Bölüm 6---Gelişim

44 6 5
                                    

         Buğra'nın ilk dönüşümünden sonra neredeyse 1 ay geçmişti. Artık okula gelmiyordu. Kuzey ile birlikte kurt adamlık işleriyle uğraşıyorlardı. Buğra artık istediği zaman kurt adam olabiliyordu. Yani kendini kontrol edebiliyordu. Ama aldığı eğitimlerden sonra hiç dolunay olmadı. En yakın dolunay ise 2 gün sonraydı. Açıkçası ben merak ediyordum. Acaba Buğra kendini kontrol edebilecek miydi? Kuzey daha güçlü bir zincir almıştı. Buğra'nın bundan kurtulma olasılığı yoktu. Eğer dolunay başladığında bir şey olmazsa Kuzey Buğra'nın zincirlerini çıkaracaktı. 

      Okul çıkışı kızlar ile birlikte Buğra'nın antrenman yaptığı yere geldik. Kimse yoktu. 4 metre uzunluğundaki bir duvarın üzerine koyulmuş bir şişe vardı. Biz etrafı incelerken aniden Buğra koşmaya başladı. Aniden zıplayıp şişeye dönen tekme attı. Ağzımız açık buğrayı izliyorduk. Aldığı dövüş eğitimi ve kurt adamlık onu çok güçlü yapmıştı. Şuan Kuzey'den daha güçlüydü bence.
     

          Attığı tekmeden sonra Buğra yanımıza geldi:

"Nasıldı?", dedi

"Çok iyiydi.", dedik hepimiz bir ağızdan.

     Buğra güldü. 
"Buğra, Kuzey sana hiç Canavar Alfa'dan söz ediyor mu?", diye sordum.

"Evet. Onun amacı beni sürüsüne katmakmış. Fakat bunun kötü olan tarafı o sürüsü ile çoğu kişiyi öldürmeye çalışıyor.", dedi Buğra.
 

       "Peki o gerçekte kim? Gerçek kimliği hakkında hiçbir şey bilmiyor musunuz?", diye sordum.

      Olumsuz anlamda kafasını salladı Buğra. 
 

      "Onun gerçek kimliğini bilmiyorum ama Kuzey bana kurt adam türleri hakkında bazı şeyler anlattı. Bakın şimdi ana olarak iki tür var: beta ve alfa.

     Alfalar en güçlüsü. Alfalar insanları ısırarak onları kurt adam yapabilirler. Alfaların ısırdığı kişiler ise beta olur. Alfaların kendi aralarında türleri var bunlar ise alfa , canavar alfa, şeytan alfa, gerçek alfa ve yalnız alfadır. Aralarındaki en güçlüsü şeytan alfadır. En büyükleri , en güçlüleri, en hızlıları ve en zekileri şeytan alfadır. Betalarda ise 3 küçük tür var bunlar ise beta , omega ve deltadır. Betayı zaten biliyorsunuz. Omega ise sürüsünden ayrı düşen yalnız betadır. Delta ise kurt adam yerine direkt kurda dönüşebilen bir türdür."

     
Hepimiz Buğra'yı dinledik. Anlaşılan bu kurtlardan çok fazla vardı. Ben bunları düşünürken Buğra:

  "Ayrıca bizim karşımızdaki Canavar Alfa dolunayda çok daha güçlü oluyor. Bu nedenle Kuzey 'Alfa'nın harekete geçmesi için en iyi zaman dolunaydır. Büyük ihtimalle önümüzdeki dolunayda bize saldıracak.' diye beni uyardı.", dedi Buğra.

   "Yardım etmek isterdik fakat karşımızda bizi tek bir vuruşta öldürebilecek bir yaratık var. Kusura bakma Buğra.", dedi Kardelen. Tuba da Kardelene katıldı.

 Buğra:  "Sorun değil. Benim bu iki gün boyunca dinlenmem lazım. Çünkü canavar bize saldırdığı zaman enerjik olmazsam çok kötü şeyler olabilir.", dedi 

          "Tamam öyle ise sen dinlen. Biz de eve gidelim.", dedim.
            

          Başıyla onayladı. 
     

             Bodrumdan  çıktık. Eve yürüyorduk. Eve gidene kadar hiç konuşmadım. Hep yaşadıklarımızı düşünüyorum. Buğra'yı sürüsüne katmak isteyen bir alfa var. Ayrıca bunun yanında Buğra'yı öldürmek isteyen avcılar da var. Her an Buğra'ya bir şey olabilir. Ayrıca bu avcılar bize bir şey yapar mıydı? Bunları düşünürken eve varmıştım. Yemek yiyip odama geçtim. Saatlerce dizi izledim ve kitap okudum. Bir süre sonra canım sıkıldı ve Kardelen'i aradım. Onla da saatlerce sohbet ettim. Saat geç olmuştu. Aramayı kapattık ve duş alıp yattım. 
 
        Uyandığımda kendimi çok berbat hissediyordum hiç yatağımdan kalkıp okula gitmek istemiyordum. En sonunda anne zoruyla kalkmak zorunda kaldım. Dışarı çıktım. Yavaş yavaş okula yürüyordum. Hava çok tazeydi. Ben bunları düşünürken omzuma dokunan el ile irkildim. Dönüp baktığımda Buğra'yı gördüm. O da okula gelecekmiş. 1 aydır okula gelmiyordu ve rapor almıştı. Öğretmenler Buğra'nın yaralandığını ve hastaneye kaldırıldığını biliyordu. Bu nedenle öğretmenler 1 ay gelmemesine izin vermişti. 

       Buğra ile birlikte okula vardık ve kızlarla sohbet ediyorduk. Buse sürekli aklından bir şeyler geçer gibi bize bakıyordu. Buse biz 9.sınıftayken bizim hakkımızda iftiralar çıkarmıştı. Ne yazık ki bu kız dedikodu yapma konusunda çok iyiydi ve tüm okul bu iftiraların gerçek olduğunu düşünüp bizle konuşmamaya başladık. İşte bu yüzden kimseyle konuşmuyorduk. Zaten kimse bizle konuşmak istemezdi. 

          Buse'yi her görüşümde içimde bir öfke oluşuyordu. Çok gıcık bir görünümü vardı.  Bu aralar ekstra bir takıntısı vardı sanırım. Sürekli bizi dinlemeye çalışıyordu. Büyük ihtimalle yayacak bir sırrımızı bulmaya çalışıyordu. Bizi dinlediğini fark etmiştim. Ama o benim bunu fark ettiğimi aklının ucundan bile geçirmezdi. Teneffüsteydik. Aniden kalkıp ona bağırmaya başladım:

"Ne var, yine konuştuğumuz bir şeyleri bulup onları kökünden değiştirip herkese mi yayacaksın?!"

     
Buse hiç korkmamış gibi bana bakmaya çalışıyordu. Ardından arkadan sevgilisi önüne geçip beni tehdit etmeye başladı:
"Bir daha bu kıza bağırdığını görürsem senin o kolunu kırarım." 

      Bunları duyan Buğra ise benim önüme geçti:

"Bir denesene bakalım yapabilecek misin?"

      Buğra'nın pençelerinin çıktığını fark ettim ve onu geriye doğru uzaklaştırıp gözümle tırnaklarını gösterdim.

"Ben zaten korkup geri çekileceğini biliyordum.", dedi Buse'nin Sevgilisi.

    Buğra tekrar onun üzerine atlamak için uğraştı ama ben onu tuttum. Aslında ben de ona karşı çok sinirliydim fakat Buğra istemediği şeyler yapabilirdi. Sonuçta çok hızlı güçlenmişti. Çok öfkelenip kontrolünü kaybederse ne olacaktı? 

 Buse ve sevgilisi kendi aralarında gülüşüyorlardı ve:

"Bunlar çok korkak ya.", diyorlardı.

    Daha sonra Buğra'yı uzaklaştırdım ve sıramıza oturduk.
    

           "Ben bunu çok pis döverim.", dedi Buğra.

"Buğra sakin ol. Ya kontrolünü kaybedip onu öldürürsen.", dedi Tuba
Ben ve Kardelen Tuba'nın sözüne katılır şekilde başımızı salladık.

"Her neyse.", dedi Buğra.

     O gün bu olaylarla birlikte okuldan çıkıp eve gittik. Yarın dolunay vardı. Bu aptalları düşünmemeliydik. Bugün de dünkü gibi geçti. Dizi izleyip oyun oynadım. Saate baktığımda saatin 12 olduğunu görüp uyudum. Uyanıp hızlıca hazırlanıp aşağıya indim. Buğra ile yürüyorduk.
"Buğra bugün dolunay var dikkatli olmalısın.", dedim.

 "Tamam. Umarım alfayla başa çıkabilecek kadar güçlenmişimdir.", dedi.

"Umarım.", dedim. Daha sonra okula vardık. Sırada sohbet ediyorduk. Sürekli Buse, sevgilisi ve arkadaşları bize bakıp gülüyorlardı. Umursamamaya çalışıyorduk. Ama çok sinir bozucuydu. Bunlar okul çıkışına kadar devam etti. Daha sonra ilk iş Buğra'yı Kuzey'in bodrumuna bıraktık. Orada biraz durup havanın kararmasına yakın eve döndük. Hava kararmıştı ve Ay doğmuştu. Acaba Buğra ve Kuzey şuan ne yapıyorlardı? Buğra kendini kontrol edebilmiş miydi? Canavar alfa yanlarına gelmiş miydi? Tüm olanlar çok ürkütücüydü. Korka korka uyudum. 

                 Uyandığımda saat henüz 5'di. Okula erken gitmeye karar verdim. Gidip etüt yapacaktım. Okula giderken Kuzey'in bodrumuna uğramaya karar verdim. Kapıyı açtığımda tek duyduğum sessizlikti. İçeriye girdiğimde fark ettim ki yerler hep kandı. Ayrıca Buğra ve Kuzey'i görememiştim. Bu beni çok korkutmuştu. İçimdeki bu korkuyla okula gittim. Okul başlayana kadar ders çalıştım. Kardelen ve Tuba geldi. Onlara Buğra'yı bulamadığımı söyledim. Onlarda en az benim kadar korkmuşlardı. Arkadan Buse'nin sesi geldi. 

"Ne oldu? Arkadaşınız sevgilimden korktuğu için okula gelmedi mi?"

    Dönüp ona sinirli bir ifadeyle baktım. Ben bunu yaparken hiç beklemediğim bir şey oldu. Kardelen Buse'nin suratına tokat attı. Kardelen'e döndüm ve bir kaç saniye şaşkınlıkla baktım. Daha sonra gülmeye başladım. Ben gülerken Buse'nin arkasında 5 tane arkadaşı olduğuma aklıma geldi ve kafamı çevirdim. Hepsi Kardelen'in üzerine yürüyorlardı.

DEVAM EDECEK...





Normal Dünyadaki Anormal HayatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin