#7 Hırsız- Şato

94 9 6
                                    

Medya: Bölüm Şarkısı


Haftayı ortalamanın verdiği bir rahatlık çökmüştü üzerime. Bugün okuldan sonra perşembe günleri bizim semtte kurulan büyük pazara gitmiştik Bengü ile. Özellikle bu bölgede tekstil fabrikalarının yaygın olmasından ötürü çok fazla çeşit vardı ve uygun fiyatlıydı. 

Tam bir sonbahar gününü yaşarken pazardan gelen çeşit çeşit koku ve seslerden sonra eve dönmek ve sessizliğe dalmak şok etkisi yaratmıştı bünyemde. 

Bu yüzden aldıklarımı yerleştirmeden pencerenin önündeki koltuğuma kurulup gözlerimi kapattım. Yorucu bir gündü. Çocukları mümkün olduğu kadar doğadan uzaklaştırmamaya çalışıyor ve bu yüzden mutlaka bahçe etkinlikleri yapıyordum. Fakat bu oldukça yorucu oluyordu. 

Pazardan önce yarım saat kadar ev ziyareti yapmıştık ve neyse ki okulun yakın çevresinde bir yerdi. 

Oturup beynimi boşaltmak isterken günün değerlendirmesi yapmak büyük bir hata. Çünkü şuan aklıma yarın için yapacağım etkinliği hala planlamadığım geldi. Bazen insan kendi aklına tükürmek ister.

Oflayarak kalktım yerimden. Akılsız başın cezasını ellerim çekecek. Hobilerim için ayırdığım ama malzeme deposuna dönen odaya yürüdüm. Mesleğimi seviyordum ama eve döndükten sonra mesaiye devam etmek bazen külfetli oluyordu. 

Vazgeçip odama yöneldim. Üzerime rahat bir şeyler geçirmek daha mantıklı. Pijama takımlarımdan rastgele birini alıp hemen üzerimi değiştirdim. Pijamalar konusunda saçma bir takıntım vardı. Koleksiyon yapar gibi çeşit çeşit pijama alıyordum. Dönem dönem bu takıntılarım değişiyordu. İki yıldır pijamalara ondan önce de çoraplara ve şapkalara vardı. Tabi iki yıl öncesinde gerçek anlamda fakir olduğum için sadece almak istemekle yetiniyordum. Fakirlik beni dizginliyordu. Takıntılarda sınıfsaldır.

Elimi yüzümü yıkayıp arkamdan kovalayan varmışçasına banyodan çıktıktan sonra hobi odama geçtim. Küt küt atıyor kalbim. Bitmedi gitti şu harbim. İşte böyle ufak heyecanlarımda vardı. 

Hayatımın her döneminde yalnız olsam da tek yaşamak hayallerimden biri olsa da korkudan ödüm bokuma karışıyordu. İnsanlardan yemediğim kazık kalmamışken ben görünmeyenlerden korkuyor daha doğrusu kendimi korkutuyordum.

Mesela bu evde en sevdiğim şey odama giden koridorda iki taraflı lamba olması. Uyumak için odama giderken koridorun baş kısmında bulunan düğmeden lambasını açıyorum. Sonra dönüp oturma odasının ışığını kapatıp koşa koşa koridora gidiyorum. Odamın kapısının dibinde koridorun lambasına ait bir düğme daha var. Odamın içine bakmadan ışığını açtıktan sonra koridorun ışığını kapatıp içeri fırlıyorum. Sonrası felak nas ve kapanış.

Kendi kendimi korkutacak düşünceler zihnimde sıralanırken ihtiyacım olan malzemeleri çoktan toparlamıştım. Oturma odasına dönüp kanepe ile alçak ahşap sehpanın arasına oturdum. 

Herhangi bir şeye başlamak için uygun şarkıyı ayarlamak şart! Telefonu ses bombasına bağladım ve 90'lar pop listeme şöyle bir göz attım. Karasız kişiliğim kulaklarını dikince vazgeçip karıştır seçeneğini seçtim. Bir okul öncesi öğretmeninin olmazsa olmazlarından biri: ses bombası!

Delice Bir Sevda- Ege

 Saat çoktan 9 olmuştu. Sesini kısıp işime koyuldum. Burası bir aile apartmanıydı. İşe gidenler, okula hazırlananlar.. Sürekli bir şeylere yetişmek için yaşayanlarla dolu klasik bir apartman.

Aylık kazanım listemi kontrol edip henüz gerçekleştirmediğim birkaç tanesini seçtim. Mutfağa gidip abur cubur hazırlarken nasıl bir plan yapacağımı düşünebilirdim. Ses bombasını alıp ayaklandım. İçeri girmeden uzanıp ışığı açtım.

Sezercik Öğretmen (Mpreg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin