(Jisung)
"Komiserim, Shuhua hakkında birkaç bilgi daha var ama pek iç açıcı değil" dediğimde şubedeki herkes başına toplandı ve bilgisayara bakmaya başladılar, Changbin bıkkınlıkla konuştu "Aylardır şu kızı araştırıyoruz kim için bir insan bu kadar değerli olabilir ki?" Dediğinde Chan sinirlendi "Changbin sözlerine dikkat et, ne kadar sıkılmış olsanda sen bir polissin ve olayı çözene kadar olayın üstünde zıplamalısın" Changbin umursamadı "Ben bu gidişle olayın değil de başka birşeyin üstünde zıplayacağım Hyung" aslında baya komikti ama ortam gülmek için uygun değildi. Herkes kalkıp kendi yerine otururken Felix hâla yanımdaydı ve konuştu "Neler buldun?" Burnumdan nefes verdim "Sanırım...ölmüş..."Bunu fazla sessiz bir anda söyledim ve herkes duydu Yeonjun şok olmuş bir şekilde "Bütün çalışmalar boşa mıydı yani?" Soobin sinirle konuştu "Sence şuan olay bu mu jun? Sen onu boşver jis, anlatmaya devam et neler öğrendin" "Y-yani olabilir ölmüş olabilir. Şuan elimizde kesin bir bilgi yok fakat ondan hiçbir ize rastlamadım ve Negril'deki bütün evlerin adreslerini araştırdım, otellerin kayıtlarına baktım fakat yok, şuan tespit yeri Jamaika/Negril olarak gözüküyor fakat hiçbir yerde yok" Yuna sesli bir şekilde konuştu "Ay yeter birimiz bir iki kişiyide yanına alıp Jamaika'ya gitsin işte kız belki sokakta yaşıyor olabilir" Mantıklıydı fakat kim bu görevi üstlenecekti "Ama davasını çıkarması için bir savcıyada ihtiyacımız var!" Dediğimde Chan direk seslendi
"Minho'yu çağırabiliriz" Ne? Benim bu sabah tanıştığım çocuk?? Savcı mıydı o? "Jis ben sana Minho'nun numarasını atarım hemen ara ve çağır tamam mı?" Diye sordu Yeonjun 'peki' dedim ve başımdan saldım. Ne diye New York'tan Seul'e geldim ki off.
Minho'nun numarasını aldım ve hemen aramaya koyuldum. Birkaç saniye beklettikten sonra açtı "Merhaba?" Çok heyecanlandım fakat belli etmiyordum (?)"Selam Minho! Hatırladın mı beni?" "Jisung?Numaramı nerden buldun oha" sırıttım ve konuşmaya devam ettim "aslında şu Shuhua olayını muhtemelen biliyorsundur, hani şu arkadaşlarının kurbanı olan kız" birkaç dakika suskun kaldı ve 'hm?' diye bir mırıltı çıkardığında devam ettim "İşte o kızın Jamaika'da olduğu tespit edildi ve oraya gidip bulmamız gerek" 'hm?' diye bir ses çıkardığında anlamadan yüzümde bir gülümseme olmuştu "bizimde davaları toplayacak bir savcıya ihtiyacımız vardı da gelir misin?" En sonunda 'hm' sesini cıkarmasını beklerken istediğim olmadı ve konuşmaya başladı "iyi de sana ne oluyor ki? Biz falan kim siz?" Ah doğru bilmiyor "Minho ben polisim Shuhua'nın yerini ben tespit ettim" birkaç saniye ses gelmeyince 'alo' dedim ve o an konuşmaya başladı "hemen geliyorum" deyip yüzüme kapattı. Niye bu kadar mutlu olmuştu ki? Acaba o da mı aylardır Shuhua'yı araştıranlar arasındaydı?
...Herkes bir anda içeri dalan adama baktı. Bu Minho'ydu, tam yanına gidecekken Chan'a koşup sarıldı, sabah ki görüntüyü görmedim sanıyorlar ama ben küçükken saklambaç kralıydım dede, sonra Minho'nun seslerini duydum "Shuhua nerede? Hemen oraya gidelim, yeterki bulalım onu" "Minho bu kadar heveslenme yaşadığı bile belli değil" Herkes anında Changbin'e baktı "Ne var? Kötü birşey mi söyledim? İnsanları yalanlarla mutlu edemeyiz, arada bir gerçekleri duymalarına izin verin, Ben Minho'nun hevesi kırılmasın diye söylüyorum"
Minho'nun gözlerinden alev çıkıyordu, uzaktan baksak bile anlaşılır şekildeydi, Bin'de bunu anlamış olacak ki ayağa kalkıp başını eğdi ve özür diledi. Şu Shuhua her kimse Minho için değerli biri olmalı. Ama kim o? Araştırmaya devam ederken yanlış bir yere bastım ve bir siteye girdi "Hayır hayır ha-" sitede gördüğüm şeyle kısa bir kalp krizi geçirdim, Shuhua'nın hayat hikayesi baştan sona önümdeydi, ama gözüm bir yere tatakılı kalmıştı, Shuhua'nın bir üvey kardeşi vardı ama garip olan o değildi bu isim baya tanıdık biriydi
...Soojin yine şubeye dalmış Shuhua için ağlayıp kendini parçalıyordu, Jeongin ve Seungmin onu sakinleştirmeye çalışıyordu... "Bana fenalık geliyor, O BEOMGYU'YU BULUN VE İÇERİ ATIN, BEN BULURSAM CANLI BIRAKMAM HABERİNİZ OLSUN" Diyerek bağırıyorudu, elindeki Shuhua'nın fotoğrafı göz yaşlarından ıslanmıştı ve rengi kaymıştı "Bak Soojin, böyle bağıra çağıra iş yapamazsın. Bak bağırdın ama Shuhua hala burda yok onu kendi ellerinle bulman gerek, Onu bulmak için vahiy mi gelmesi lazım?" Seungmin yine konuşmasını yaptı ve Soojin'i susturayı başardı "Ama ben, Shuhua beni hiç bırakmaz gibi bir Vibe almıştım" 3lü güldü ve uzun bir sessizlik oldu, Bu sessizliği bozan Hyunjin'di "MİNHO JAMAİKA'YA GİDİYORMUŞ" Dayanamadı jeongin ve hissettiklerini ortaya döktü "Hyunjin yeter, cidden yeter, bıktık mk bune yürüyen magazin show gibisin vede artık yüksek sesle konuşma tamam mı?" "Alındım gücendim"
ortamdakiler gülerken Hyunjin aniden ortaya bir dedikodu atmıştı "bu sabah 6'da bir çocuk Minho'nun kapısına dayanmış, aç kapıyı gardiyan demiş Minho'da demiş ki yok açamam, çocuk tekrar sormuş bakar mısın yakışıklı, Minho tekrar demiş yok bakamam-" "Hyunjin doğru düzgün anlatır mısın?" Soojin sorduğunda Hyunjin ters ters bakıp anlatmaya devam etmiş
"Sabahın 6'sında bir çocuk Minho'ya aşkını itiraf etmi-"
"Ben anlatırım" dedi Jeongin, Hyunjin ters ters baktı ve göz devirdi
(uzatmaya gerek yok anlattı falan üşendim)
"Kurabiye opsiyonel" Hyunjin'in dediği şeyle kısa bir gülmeden sonra "Şafak vakti uyanıp Minho'ya kurabiye mi yapmış haha güleyimde başıma gelsin" "Seung sabahın 6sı ve kurabiye çok uyumlu lan"
...Minho yanıma doğru yaklaşınca bilgisayarı aniden kapattım ve yüzüne bakıp gülümsedim "Jamaika'ya geliyor musun?" Diye sordum kafa saladı "kurabiyeleri sevdin mi istersen daha fazla verebilirim" kafasını olumsuz anlamda salladı "iyi misin sen?" Minho'dan cevap beklerken Yeonjun arkadan bağırdı "Ona ev araba kilit yaptım konuşamaz" garip şekilde bakıp güldüm "o cips kola kilit değil miydi?" "Sung kendine gel, yıl olmuş 2024 cipsi kolayı napayım ben?" "Şimdi çok gıcıklık yapasım geldi ama" Yeonjun bana baktı ve "SAKIN YAPma yani jisungcuğum bu bir oyun tamam mı birtanem kurallarla oynama" gülüp Minho'ya baktım hala bana yalvarır bakışlar atıyordu "Hadi dışarı çıkalım" kafasını aşağı yukarı salladığından gülümseyip beni takip etmesini söyledim. "Minho Minho Minho" "Ah çok teşekkür ederim ağzım kurumuştu" garip bir bakış atmıştım"Su içebilirdin yasak değildi" bana tip tip baktı "Sen çok zekisin senden zekisi yok bu Dünyada, biliyor musun benden bile zekisin, alkış tutmamız lazım" ona dönmüştüm ve sakince "karşı komşumdan zekiyim, vay be, belki seni tanırsan daha da zeki olabilirim değil mi" "Alınma ama sadece adını biliyorum, bendede fazla bilgi yok yani" Samimi bir şekilde güldüm ortam çok tatlıydı ve nasıl akşam olduğunu anlamadım
...(Minho)
İşimiz bitti ve eve dönme zamanı gelmişti dışarı çıktım ve ani bir şok yaşadım. Ben Chan ile gelmiştim... Elimi anlıma vurup bir durağa geçtim ve otobüs beklemeye başladım. Yanımda bir araba durduğunda tanıdık kişi camdan kafasını çıkarıp bana baktı "naber linoo" Evet bu Chan hyung'tu, bende gülümseyip kafa salladım "seni getirdim ama geri götürmeyi unuttum, atlasana"dediğinde kırmadım, aslında zorundaydım çünkü saat 12'ye geliyordu. Arabaya bindiğimde büyük bir nefes verdim "Shuhua için Jamaika'ya gelecek misin?" Sorduğum soruyla bana bakmadan gülümsedi "ben gelmeyeceğim ama Jisung Changbin ve Yeonjun seninle gelecek" Chan'ı dinledikten sonra ona baktım "Ah şu Jisung nereden çıktı? Onu daha önce hiç emniyette görmemiştim" sorduğum soruya biraz bozulmuştu "Önceden New York'ta çok başarılı bir komiserdi, şuan buraya tayini çıktı ve geldi, vede? Shuhua'yı Jisung buldu neden bu kadar kaba davranıyorsun?" Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı "Shuhua'yı Jisung mu buldu?" 'evet' dedi ve siteye varana kadar arabada ölüm sessizliği yaşanmıştı. Siteye vardığımızda teşekkür ettim ve arabadan indim. Benim indiğim sıra biriside aynı anda arabasından indi, tanıdık mı diye o tarafa bakarken o kişi yüzünü saklıyordu, takmadan asansöre bindiğim anda benimle beraber asansöre benimle beraber girdi, tanıdık geliyordu ve sordum "Hey! Beni tanıyorsun değil mi?" Sorduğum soruyla elini yüzünden indirdi ve yüzüme baktı "Evet Minho hyung" gördüğüm yüzle sinirden kıpkırmızı olacaktım
"Kai?"
°°°
Ayy kimse okumuyo kitabımı ama ben yine yazacağım NİHAHAHAHAHHAYazım yanlışı varsa sorryyy
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Best time <minsung>
AdventureMinho, Jisung'un sabahın 6'sında verdiği kurabiyesi ila herşeyi başlamıştı...