9. "Buluşalım mı?"

72 6 10
                                    

"Her gece nasıl yok olabilirsin?"

"Üzgünüm hyung."

"Sorun değil. Sadece merak ediyorum. Ne yaptığını."

Felix ayakkabılarını çıkartırken chan'a ne diyeceğini düşünüyordu. Hyunjinin ismi geçse bile ne diyeceği belliydi. Bunu istemiyordu.

"Sızmışım işte."

"Ciddi misin?"

"Hmhm."

"Bu saate kadar da kimse uyandırmadı sanırım."

Felix Chan onu zorladıkça sinirleniyor, sabah geçirdiği dakikalardan dolayı ağrıyan kalçası bu söylentilere karşı dayanamıyordu.

"Hyung. Yorgunum. Lütfen."

Chan ellerini kaldırarak kenara geçti ve başını eğdi.

"Üzgünüm prensim. Lütfen dinleniniz."

Felix, gözlerini devirerek gülümsemiş ve karşısında ki arkadaşının da gülümsemesini sağlamıştı.

"Teşekkürler hyung!"

Adımlarını zar zor atarak odasına çıktı. Kendisini daha fazla tutmadan yatağa bırakmış ve gözlerini kapatmıştı.

Çığlık atmak istiyor ama evinde açıklaması gereken insanlar olduğu için bunu yapamıyordu.

"Her seferinde! Her seferinde bunu nasıl yaparsın Felix."

Felix kendisini uzun bir çığlığa hazırlarken telefonunun titremesiyle dikkati dağıldı. Elini zorluklarla telefonuna götürerek gelen bildirime baktı.

Minik sincap:

Uzun zaman oldu
Konuşalım mı

Felix bu olanları bilmesi gereken bu arkadaşını reddedemezdi.

---

"Jisung! Ne yapacağımı bilmiyorum."

Felix ellerini saçlarına gömmüş ve çekiştirerek kendisini koltuğa bırakmıştı.

Jisung ise düşünüyordu. Arkadaşına nasıl tavsiye vermesi veya motive etmesi hakkında.

Kendisini Felix'e yaklaştırdı ve ellerini tuttu.

"Felix.."

"Hm."

"Ondan hoşlanıyor musun?"

Felix aldığı soruyla beraber donmuş kalmıştı. Bu soruyu kendisine yüzlerce defa sormuştu. Her seferinde ağzından çıkan cevap hayır olsada, aklında ve kalbinde bu soruya hayır diyemiyordu.

Jisunga karşı gözlerini kaçırdı. Bu ellerini tutan çocuğun gülümsemesini sağlamış kendinden emin bir şekilde konuşmuştu.

"Aşıksın yani."

"Jisung!.. ben bilmiyorum. Yani emin değilim."

"Felix. Bu soru o kadar da zor değil. Onu görünce heyecanlanıyorsan. Onu görmek istiyorsan. Aklından çıkmıyorsa. Gördüğünde öpmek veya sarılmak istiyorsan... Ve bir çoğu. Bu duyguları yaşıyorsan ona karşı bir şeyler hissediyorsundur. "

Felix yine donmuş kalmıştı. Çünkü tam şuan da jisungun saydığı her şeyi yaşıyordu ona karşı.

"Bak şimdi. Düşün sadece. Bunlar oluyor mu?"

Felixin düşünmesine bile gerek yoktu. Cevap belliydi.

"Sanırım cidden ondan hoşlanıyorum."

Jisung gururla gülümsemiş, arkadaşının bu duyguları kendisine itiraf edebilmesine sevinmişti.

"Onunda senden hoşlandığı çok belli bence. Geriye tek bir şey kalıyor canım. Mal mal triplere girmeden iki insan gibi konuşun ve sonra sevişin."

"Jisung!"

----

Felix jisungdan dönerken bir park bulmuş ve banklardan birine oturmuştu. Kafası sadece duygularını ve hyunjini düşünüyordu. Ondan deli gibi hoşlandığı kesindi. Sadece bunu ona söyleyip söylememesi hakkında emin değildi.

Felix hyunjinin kendisini sevdiğini uzun zamandır biliyordu. Çünkü sevmeyen biri arkadaşının (!) dudaklarına asılmaz veya onun için saçını boyatmazdı. Yada sırf biri ona asıldı diye kafasında şişe kırmazdı. Daha bir çok olaydan dolayı Felix çok önceden karar vermişti buna. Sadece bunun aşk olduğundan emin değildi. Belkide sadece sahip olma duygusuydu.

Felix ne olursa olsun hyunjine karşı hep yenik düştüğünü fark etti. İstediği şey yanlışta olsa bunu hyunjinle yaptığı için doğru geliyordu veya o yanlışı görmezden geliyordu.

Felix şuan bile ona muhtaç hissediyordu. Dudaklarını öpmek. Sarılmak. Onunla tek bir kelime etmeden sadece bakışmak istiyordu.

Daha fazla bekleme taraftarı değildi. Her şeyi geride bırakarak bütün duygularını ona anlatmaya karar verdi.

Telefonunu çıkarttı ve bir kaç tuşa bastıktan sonra hyunjini aradı. Sadece ilk çalışta açılan telefon gülümsemesini sağlarken karşıdan gelen heyecanlı ses felixide heyecanlandırmıştı.

"Alo."

"Ah.. selam hyunjin. Napıyorsun?"

"Evde oturuyorum. Sen?"

Hyunjinin utangaç ve heyecanlı bir şekilde konuşması felixi güldürmüştü.

"Bende dışarda oturuyorum işte. Bir şey sorucaktım."

"Tabii ki."

Felix ayaklarını yere sürttü ve derin bir nefes aldıktan sonra tekrar konuştu.

"Yarın müsait misin?"

"Evet!"

Hyunjinin düşünmeden verdiği cevap felixi daha da cesaretlendiriyordu. Ona olan ilgisini ve sevgisini her zaman belli etmeyi başarıyordu.

Felix kendi kendine gülümsedi tekrar.

"Buluşalım mı?"

Karşı taraftan ses gelmedi. Felix hâlâ gergin bir şekilde bacaklarını sallıyor. Sessiz geçen her bir dakika umudunu kaybetmesini sağlıyordu. Keşke şuan yastığı ısıran hyunjinden haberi olsaydı.

"Olur."

---

---

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bana sahip olduğunu mu sanıyorsun?"- HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin