"Gerçekten mi?"
"Hmhm."
"Ben demiştim. YA! dedim ben sana."
"Anladım Chan."
Felix net bir şekilde konuşup önündeki yemekle oynadı. Gergin hissediyordu.
Buluşmayı akşam için planlanmıştı ve o zamana kadar muhtemelen stresten kendini yiyip bitircekti.
"Direkt söyleyecek misin?"
Kafasını salladı Felix. Uzatmayı düşünmüyordu. Zaten aralarında olan her şey belliydi. Bu zamana kadar tüm bu olanlara tek gözlerini kapatan kişi felixti. Bunun için kendisine ne kadar kızmış olsada çokta geç değildi.
--
Dolabını kontrol etti. Sözleştikleri saate üç saat vardı ve heyecanlanmaya başlamıştı. Hatta bir ara arayıp ertlemeyi bile düşündü. Yapabileceği ve yapamayacağı arasında gidip geliyordu ve yanında eklenen stresi bunu zorlaştırıyordu.
Derin bir nefes aldı. Sadece duygularını dile getiricekti. Bunu yapabilirdi.
Akşam 8 de buluşacaklardı fakat hava iyi gözükmüyordu. Felix yağmur yağmamasını diledi. Bir kafe veya alışveriş merkezinde duygularını iyi bir şekilde dile getiremeyeceğinden, daha sakin ve az insanın olacağı bir yer olarak parkta buluşmayı seçmişti. Daha rahat hissedeceğine emindi ama eğer yağmur yağarsa bütün hayalleri iptal de olabilirdi.
Derin bir nefes verdi ve tekrar dolabındaki kıyafetlere döndü. Aslında kendisini süslemek isterdi ama zaten yeterince gergin olduğundan rahat bir şeyler giyecekti.
İçine kalın bir kazak ve üstüne siyah ince bir mont seçti. Altınada çok dar olmayacak bir pantolon aldıktan sonra hepsini yatağa bıraktı.
Gerginliğinin azalması için biraz uzanacaktı ve yatağa yattı. Elini alnına koydu. En azından bir kaç dakika onu düşünmemek istedi. Bir kaç dakika onu unutmak, en azından sakinleşmek istedi.
Yinede bu imkansız gözüküyordu. Hyunjin felixin aklından bir saniye bile olsun çıkmıyordu.
--
Felix tamamen hazırlandıktan sonra aynada kendisine baktı. Çokta gösterişli olmayan kombiniyle her türlü iyi gözüküyordu. Saçlarını geriye taradı ve odasından çıktı.
"Gidiyor musun!?"
İçerden gelen sesle beraber sesin sahibini aradı gözleri. Salonda oturan ve telefonuyla oynayan arkadaşını gördüğünde, gergin bir gülümseme sundu ve kafasını salladı.
Chan onun bu hâlini anladığında ayağa kalkarak yanına ilerledi.
"Gergin gözüküyorsun. Sakinleş biraz."
Küçük arkadaşına kollarını sardığında, bu azda olsa Felix'e iyi gelmişti. O da karşılık vererek birbirlerine bir süre sarıldılar.
"Teşekkür ederim."
"Her zaman yanındayım. Biliyorsun."
Felix tekrar gülümsedi ve kafasını salladı.
Kapıya yöneldiğinde chanda derin bir nefes vererek peşinden gitti.
"Eğer bir sorun olursa beni ara."
"Tamam patron."
Tamamen hazır olduğunda Felix kapıyı açtı ve arkadaşına bir kez daha bakarak önüne döndü.
"Dikkat et."
"Tamammm!"
--
Park çokta uzakta değildi. Sahilin biraz ilerisinde bir yerdeydi. Bu yüzden de yürümeyi tercih etmişti. Fakat her bir dakika hava daha çok kararıyor, soğumaya başlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Bana sahip olduğunu mu sanıyorsun?"- Hyunlix
Roman d'amourFelix ve Hyunjin birbirlerine ilgi gösteren iki düşmandı. Aslında ikiside birbirinden nefret ediyordu ama birbirlerine karşı, karşı konulmaz bir ilgi besliyorlardı. Zamanla ilişkileri hırsla kaplanmaya başladı ve yapabildiklerinin en ilerisine gitme...