Bu hayatta her kesin mutlaka bir dönüm noktası olmuştur.Kimisinin hayatı eskisinden iyi geçerken,kimisinin ise hayatı aslında daha yeni başlıyordu.Kısaca söylersek dönüm noktası kimisine ilaç,kimisine zehir gibi gelirdi.Bana sorucak olursanız,hangisini yaşayacağımı inanın bende bilmiyorum.Bu konuda hiç bir şey söyleyemem.
Ben böyle bir günün yaşanması için çoğu kez dua etmiştim.Ama şimdi çok farklıydım.İşte o gün gelmişti.Hayatımın dönüm noktası adlandırdığım gün gelmişti.Her şeye rağmen gelmişti.Belki de üzülmeliydim ya da mutlu olmalıydım bu duruma ama hayatımda ilk kez yaşadığım bir duyguyu yaşıyordum.Şimdiye kadar yaşamadığım bu duygu bana çok yabancıydı ve farklıydı.Olanlara tepki bile veremiyordum.Sadece izliyordum.
Babamın anneme karşı yeniden yenildiğini,Tolganın kıpkırmızı olmuş gözlerle ağlamasını ve Ceyda Hanımın üzülerek röl yapmasını sadece izliyordum.Evet,sadece izlemekle kalıyordum.Anne adına layık olmayan ona ağır gelen o güzel sözcüyü artık ona söyleyeceğimi düşünmüyorum.
Belki de çok sonra bu duruma neden tepkisiz kaldığıma çok kızacaktım.Ama olmuyordu işte.Bir şey diyemiyordum.Ceyda Hanımın babamı her zaman ki gibi nasıl oyuna getirdiğini izliyordum.Sonra dolan gözlerimi babama çevirdiğimde ise boşu boşuna ağladığımı fark edip,gözyaşlarımı elimin tersiyle sertçe sildim.Babam,kendi çocuğunu karısının isteğine göre yurda bırakacak kadar aciz biri olmuştu gözümde.Nasıl da bunu yapa biliyorlardı anlamıyordum.
Yurda bırakılan çocukların oraya bırakılma sebepleri olurdu.Ben hala tutarlı bir sebep göremiyordum.Ceyda Hanım kendi isteğiyle belki de sırf astım hastalığım olduğu için beni yurda bırakıyordu.Sırf hastalıklı çocuk istemediği için,Yılmaz ailesinin adına söz gelir diye beni yurda bırakıyordu.Bu durum bir o kadar kalbimi sarssada bir yandan da içimi nefretle dolduruyordu.
Bakıcı benim için bir şeyler hazırlarken,Tolga yanıma geldi."Ben de seninle geliceğim.Biliyorsun çocukluğumuzda Emirle beraber sana söz vermiştik.Sakın inkar etmiyorsun." dedi.Onun beni ne kadar çok sevdiğini bir daha da anlamıştım.'Kardeşlik nedir?' sorusuna en güzel cevabımdı.
"Onları ikna etmek kolay olacak.Zaten Ceyda Hanım senden sonra beni de yurda bırakacaktı." dedi.Tolga da o kadına anne diyemiyordu değil mi?.Çok yazık,çok.Bazı insanlar çocukları olsun diye yıllardır bir şey yapmaya çalışıyorlar.Ama bazıları ise sırf çocuğu astım hastalığı olduğu için,başka insanların sözlerine mağruz kalmamaları için yurda bırakıyordular.
Dayanamayıp Tolgaya sımsıkı sarıldım."İyi ki varsın.İyi ki benim kardeşimsin." dedim ve daha da sıkı sarıldım.O da aynı şekilde karşılık verdi."Sen de iyi ki benim balımsın." dedi.Gözlerimden yaşlar akmaya başladı."Sen gerçekten de bal gibi kokuyorsun.Emirin sana neden balım dediğinin bir kanıtıda bu olmalı." dedi ve Emir geldi aklıma.Şimdi ne yapıyordu acaba?.Böyle düşündüğüm sırada Emiri ne kadar çok özlediğimi fark ettim ve Tolgadan ayrıldım.O da benim gibi gözyaşlarına boğulmuştu.Emirin bizi korumasını,bana balım demesini,kendisini çok özlemiştim.Belki de o burada olsaydı biz yurda bırakılmayacaktık.O ne yapar ne eder karşı çıkardı.
Dakikalar sonra bir telefon sesi duyuldu.Ben telefonu açmaya giderken Tolga da benimle geldi.
"Alo.Kiminle konuşuyorum?" diye sordum.Telefondakı kişi "Balım,güzelim nasılsın?"dedi tatlı ve sıcak sesiyle.Sesi bile insana güven veriyordu.Evde abim aradı diye bağırdıktan sonra abimin gülen sesini duydum.
"Abi seni çok özledim.Ne zaman geliceksin?" diye sordum."Geliceğim balım.En kısa sürede dönüceğim.Bende küçük kardeşlerimi çok özledim." dedi ve beni gülümsetmeyi başardı.Tolga ise bir yandan telefonu elimden almaya çalışıyordu.Bende telefonu sıkıca tutmuştum.
"Abi seni çok seviyorum.İyi ki varsın." dedim."Ben de seni çok çok seviyorum.Gelince seni lunaparka götüreceğim.Söz veriyorum.Öpüyorum seni hadi telefonu Tolgaya ver onunla da konuşayım." dedi.Abim beni lunaparka götüreceği için çok mutluydum.
Ona yurda verileceğimizi söyleyip keyfini kaçırmak istemiyordum.Belki de yanlış yapıyordum bilmiyorum.Zaten öyrenecekti.Ama ben askerlikten döndükten sonra öyrenmesini istiyordum.
Tolga da abimle konuşurken bazı konuşmaları duyuyordum.Abim Tolgaya Ben yokken Zeynepe göz kulak ol demişti.Ben ise gülümsemekten başka bir şey yapmıyordum.Tolga da abimle konuştuktan sonra Emir ne babamla ne de Ceyda hanımla konuşmak istedi.Az önce yaşanan konuşma bana çok iyi gelmişti.Özlemimi gidermişti.
Artık zamanı gelmişti.Tolga da kendi fikrini belirtmiş o da benimle geliyordu.Kapıdan çıkarken ne babamla ne de Ceyda Hanımla vedalaştım.Onlar sarılmayı bile hak etmiyolardı.İkiside öylece kala kaldı.Ne bekliyolardı ki?.Onlara gelip "Bizi tutarsız sebep yüzünden yurda bıraktığınız için teşekkür ederiz." dememizi beklemiyorlar herhalde.
Yolda giderken arkamızdan gelen siyah ve güzel araba dikkatimi çekdi.İlk önce arkamızdan gelen arabayı kafama takmadım ve önüme döndüm.Sonra ise takip edildiğimizi anladım.Korkduğum için sadace Tolgaya bunu söylemiştim.Babam her şeyden habersizdi.
Aslında her şeyden habersiz olan yalnızca Serhat değil aynı zamanda da çocuklardı.Her şey daha yeni başlıyordu.Her biri bundan habersiz yurda gidiyordu.Zeynep her şeyin düzeleceğini düşünürken aslında her şey şimdi başlıyordu.
Arkadaşlar bölüm nasıldı??
Sizce bundan sonra neler olucak?Düşüncelerinizi merak ediyorummm.
Favori karakteriniz kim??
Düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayın.Kendinize iyi bakın<33
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ARADA
Teen FictionKapıyı açtığımda o kadar şaşırmıştım ki.Çığlığı basmamak için kendimi zor tutuyordum.Ağzım açık kalmış,elimle ağzımı örtmüştüm.Şaşırdığımda hep böyle tepki verirdim. Çünkü kapının önünde kitap buketi ve en sevdiğim çiçeğin de buketi vardı.Evet,doğru...