Bölüm 6;
"Bi' umut kalır göğsümde inancı bol."
Eğer bir insanın zihniyle oynamak isterseniz içine önce şüphe ekersiniz. Ve her su istediğinde ona sadece belirsizlik verirdiniz. İhtimaller milyonları oynarken o kişiden geriye hiçbir şey kalmazdı. Her hareketine pranga misali "Acaba?" sorusu yerleşirdi.
Acaba hissettiklerim doğru mu?
Acaba doğru parçalar bende mi?
Acaba bana inanırlar mı?
Son soru Barlas'ın beyninde, her kıvrımında acımasızca dolaşıyordu. Şimdi gitse ve söylese Gurur onun arkasında durur muydu? Yoksa sonu onun gibi mi olurdu?
İnanmazdı. Konu Hilal ise Gurur çetedeki hiç kimseye inanmazdı.
Yolların bozuk olup olmamasını umursamadan gaza basıyordu. Her çukur arabanın altından büyük bir gürültü kopmasına neden oluyordu ama Barlas kafasının içindeki gürültüden dolayı her şeye sağırdı.
"Yeter!"
Arden'in sert sesi arabanın içinde yayıldı.
"Çek kenara!" dedi hiç beklemeden. Neye sinirlendiğini anlamıyordu Barlas'ın ve anlamadığı bir fırtınada sürüklenmek gibi bir niyeti yoktu.
Ani frenle durdurdu arabayı Barlas.
"Deccal'in tohumu." Elleri bir an olsun direksiyondan ayrılmıyor hatta gittikçe daha çok sıkıyordu. Boynunda seğiren damarlar ise cabasıydı. "İhanet ediyor. Eminim."
"Deccal'in tohumu."
Aldığı derin nefesler sakinleşmesi içindi ama her nefes verişinde farklı bir küfrediyordu.
"Sanıyor ki hepimizi ayakta uyutabilecek. Göt lambası."
Bir anda indi arabadan. Tabii hemen peşinden Arden'de indi.
"Ne olduğunu anlatacak mısın?"
Çatık kaşlarına ev sahipliği yapan sert çehresi Arden'e döndü. Gözleri kendi terazisinde bir şeyler tartarken çok sessizdi.
"Hilal, bir yıldır garip davranıyor. Şüpheli." Elleri saçlarının içine daldı, hızlıca dolaştı.
"Sanki bizi birbirimize düşürmek ister gibi."
Arden sustu. Kartal'dan öğrenmişti; eğer birisinden bir şey öğrenmek istiyorsan sus, sen sessiz kaldıkça o, o konu hakkında konuşmaya devam edecektir.
"Gurur'u zehirliyor. Sürekli ensesinde." Her nefes bir cümle demekti.
"Karar mercii Gurur. Bu yüzden onu bizden alıyor." Yere sabitlendi bakışları.
"Kızları da dolduruyor. Tabii ya." Aydınlanması sesine yansıdı. Ve tekrarladı. Nasıl görmezdi? İnanacaklarını hiç düşünmemişti ondan gözünün önündeki parçalara hiç uzanmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAOS
General FictionYıllar önce yaşanan büyük felaketin sonunda zengin kesim kendilerini korumak için devasa surlar inşa etti. Geriye kalanlar ise molozların arasında ölüme, açlığa ve sefalete terk edildi. Aradan yıllar geçti dinlenmeyen, göz ardı edilen insanları tems...