Hala arkadaki araba bizi takip ediyordu.Bu sefer tam emindim.Artık babama da söylemeyi düşünüyordum.Bizim için iyi yerlere gitdiğini sanmıyordum.Geçtiğimiz yolu izlerken Acaba bizi takip eden kim olabilir, diye düşündüm.Çünkü babamın hayatta sadece bir düşmanı vardı.Eskiden dost dediği düşman.Acaba o muydu?
Hiç biri onları takip edenin o olduğunu düşünmemişti.Hiç akıllarından bile geçirmemiştiler.Zaten bu gerçeği eninde sonunda öyreneceklerdi.
Artık bu durumu babama söylemeliydim."Arkadaki araba biz yola koyulduğumuzdan beri bizi takip ediyor." dedim.Babam bunu duyar duymaz arabayı sağa doğru çekip durdurdu ve bize döndü."Emin misiniz çocuklar? Araba hiç beklemeden çekip gitti." dedi.Aynı babamın söylediği gibi olmuştu.Araba bir dakika bile beklemeden çekip gitmişti.
Tolga, "Belki de biz takip edildiğimizi sanmışız.Hadi gidelim," dedi.Babam ise yeniden arabayı çalıştırdı ve yola koyuldu.
Bu olayı biraz düşündükten sonra vardığımızı arabanın durmasından anlamıştım.Başımı sol tarafa çevirdiğimde o binayı gördüm.Artık burada kalıcağımız hissi insanı garip duygular içerisine sokuyordu.Hazır değildim.Kendimi burada kalmaya hiç hazır hiss etmiyordum.Ama buraya alışmam gerektiğini bende biliyordum nede olsa burada yıllarım geçecekti.
Arabadan indiğimizde gözlerim etrafta gezindi ve içime garip bir hiss doldu.Geçen insanlara, evlere ve daha bir çok şeye gülümseyerek bakmaya çalışıyordum.
Sonra ise gözlerim bir kişide durdu.Bedenini saran siyah gömlek giyinmişti.Gömleğin kollarını yukarıya doğru kıvırmıştı.Kumaş pantolon ise giydiği gömleğin altına çok güzel yakışmıştı.Bedeni oldukça iriydi ve boyu çok uzundu.Ellerinde ki damarlar buradan bile görünüyordu.Saçları dağınık olmasına rağmen onda çok güzel duruyordu.Yüz hatları da oldukça güzeldi.Sanki daha önce onu görmüştüm.Ama bir türlü çıkaramıyordum.
Bir an fark etdiğim bir şey yüzünden öylece kalakaldım.Çünkü o da benim tarafa hatta direkt bana bakıyordu ve bende gülümsememi dudaklarımdan silememiştim.Gözlerini kısmış ona tanıdık gelmişim gibi bakıyordu.Bir kaç saniye bakışlarını bende gezdirdi.Daha sonra dudakları usulca yukarı kıvrıldı ve arkasını dönüp arabasına bindi.
"Zeynep bir şey mi oldu?" diye sordu babam.Ben ise bakışlarımı az önce gördüğüm kişiden çevirip babama baktım."Hayır,iyiyim.Hadi içeriye girelim," dedim.Son kez kafamı çevirip adamın olduğu tarafa baktım hala oradaydı ve bakışları benim üzerimdeydi.
Her biri başlarına geleceklerden habersiz yurdun kapısından içeriye girdiler.Kim bilirdi ki her şeyin farklı olacağını.
Yurdun kapısından içeriye girdiğimizde aklım hala o adamdaydı.Onu bir yerde gördüğüme emindim ama bir türlü çıkaramıyordum.Onun ise bakışlarından beni tanıdığına emin olmuştum.
Bizi sorunsuz şekilde yurda almaları için babam bizi getirmişti değil mi? Yazıklar olsun.
Bir an gözlerim dolmuştu ama güçlü görünmeye çalıştığım için kendimi toparladım ve bu Tolga'nın gözünden kaçmamıştı."Ağlama balım.Onların bizi buraya bıraktıkları için sakın ağlama.Onların karşısında gözyaşı dökme," diyerek bana güç veriyordu."Ağlamak zayıflıktır diye demiyorum.Onlar senin gözyaşına bile deymeyecek insanlar olduğu için ağlamanı istemiyorum,"dedi ve beni kendisine doğru çekip sarıldı.
Bir kaç dakika sonra babam yanında bir kadınla bizim yanımıza ulaştı.Kadın bizim yanımıza yaklaşıp kendini tanıttı.Daha sonra bize burada olan kurallardan bahsetti.Neyin yasak olduğunu ve yaparsak hangi cezaları alacağımızı söyledi.Aslında ben Tolga ile buraya gelirken her şeyi araştırmıştım.Kadın da bize aynı şeyleri anlatıyordu.
Kadın'nın söyleyecekleri bitdiğinde yanımızdan ayrıldı.Babam sarılmak için kollarını iki yana açtığında ikimizde olduğumuz yerde kalmıştık.Baba olmayı beceremeyen adama sarılmayacaktık.
"Ya ben kendi babam ola ola başkalarında arıyordum o sevgiyi.Bana babalık yapacak birini çaresizce arıyordum bulamayacağımı bile bile.Ne sarılmasından bahsediyorsun?," dedim Tolgadan güç alarak.
"Son kez sarılsanız olmaz mı?," dedi çaresizce.Gözleri dolmuştu ve bu umrumda bile değildi.
"Bizi buraya bıraktığında kiminle sarıldıysan git onunla sarıl bizimle değil," dedi.Tolganın söledikleri sayesinde son nokta koyulmuştu.
Onu arkamızda bırakıp gideceğimiz esnada bir şeyler söylemeye başladı."Çocuklar yapmayın böyle.Beni çok yıpratıyorsunuz," dedi.
Tolga bu sözlere dayanamayıp,"Eşinin yıllarca bizi dövdüğüne inanmayarak sen bizi çoktan yıprattın.Biz yapınca mı sorun oluyor?," diye söyledi.
Artık söyleyecek söz kalmamıştı.O adamın bir şey demesini beklemeden onun yanından ayrıldık.Her şey çok farklı olabilirdi mesala hayalimde ki gibi.Olmadı işte.Biz bir arada olamadık.Aile olmayı beceremedik.Aile olmayı bir yana bırakın,onlar anne ve baba olmayı bile beceremediler.
-------
Burada çalışan işçiler bize odalarımızı gösterecekti.Burası erkek kız karışık yurt olduğu için sadece kantin ve bahçeyi ortak kullana biliyorduk.
Odalarımıza çıkmadan önce bize yeniden bazı kuralları hatırlattılar.Bir kaç dakikanın ardından Tolga ile ayrıldık.Beni odama götüren kadın kırklı yaşlarında birisi olarak gösteriyordu.Yaşına rağmen tarzı güzeldi.Kumral saça ve tene sahipti.Giydiği takım onda güzel duruyordu.
Bir an olduğum yerde durmak zorunda kaldım.Hızlı şekilde nefes alıp veriyordum.Aynı zamanda da öksürük boğazımı acıtıyordu.Yanımdaki kadın bunları fark ettiği için bana doğru döndü."Zeynep iyi misin?," diye sordu.Ben ise buna cevap bile veremiyordum.Hemen astım ilaçımı kullanmalıydım.
Elimi cebime atdığımda daha da panikledim.İlaçım cebimde değildi.Bir yerde düşürmüş olmalıydım.Hayır hayır olamaz.Hemen bir şey yapılmalıydı yoksa olacakları düşünmek bile istemiyordum.
Selamm.Arkadaşlar önemli bir duyuru ile geldim.Bir aksilik nedeni ile Tolga'nın modelini değişmek zorunda kaldım.Modelin fotoğrafını karakterler bölümünde bula bilirsiniz.Seçdiğim model benim içime sindi.Siz neler düşünüyorsunuz??
Ayy bu bölümü çok sevdimm.Bölümler ilerledikce yazmak daha da keyif veriyor.Diğer bölümlerde görüşmek dileğiyle <33333
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ARADA
Teen FictionKapıyı açtığımda o kadar şaşırmıştım ki.Çığlığı basmamak için kendimi zor tutuyordum.Ağzım açık kalmış,elimle ağzımı örtmüştüm.Şaşırdığımda hep böyle tepki verirdim. Çünkü kapının önünde kitap buketi ve en sevdiğim çiçeğin de buketi vardı.Evet,doğru...