Bölüm 8-Aile Sırrı

19 3 3
                                    

  Buğra Kuzey kayıp dedikten sonra hepimiz endişeye kapılıp Kuzey'i aramaya başlamıştık. Ama boşuna çaba harcıyorduk. Koskoca şehirde nerede bulabilirdik ki? Bu düşünceler arasında aklıma bir şey takıldı. 

        Buğra okulda ben tam bıçaklanacakken önüme geçtiği zaman tırnaklarını gördüm. Onları Buse'nin sevgilisine yani Batu'ya geçirdi. Kolu kesilmişti. Acaba kurt adama dönüşür müydü? Bunları çok merak ettim. Ama bir düşününce ilk dolunayda benim de koluma tırnağını geçirdi fakat bana hiçbir şey olmadı.

       Ben bu düşüncelerle Batu'nun kurt adama dönüşmeyeceği kararına varırken Batu'nun bu durumu sorgulayacağı aklıma geldi. Kavgada karşındaki kişinin daha önce görmediğin keskin ve uzun tırnakları oluyor ve onları sana batırıyor. Bu durum çok garip olacaktı. Bunları arkadaşlarıma söylemeye karar verdim.
"Buğra sen beni korurken tırnakların çıkmıştı ve onları Batu'ya geçirmiştin. Sence Batu hiç bu durumu sorgulamayacak mı? Ya bizim hakkımızda bir şeyler öğrenirse ve bu bilgileri yayarsa?"

Buğra dediklerimi düşünürken arkadan Kardelen Buğra'nın konuşmasına fırsat vermeden:

"Efe, sence böyle bir şeye inanırlar mı? Batu'nun bizim hakkımızdaki şeyleri öğrenme olasılığı zaten düşük. Bu yüzden bence korkma." ,

Kardelen haklıydı. Kimse ona inanmazdı. Bu gerçeklerle içime bir rahatlama çöktü. 
"Anlatsana Buğra dün gece ne oldu?", dedi Tuba.

Buğra birkaç saniye olanları hatırlamaya çalışır gibi durakladı. Daha sonra anlatmaya başladı:

"Ben tam dönüşümümü kontrol etmiştim. Kuzey beni çözüyordu. Tam çözdü ve geri çekildiği anda Alfa onun üzerine atladı ve Kuzey bayıldı. Ben bunları görünce kurt adama dönüşüp karşı koyar gibi kükredim. Üzerine atladım fakat bildiğin pençesini karnımın bir tarafından saplayıp diğer tarafından çıkardı. O an yere düştüm acıdan hiçbir şey yapamıyordum. Gözümün önünde Kuzey'i alıp kaçtı. Büyük ihtimalle Kuzey'i çok şey bildiği ve bize öğretecek çok şeyi olduğu için kaçırdı. Yani şu an bizden bir sıfır önde."

Biz bunları konuşarak sokakta çaresizce ipucu arıyorduk. Kuzey'in ise şu an ne yaptığını çok merak ediyordum.

Kuzey Akgün

           Yavaşça gözlerimi araladı. Önümde parmaklıklar vardı. Öylece etrafa bakıyordum. Daha sonra olanları hatırladım ve aniden doğruldum.
"Kimse yok mu! İmdat!", dedim.

           Cevap veren yoktu. Alfa en son beni bayıltmıştı. Acaba Buğra'ya bir şey oldu mu? Çok korkmuştum. Onların tek bilgi kaynağı olan ben şu an bilmediğim bir yerde zindana kapatılmıştım. Parmaklıkları yumrukluyordum fakat çabam boşunaydı. En sonunda elim kanlar içinde kalınca vazgeçtim. Gidip yere oturdum. Öylece kalakalmıştım. Daha sonra ilerden bir ayak sesi duydum. Ayağı kalktım ve ne olacağını bekledim. Yaşlı bir adam çıktı. Kafasında şapka vardı. Gözlerini göremiyordum.
"Vay vay. Bakın kimler uyanmış. Kuzey Akgün. Küçük savunmasız bir beta. Çok acınası.", dedi Alfa.

       Öylece kalakaldım. Hiçbir şey söyleyemiyordum. 
"Dilini mi yuttun aptal küçük beta.", dedi Alfa.

"Beni nereye getirdin seni pis iğrenç canavar!", dedim korkuyla.

"Cık cık cık. Çok ayıp. Sana büyüklerinle nasıl konuşman gerektiğini öğretmediler mi?"

Öfkeyle ona baktım.

"Kendinden 50 yaş küçük bir çocuğu zindana atan birisi mi söylüyor bunu?", dedim karşı çıkarak.

 Aniden Alfa parmaklıklara sertçe vurdu ve aniden geri çekildim.


Alfa alaycı bir tonla:

"Bana nasıl konuşmam gerektiğini mi söyleyeceksin? Sen acınası küçük, zayıf bir liselisin.", dedi.

 Sözleri karşısında bir şey söyleyemedim. Öylece ona baktım. 

"Şimdi burada uslu uslu otur. Halledilmesi gereken bazı işlerim var.", dedi Alfa.

Alfa gitti ve elimden hiç bir şey gelmeyerek boş boş beklemek zorunda kaldım.
       

Buse Eroğlu

Kavga bitti ve öylece sallana sallana kaçtı aptallar. Daha sonra Batu müdüre gitmek için ayağa kalktı. Onu durdurdum. Bana baktı.

"Buse bıraksana beni. Gel şu p*ç kurularını müdüre söyleyelim. Kolumdaki yarayı görmüyor musun? Bu onları attırmak için çok büyük bir delil.",
dedi.

"Batu manyak mısın? Ne diyeceksin müdüre? Tırnaklarını koluma geçirdi mi diyeceksin? Güldürme beni kimse buna inanmaz.", dedim.

Onaylayarak başını salladı.
"Ama bu o p*ç çocukların yanına kar kalmamalı.", dedi Batu.

"Merak etme. Sen sadece onlarla hiç konuşma ve yakınlarına gitme. Ben onların icabına bakarım.", dedim.


            

  
 Efe Korkmaz 

  

    Gittikçe hava kararıyordu ve bizim umudumuz tükenmişti. Bu nedenle evlere gitmek zorunda kaldık. Yapacak bir şeyimiz yoktu. Vedalaştık ve eve geldim.  Annem kapıyı açtığı gibi bana kızmaya başladı.
"Kavgaya mı girdin sen? Aklından ne geçiyordu senin? Az kalsın bıçaklanıyormuşsun"

"A-Anne dur açıklayabilirim."

"Açıklama falan istemiyorum ben! Derhal odana!"

Elimden bir şey gelmeyerek odama geçtim.  Uyuyana kadar arkadaşlarımla sohbet ettim. Saat 12'ye gelmişti. En sonunda yatmaya karar verdim.

Buse Eroğlu
          Eve geldim. Saat 8'e geliyordu. Bir an önce okul kıyafetlerimi üzerimden çıkardım. Daha sonra odamdan çıkıp bodruma gittim. Merdivenlerden indim. 

"Baba?"

"Buradayım. Ne oldu kızım?"

"Baba bir sorunumuz var"

"Ne sorunu?"


"Bir kurt adam sorunu..."

DEVAM EDECEK

Normal Dünyadaki Anormal HayatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin