"Ne yapıyorsun!? Canın acıyacak!"
Felix endişeyle ve dikkatle yerinden kalkmaya çalışırken hyunjin belinden tutup kendisine daha çok çekti. Baştan aşağıya süzdü üstündeki görüntüsünü.
Yüzüne baktı. Felixin gözleri... Onu çok iyi hissettiriyordu. Çok değerli.
Felix o kadar nazik ve parlak bakıyordu ki hyunjine, kalbi ısındı. Felix'e olan hayranlığı, sevgisi daha da artmıştı.
"Tokat atmak gibi bir düşüncen varsa söyle. Daha hızlı davranıcam."
Felix başta kaşlarını çatsada hatırladığı şeylerle donmuş kalmıştı. Gerçekten bir ara ona çok sert vurmuştu. Bundan pişmanlık duydu ve başını eğdi.
Bir yandan komiğine gitsede bunu belli etmedi.
Hyunjin çenesinden tutarak başını kaldırdı ve ona gülümseyerek boynuna yöneldi. Bu hareketi felixi şaşırtırken, huylanmasından dolayı kıpırdandı.
Fakat bu yaptığı şey hyunjine hiç iyi gelmiyordu.
Felixin boynuyla ilgilenirken istemsizce inlemiş ve felixin durmasına sebep olmuştu.
Başını geri çekti ve altındaki adamla göz göze geldi."Hey! Canını mı yaktım? Dedim sana acı-"
Hyunjin daha fazla konuşmaması için dudaklarına yapıştı ve hızlıca geri çekildi.
"Üstümde böylesine hareket ederken sence canım mı yanıyor olabilir?"
Kurduğu cümleyle beraber Felix bir süre düşündü. Zaten iki seçenek vardı ve canı yanmıyorsa diğer şık kalıyordu.
"Ben özür dilerim."
Hyunjin hala anladığını düşünmüyordu. Neden böyle bir şey için özür dilerdi ki yoksa.
Onun bu sevimli haline gülümsedi ve boynuyla ilgilenmeye devam etti. O boynuna gömülürken felixte ellerini hyunjinin ensesine atarak, saçlarına asıldı.
Şuanki pozisyonları ikisi içinde idealdi. Hyunjin birkaç ısırık bıraktığında geri çekildi ve üstündeki adamın dudaklarına yöneldi tekrar. Halsizliklerini, yorgunluklarını bir kenara bırakmışlardı.
Alt dudağını emdi ve felixin pek karşılık vermesini beklemeden geri çekildi. Bu felixi sinirlendirirken çocuk gibi mızmızlandı.
Hyunjin ayağa kalktı kucağındaki adamla beraber. Felix hyunjinin durumu yüzünden bundan endişelensede o fazlasıyla sağlıklı ve mutlu gözüküyordu.
Felix tek kelime etmeden kollarını sardı ve ensesindeki saçlarıyla oynamaya başladı.
"Canın yanıyor mu?"
"Bu günü ne zamandır bekliyorum biliyor musun!"
Felix kıkırdadı. Hyunjin yapmacık bir sinirle söylendiğinde ona hak verdi. Hyunjinin iyileşmesine o kadar önem vermişti ki, canı yanmaması için bundan hep uzak durmuştu.
Hyunjin sonunda felixin yatak odasına çıktığında kucağındaki adamı yatağa bıraktı ve üzerine çıktı. Bacaklarını iki yana sabitledi. Bu felixin karnını ağrıtmıştı.
Üstündeki adam o kadar ateşli gözüküyordu ki, bu onu heyecanlandırdı. Hyunjin üstündeki tişörtü hızlıca çıkardı ve tekrar eğildi felixin yüzüne.
Dudaklarına değmeden bir süre öyle durdu ve bir eliyle felixin saçlarını düzeltti.
Felix küçük bir çocuk gibi bunları izliyor, heyecanı, hızlı bir şekilde inip yükselen göğsünden dolayı kolayca anlaşılıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Bana sahip olduğunu mu sanıyorsun?"- Hyunlix
RomanceFelix ve Hyunjin birbirlerine ilgi gösteren iki düşmandı. Aslında ikiside birbirinden nefret ediyordu ama birbirlerine karşı, karşı konulmaz bir ilgi besliyorlardı. Zamanla ilişkileri hırsla kaplanmaya başladı ve yapabildiklerinin en ilerisine gitme...