3. "Seni ilgilendirir mi?"

86 7 1
                                    

"Ben..-"

Ne diyebilirdi ki?

Kendisini Felix'in hayatında tanımlamak için pek bir şeyi yoktu.

Biz birbirimize sataşan ama aynı zamanda birbirimizin zaafı olan insanlarız..

3. Bir ses duyuldu ortamda.

"Her yerde şunu arıyorum. Sabahtan beri nerdes- Chan!"

Minho chan i görmesiyle gözleri büyümüş ve ilk yaptığı şey ona sarılmak olmuştu.

Felix hyunjinin kucağında hareketlenmeye başlamış ve şuan ortamdaki herkes hyunjinin sabrını sınıyordu.

"Çekilecek misiniz artık?"

İkili birbirinden ayrıldığı gibi dikkatler hyunjinin üzerinde yoğunlaşmıştı.

"Felix beni yok edicek ama sen bak ona. Şuan uğraşamam."

"Gerekte yok zaten."

Hyunjin kendince fısıldamış ve ilerlemeye başladığı gibi kolundan tutulmuştu. Gözlerini sıktı ve nefes aldı.

"Sana güvenemiyorum."

"Felix bana güvenmeseydi şuan kollarımda uyuyor olmazdı. Senin güvenine ihtiyacım yok."

Başka bir şey demeden kolunu kurtarmış ve ilerlemişti.

Dışarı çıktığı gibi arabasına ilerlemiş Felixi ön koltuğa oturtarak kemerini bağlamıştı.

---

"Siktir."

Felix çatlayan başını tutarak ovalamış ama ağrısı yüzünden gözlerini bile açamamıştı. Alnını ovuşturdu ve yavaşça vücudunu dikleştirdi. Gözlerini açtığı gibi bambaşka bir odada olduğunu fark etti.

İlk önce kendisine küfretmiş sonra tekrar gözlerini kapatarak dün geceyi düşündü.

Yine de aklına Chan ve hyunjin dışında kimse gelmiyordu. Derin bir nefes verildikten sonra aklına gelen sahneyle gözleri açıldı.

"Ben.."

Eli dudağına gittiğinde öylece sorguladı.

"Tanrım! Yapmış olamam."

Kıyafetleri ve diğer her şeyin üstünde olması onu rahatlatıyordu. Odayı bir süre izledi ve inceledi. Burası kesinlikle hyunjinin eviydi. Uzun zaman olmasına rağmen hâlâ hiçbir şeyin yerini değiştirmemişti.

Felix odanın etrafındaki anılarla gülümsedi. Gözü çalışma masasının üzerindeki çerçeveye kaydı.

Küçük hyunjin ve ailesi. Fazla sevimli görünüyordu. Sonuna kadar sırıtmış ve gözleri kısılmıştı. Felixin gülümsemesi gevşerken odanın kapısı tıklatıldı.

"Ah.."

Felix elindeki çerçeveyi hızlıca yerine koyduğunda kapı açıldı.

İkili birbirine öylece bakıyor tek kelime etmiyordu. Felix bu bakışmaya bir anlam yükleyemeyince hızlıca eşyalarını kontrol etti.

Şezlongun üzerinden telefonunu alarak cebine koydu ve yatağı düzeltti.

Saçlarını eliyle geriye taradıktan sonra kapıda onu izleyen çocuğun yanına ilerledi.

"Dün gece..?"

"Kucağımda uyuyakaldığın için evime getirdim. "

"Anladım."

"Başka bir şey hatırlıyor musun?"

"Şey.. hayır."

"Peki."

"Teşekkürler yine de. Ben gitmeliyim."

Felix telefonunu kontrol edince sayısızca aramanın olduğunu fark etti. En üstteki isme tıklayarak kulağına götürdü.

"Ah.. selam Chan. "

"..."

"Evet hyunjinin evindeyim şuan. Çıkıyorum şimdi. Sen kimde kaldın dün akşam?"

"..."

"Minho mu? Tanrım! Neyse bir saate evde olurum. Sende bana geç istersen. "

"..."

"Tamamm. Görüşürüz."

Felix telefonu kapattıktan sonra ona öfkeyle bakan hyunjini gördü. Hyunjin Felix'in üstüne ilerleyerek kapı ile arasında bıraktı.

"Chan neyin oluyor da bu kadar yakınsınız?"

"Seni ilgilendirir mi?"

Dudakları neredeyse birbirine değecek kadar yakın duruyorlar fakat ikiside bunu düşünmeden birbirlerinin gözlerine ilgiyle bakıyorlardı.

"Bunu bilmeliyim ki dün geceki gibi bir olay yaşanmasın."

Felix hatırlamadığı başka bir olay olduğunu anladığı gibi kaşları çatılmış ve ilk yaptığı şey sormak olmuştu.

"Ne yaşandı ki?"

"İlk önce benim sorum..?"

Yenilgiyle pes etmiş ve gözlerini kaçırmıştı. Sırtını kapıya yaslayarak konuştu.

"Çocukluk arkadaşım. Şimdi söyle."

Hyunjin cevabından pek tatmin olamasa da kabul etmiş. Ardından mutfağa ilerlemeye başlamıştı.

"Kahvaltıda anlatırım."

"Hyunjin!"

--

"Sen niye uğraştın ki? Chan'a bıraksaydın iste beni. "

Hyunjin o kadar şey anlattıktan sonra Felix'in
tepkisi sinirlerini bozmuştu. Derin bir nefes verdikten sonra çatalına aldığı peyniri ağzına attı.

"Tanımadığım birine seni bırakmamı mi istiyorsun?"

"Minho da oradaydı."

"Yinede güvenemezdim. Muhtemelen bütün gece düşünmekten kafayı yerdim. Bu yüzden pişman değilim."

Felix hyunjinin onun için endişelendiğini düşündükçe heyecanlanıyor ve hoşuna gidiyordu. Ufak bir sırıtış belirdi yüzünde ve başını eğerek yemeğine devam etti.

"Gülüyor musun?"

Felix yüzünü düz bir ifadeye çevirdikten sonra kafasını salladı.

"Hayır."

----

----

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bana sahip olduğunu mu sanıyorsun?"- HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin