bt¹⁰

274 29 91
                                    

Uzun zaman sonra bilin bakalım kim geri döndü

Söyleyin onlara kraliçe geri döndü
Drirriririri

Evet artık cidden bölüm yazmalıyım çünkü kitabın sonunu bende merak ediyom eheh

Neyse yazmaya başladım saat 1:02am

Sizi çok çok opuyomm iyi okumalarrrrr

...
(Hyunjin)
Seungmin, Felix ve ben yavaşça hastaneye varmaya başlamıştık bile. Arabada ölüm sessizliği vardı, tek ses hepimizin gergin bir şekilde nefes alış verişi ve arabanın motor sesiydi.

Konuşmak, ortamı neşelendirmek istiyordum, fakat ortamda neşelenecek bir atmosfer yoktu.

Espri yapsam kimse gülmezdi ve aura'm düşerdi. Ve ben buna asla izin veremem.

"Ehh... En azından biraz mutlu-" Aniden Seungmin bana sert bir bakış attı ve hemen sustum. Felix kulağıma yaklaştı ve fısıldadı.

"Bana söyle, dinlerim ben seni"

Hemen arkamı döndüm ve yüzünde bir aldatmaca olup olmadığına baktım. Ama hayır, o gayet dürüst bir şekilde konuştu ve şu an yüzüme gülümsüyordu.

Gülümsemesine karşılık verdim ve yavaşça kulağına yaklaşarak istediğimi söyledim. "Geometri seven Pikaçu'ya ne denir?"

Felix kafasını yana yatırdı ve konuşmamı bekledi. "Ne denir?"

Gülmemek için kendimi zor tutarken fısıldadım. "Dikaçu"

Felix eğlenerek gözlerini devirdi, fakat yüzünde sıcak bir gülümseme vardı.

Bir saniye... O zaman... BU ÇOCUK ESPRİMİ SEVMİŞ

Felix hafif bir şekilde güldü ve konuştu. "Bu harikaydı"

Harika mıydı?

"N-ne?" Heyecandan kekemelik tuttu ve gözlerim şokla genişledi. Felix o an hala gülümsüyordu ve gülüşü.... Cidden güzeldi.

Felix yavaşça ve sakin bir ses tonuyla konuştu. "Evet, ne oldu ki?" Merakla sordu.

"Daha önce... Kimse esprime harika dememişti..." Umutla onun gözlerine baktım.

Felix birkaç saniye konuşmadan sadece gözlerime baktı, tam konuşacakken Seungmin konuştu

"Geldik"

...
(Minho)
Ameliyathanenin kapısında dikilmiş bekliyordum, hareket bile etmeden duruyordum, gözümü bile kırpmaya korkuyordum. Tek isteğim, oradaki iki kişinin sağa salim çıkmasıydı, ya da bir doktor iyi haber getirseydi. Hâlâ umutla bekliyordum.

Seungmin en azından hepsinden akıllıydı, benim yanımda o durabilirdi... Ama şu an kendimi o kadar kötü hissediyorum ki... Hyunjin'in bile yanımda olmasını istiyorum...

O an yere oturdum ve ifadesizce büyük kapıya baktım, sadece o kapının açılmasını istiyordum... İyi bir haberle.

Bir süre sonra kalktım ve bekleme koltuğuna oturarak sırtımı koltuğa yasladım, telefonumu açıp saate baktım, çok erken değildi, çok ta geç değildi. İşte tam bu saatler arası Jisung'u kucağıma alıp otele getirmiştim, onun minik bedeni kollarımda daha da küçülürken getirmiştim onu, minicik bir kafası vardı, o minicik kafasına herşeyi nasıl sığdırdı, aklım almıyor açıkcası.

O anda içeri Üç kişi girdi, evet... Muhtemelen tahmin etmişsinizdir...

"Minho, sen iyi misin?" Seungmin yavaşça yanıma yaklaştı ve oturdu, cevap vermeden sadece yere bakıyordum.

Best time <minsung>Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin