyordu ki Fuat sözünü kesti Aral.

"Aması yok Fuat."

Göz pınarcıklarını sıkarak ofladı Aral. "Gizli bir kimlik açıkladı Kurula bu bilgileri. Onun Kurul'dan sakladıkları eninde sonunda ortaya çıkacaktı zaten..."

SON SÜRATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin