6. "İzle öyleyse"

74 7 4
                                    

"Hey hey! Bu Felix değil mi?"

Hyunjin yanındakilerin konuşmalarını duyduktan sonra kafasını kaldırarak barın girişine dönmüştü.

Felix meraklı gözlerle etrafı izliyor ve memnun bir ifadeyle gülümsüyordu. Ruh hâli biraz fazla rahat duruyordu. Kafasına koyduğu bir şey olmalıydı.

Yavaş adımlarla sallana sallana önündeki herkese selam vererek ilerledi. Gözleri hâlâ etrafı izlerken birbirlerine denk geldiler.

Felix belirsiz bir ifadeyle bir süre gözlerinin içine bakmış ardından hayal kırıklığıyla önüne dönmüştü. Biraz daha ilerleyerek boş koltuklardan birine oturdu ve masada ki içkiyi bardağına doldurmaya başladı.

Hyunjin az önceki bakışmayı anlamdıramasada çok düşünmeden ayağa kalktı. Tam yanına ilerleyecekken aklına dün gece gelmişti. Bir anda bok gibi hissetmeye başladı. Resmen hyunjine tek kelime bile etmeden siktirip gitmişti.

Hyunjin tekrar yerine oturdu. Gözlerini sarışın çocuktan bir saniye bile ayırmadan bardağını yudumluyor ve küçüğün her bir hareketini inceliyordu.

Bu bir süre öyle devam etti. Felix yalnız ve sessizce içmeye devam ediyordu, hyunjinde onu izlemeye..

Daha sonrasında Felix'in bakışları belli bir yere takıldı. Oturuşunu değiştirdi ve daha rahat bir konuma getirdi.

Hyunjin felixin bu kadar dikkatle ve şehvetle baktığı yere döndüğünde çenesini sıkmaya başladı. Felixin tam karşısında oturan bir adamla resmen karşılıklı olarak birbirlerini kesiyorlardı.

Tanımadığı adam sırıtınca felixte gülümseyerek karşılık vermiş adamın gevşemesini sağlamıştı. Adam içkisini yudumlarken bile gözlerini bir anlık bile ayırmıyor fekixte aynı şekilde karşılık veriyordu.

Hyunjin sırtını geriye yaslayarak ikilinin birbirini kesmesini izledi. Bu sinirlerini dahada bozarken anide ayaklanmasıyla fazla düşünmeden küçük olanın masasına ilerledi.

İzin bile istemeden oturduğun da Felix gözlerini devirerek tanımadığı ama yakışıklı olduğu belli olan bu adamdan gözlerini çekti. Birkaç saniye öncesine kadar onunla bir gece geçirmeyi bile düşünebilirdi.

Hyunjin felixin hemen yanına oturarak ilgisini çekti ve sırtını geriye yasladı.

"Onunla sevişmeyi mi hayal ediyorsun?"

"Belki de. Ama bu düşüncelerimi bozuyorsun."

"Sevindim öyleyse."

Hyunjin hiçbir itiraz etmeden kabul etmesine sinirlensede bunu belli etmeden devam etti.

"Dün gece tatmin olamadın mı yeterince?"

"Belki de o yüzden burdayımdır. Kendimi hâlâ aç hissediyorum. Yetmemiş demek ki."

Hyunjinin kaşları çatıldı. Ona yetememe düşüncesi sinirlerini bozmuştu. Felixin yanına biraz daha ilerleyerek yüzüne eğildi ve kulağına doğru fısıldadı.

"Seni benden başka ve benim kadar kimse tatmin edemez bebeğim."

Felixin tepkileri bir anlığına değişse de hyunjine olan öfkesi buna izin veremezdi. Başını biraz çekerek yüzünü görmesini sağladı ve ona gülümsedi.

"Bana sahip olduğunu mu sanıyorsun?"

"Kesinlikle."

"İzle öyleyse."

Hyunjin neyden bahsettiğini anlamadan Felix ayağa kalktı. Bunu yapmak her ne kadar istemesede, bir o kadarda istiyordu.

Çünkü ona gerçekten öfkeliydi.

Adımlarını karşısındaki adama yöneltti. Bunu gören adam onu karşılamak için oturduğu yerden kalkmış ellerinin kalkmasıyla havada kalması bir olmuştu.

Çünkü bu davetkar adam dudaklarına yapışmıştı. Kollarını ensesine dolamış kafasını kendisine doğru sert bir şekilde çekmişti.

Diğer adam ise ne yapacağını şaşırmış bir anda dudaklarına yapışmasını beklemesede durumu fark ettiği gibi karşılık vermeye başladı.

Felixi geriye yaslayarak elini yanağına götürdü. Diğer eli belini okşarken dudaklarını belli bir ritimde oynatıyorlardı.

Felix gözlerini kapatmış tanımadığı bu adamın dudaklarıyla ilgilenirken zihninde ki her şeyi silmişti.

Nefesleri kesilince yavaşça geriye çekilmişti.  Adamın yüzüne baktığında gülümsediğini gördü. Felix gerçekten de yakışıklı olduğunu düşündüğü adama gülümseyerek karşılık verdi.

"Bir tık hızlı oldu."

"Üzgünüm."

Felix gülümseyerek özür dilemiş ve kafasını adamın omzuna gömmüştü. Adamda gülümseyerek belini okşamaya devam etmişti.

Felix kafasını kaldırdığında adamın hâlâ kolları arasında olmasına şaşırmıştı. Açıkçası şuan adamın yüzünün birileri tarafından parçalanmış olmasını beklemişti.

Bu bir yandan rahatlatırken diğer yandan da meraklanmasını sağlıyordu. Gözlerini onun olduğu yere götürecekken sarıldığı adamın tekrar dudaklarına yapışmasıyla yerinde kalmış ve öylece durmuştu.

Saniyeler içinde...

Sadece saniyeler içinde az önce kurguladığı her şey gerçekleşiyordu.

Adam bir anda geriye doğru çekilmesiyle felixten ayrılmış ve yüzüne yediği yumrukla yere yığılmıştı.

Ortamdaki müzik hâlâ son ses devam ediyorken herkes eğlencesini bırakmış yerde birbirine giren ikiliyi izlemeye başlamıştı. Önceki olayları bilenler bu adamın öleceğine eminken, ilk defa görmüş insanlar şaşkınlık ve hayret içinde olanları izliyordu.

Kimse. Hiç kimse de hyunjini ayıracak cesaret yoktu. Bunu yapabilecek tek bir kişi vardı. O da buna emin değildi.

Adamın yüzüne yumrukları geçirirken Felix durumun kötüleştiğini fark etti. Hyunjinin gözü kararmış nerede ve ne yaptığını bile düşünmeden sayısızca yumruklar geçiriyordu adama.

"Hyunjin!"

O bunu duymadı. Şarkılar kesildi ve ortamda yükselen, kendini belli eden mırıldanmalar belirginleşti.

"Hyunjin!"

Felix bu sefer sesini sonuna kadar kullanarak herkesin içinde bağırdığında hyunjinin eli havada kalmıştı.

"Lütfen!"

Felixin sesi titrediğinde derin bir nefes aldı ve bakışlarını etrafta gezdirdi. Herkes hayretler içinde olanları izlemeye devam ediyordu.

Felix bardan çıkıp gitmeden önce gördüğü birine seslendi.

"Ambulansı ara."

---

---

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bana sahip olduğunu mu sanıyorsun?"- HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin