Telefonu elime aldığımda bilinmeyen numara yazısını gördüm.O yazıyı gördüğümde bir gariplik olduğunu sezmiştim.Neden ve kim arıyordu ki beni?
Gözlerimi ovalayarak açtım.Dün çok yorgun olduğum için hemen uyumuştum.Kafamı kaldırıp diğer kızlara baktım onlar hala uyuyorlardı.
Saatın kaç olduğuna bakmak için telefonumu bulmaya çalıştım.O sırada bilinmeyen numara'nın tam altmış kez aradığını gördüm.Ben ise hiç bir aramayı açmamıştım tabii.
Daha sonra whatsapp'tan bildirim geldiğini görmek beni şaşırtmıştı.
Bilinmeyen numara; Doğum günün kutlu olsun.İyi ki doğdun:)
Bilinmeyen numara; Hediyen kapının önünde:)))
Doğum günüm mü?
Hemen takvimden tarihe baktım.İnsan kendi doğum gününü unutur mu hiç? Benim için bu sorunun cevabı evet.Çünkü ben unutmuştum.
Bu gün benim doğduğum gün yani dokuz eylüldü.Daha doğru söylersek bizim doğum günümüzdü.Tolga ve benim.
Bu gün bir yaş daha büyüdük.Eskiden de doğum günüm benim için hep normal gün gibiydi.Bazı çocuklar gibi doğum günüme kaç gün kaldığını bile saymıyordum.
Zaten bizim evimizde doğum günümüzü bile kutlamıyorduk.Evde yalnız Emir bize bir pasta ve hediye alırdı.Ceyda Hanım ise bize pasta aldığı için Emir'e kızardı her zaman ki gibi.Babam olacak o adam ise doğum günümüzü bile bilmezdi ve hep unuturdu hiç ilgilenmezdi bile.
Hiç bir doğum günüm güzel geçmezdi.Sanki böyle olmalıymış gibi.Hislerim bu doğum günümün de kötü geçeceğini söylüyordu.
Evde o kadın yine bize şiddet uygulamaktan bıkmıyordu.Tam bu sırada bazı anılar canlandı gözümde.Kaçıncı yaş doğum günümdü bilmiyorum ama o günü çok iyi hatırlıyorum.Doğum günümüzde o kadın bize 'Neden doğdunuz ki?','Keşke ölseydiniz' gibi cümleler söyleyip bizi ağlatmayı başarmıştı.Ağladığımız için ise bizi dövmüştü.
Bu düşüncelerden beni ayıran elimde tutduğum telefonum olmuştu.Atdığı mesajları yeniden okudum ve kapıya yöneldim.Kapıyı açtığımda o kadar şaşırmıştım ki.Çığlığı basmamak için kendimi zor tutuyordum.Ağzım açık kalmış,elimle ağzımı örtmüştüm.Şaşırdığımda hep böyle tepki verirdim.
Çünkü kapının önünde kitap buketi ve en sevdiğim çiçeğin de buketi vardı.Evet,doğru okudunuz.
Kitaplar'ın bana nasıl hissetdirdiğini,nasıl bana güç verdiklerini ifade edebilmeyeceğim.İyi ki kitap okuyorum iyi ki.Hayatımda kendime yaptığım en iyi şeylerden birisidir kitap okumak.Sözlerle,cümlelerle ifade edebilmeyeceğim kitap okumanın nasıl bir hiss olduğunu.
Kitaplar aynı zamanda hem psikolojimi bozuyor hem de kendimi ve ruhumu iyileştiriyor.
Buketleri gördüğümden beri o kadar mutlu ve şaşkındım ki.Hayatımda aldığım en güzel hediyelerden biriydi.
Buketi elime aldığımda içerisinde beş tane kitap olduğunu gördüm.Diğer bukette ise en sevdiğim çiçek olan papatya vardı.
Bu kişi kimse beni o kadar iyi tanıyordu ki.Hem okumak istediğim kitapları almış hem de en sevdiğim çiçekleri buket yaptırmış.
Dakikalardır bukete gülümseyerek bakdığımı farkettim.Daha sonra bukette küçük bir not olduğunu gördüm.
Not'u elime aldım.Bu notu yazan kişi'nin o kadar güzel yazısı vardı ki.Şimdiye kadar bu kadar güzel yazısı olan birisini görmemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ARADA
Fiksi RemajaKapıyı açtığımda o kadar şaşırmıştım ki.Çığlığı basmamak için kendimi zor tutuyordum.Ağzım açık kalmış,elimle ağzımı örtmüştüm.Şaşırdığımda hep böyle tepki verirdim. Çünkü kapının önünde kitap buketi ve en sevdiğim çiçeğin de buketi vardı.Evet,doğru...