Bölüm 13-Özel Güçler

13 3 4
                                    


Efe KORKMAZ

Kapana sıkışmıştık. Yapacak hiçbir şeyimiz yoktu. Eğer ben kaçarsam kızları tehlikeye atmış olurdum. Bu nedenle ilk ben saldırdım. Çocuklardan birini yere düşürdüm. Ardından diğerini fırlatıp onun üzerine attım fakat sayıları çok fazlaydı. Bunlarla tek başıma başa çıkamayacağımı anlamıştım. Geri çekildim.  ki arkadan Tuba en öndeki çocuğun kasıklarına tekme attı. Bu sefer daha hızlı gelmeye başlamışlardı. İki çocuk aynı anda yumruk attığı zaman kendimi koruyamayıp yumrukları yedim adeta bilicim kapanmıştı. Daha sonra aniden bir bağırma sesi duydum. Bu ses Kardelen'den gelmişti. Dönüp baktığımda tüm çocuklar kaçıyordu. Hemen Kardelen'in üzerinde bir yara var mı diye baktım. Hiçbir şey yoktu. 

"Kardelen, bunu nasıl yaptın!", dedi Tuba.

"Neyi nasıl yaptı?", dedim. Fakat beni dinleyen yoktu. Kardelen kendi ellerine bakıyordu.

"Kardelen. O da neydi?", dedi Tuba tekrardan.

"B-b-ben bilmiyorum.", dedi Kardelen.

"Biri bana burada ne olduğunu açıklayabilir mi artık?", dedim sesimi yükselterek.

"Kardelen elini ileriye doğru tutup bağırarak çocuklara dokunmadan onları yere düşürdü! Buna telekinezi diyor. Yalandan ibaret bir uydurma sanıyordum. Lanet olsun! Sanırım artık her şeye inanıyorum.", dedi Tuba.

"Telekinezi. Bunu daha önce acemi şekilde denemeye çalışmıştım fakat başaramamıştım. Kardelen, sakın bunu kimseye söyleme. Kimsenin haberi olmamalı. Eğer öğrenen olursa seni denek olarak kullanabilirler.", dedim.

Kardelen hiç konuşmadı. Hala kendi yaptıklarının şokundaydı. Bunu nasıl yaptığını düşünüyordu.

"Kardelen, bana bak.   İyi misin?", dedim Kardelen'e.

Kardelen birkaç saniye sessiz kaldı. Daha sonra:

"Daha önce hiç bu kadar iyi olmamıştım! Bu çok iyi bir şey!", dedi Kardelen.

Kardelen'in sözlerinden sonra rahatladım.

"Tamam şimdi hemen buradan eve gitmeliyiz. Bu gün sanırım ölümden döndük. O yüzden daha fazla sorun çıkmadan hızlıca eve gidelim.", dedim. 

Eve gittim ve artık çoğu şeye inanabileceğimi düşünerek zaman geçirdim. Geç olunca bir an önce uyuyup yeni güne uyanma isteğiyle uyudum.


Kuzey Akgün

 Buğra'yı aldım ve alfanın yanına getirdim. Cengiz onun uyanmasını bekledi. Uyandıktan sonra alfayı görür görmez gard aldı fakat beni görünce yavaşça gardını indirdi. 

"Kuzey burada ne işin var? Ayrıca en son beni Buse kaçırmıştı. Avcılar onlarmış.", dedi Buğra.

"Buğra şuan daha önemli işlerimiz var. Burada olma sebebimiz ise ileride ölmemek.", dedim.

"Buğra. Buraya gelmendeki neden benim sürüme katılıp seni ve bizi güçlendirmen. Yani aslında öyle değil. Bu Kuzey'in düşüncesi.", dedi Cengiz. 

Şaşırıp Cengiz'e baktım.

"Nasıl yani?",
dedim.

Cengiz alaycı bir gülümsemeyle bana baktı ve aniden pençelerini Buğra'nın karnından geçirip diğer taraftan çıkardı.

        Ben korkuyla olanları izledim. Arkada 4 kişi Cengiz'i benden koruyorlardı.  Cengiz gözümün önünde defalarca Buğra'yı pençeledi. Ben ileri atılmaya çalıştım fakat diğerleri beni duvara fırlattı. Çabam boşunaydı. Buğra hayata gözlerini yummuştu. Sanırım sıra bendeydi. Bu nedenle tüm gücümle ileri atılıp diğerlerine vurup aralarından geçerek kaçmayı başardım. Koşabildiğim kadar koştum. Çok uzaklaştım. Benim yüzümden biri ölmüştü. Artık bu kurt adam oyununa devam edemezdim. Oradan kaçtım. Tüm gücümle. Bir daha asla oraya dönmeyecektim....


  Kardelen Gülenyüz


        Ani bir kabusla uyandım. Saate baktım. Geç kalmıştım! Telefonumun şarjı bitmiş. Alarmı ve Tuba'nın aramalarını duymamışım. Hızlıca hazırlanıp minibüs ile okula gittim. Dersin ortasında geldim ve oturdum.  

         Hızlıca derse odaklanıp yoğun bir okul gününü geride bıraktım. Buğra ve Kuzey'den hala haber yoktu. Biz merakla ne olacağını bekliyorduk. Ayrıca sanırım Buse ve ailesi tarafından tehlikedeydik. Bunlar bizi strese sokuyordu. Benim dışımda bizi koruyabilecek birisi yoktu. Zaten ben de özel gücümü kontrol edemiyordum...

       Okul çıkışında zindana gidip güçlerimi kontrol etmek için antrenman yapacaktık. Zindana vardık. Öncelikle kağıt parçalarını hareket ettirmeye çalıştım. Bunları kontrol etmek zor değildi kafaya kaldırıp istediğim yöne hareket ettirebiliyordum. 

      Gittikçe hedefleri arttırdık en sonunda kaldırmaya çalıştığım şey bir buzdolabı oldu. Hazırlandım. Elimi ileriye uzattım. Tüm gücümle buzdolabını kaldırmaya çalıştım. Başım baya bir dönmüştü fakat buzdolabını kaldırabilmiştim. Tüm gücümle ittim ve hızla duvara çarpıp yere düştü.

       Burnum kanamaya başlamıştı. Çok zorlanmıştım. Tuba bana bir sürü peçete verdi. 50 den fazla peçete ile kanamamı ancak durdurabildik. Fakat buna değmişti. 

    Biraz dinlendim ve eve gitmek için dışarıya çıktık. Yolun ortasında bir araba vardı. Oraya park etmişti. Hepimiz tuhaf tuhaf arabaya baktık.  Daha sonra arabayı boş verdi ve yürümeye başladık. Sohbet ediyorduk. Sohbetimizin konusu  genelde Kardelen'in süper gücü hakkında oluyordu. 

      Biz yürürken arkamızda kalan arabanın farları yandı ve aniden çalıştı. Biz durduk ve ne olduğuna bakmak için arkamıza döndük ve arabanın üzerimize son sürat geldiğini fark ettik.

       Aramızda 3 saniyelik bir mesafe vardı. Aniden refleks olarak elimi kaldırdım ve tüm gücümle arabayı ittim. Araba bizim üstümüzden uçup 3'den fazla kez takla attı ve yere düştü.

      Arabanın Camları paramparça oldu ve arabanın yere çarpmasıyla gelen cam kırıkları hepimizin suratlarını kan içinde bıraktı. Hepimizin canı çok yanıyordu. Tek başımıza kalmıştık. Hepimiz bayılıyorduk....



DEVAM EDECEK

Yine bir bölümün sonuna geldik. Yeni bir kitap yazmayı düşünüyorum.

İçinde bir sürü şey olacak. Yine başrol karakter grubumuz olacak.

Bu kitapta olağanüstü olaylar olmayacak. Ama çok fazla aksiyon olacak. 

Yarın o kitabın ilk bölümünü atacağım inşallah. Kendinize İyi Bakın. Hoşça kalın

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 17 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Normal Dünyadaki Anormal HayatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin