"Benim için sevmek bir başka insanın vücudundan, ruhundan bir parça hükmüne girmek, onunla beraber gülüp ağlamak, ıstıraplarını paylaşmak demekti." - Reşat Nuri Güntekin Acımak kitabından alıntı.
🎀
Elimdeki kupayı masaya bıraktım ve karşımda bacak bacak üst üste atan Selene döndüm.
"Kızım sende ki rahatlıkta tuvalet terliğinde yok. Resmen aldatıldın oturmuş karşımda '2024 izlenecek diziler listesi' tutuyosun."Bana göz devirdikten sonra kalemi ve defteri bir kenara koydu. "Napayım Devrim, ha ne istersin canım? Senin gibi aylarca depresyona mı gireyim. Hem o kaybetti. Kaybedebileceği bi güzel ben vardım hayatında onu da elleriyle harcadı."
Kaşlarımı çatarak ona döndüm, "Ben ne zaman aylarca depresyona girdim?! Hem ben kaybettiğim zamana üzüldüm. Onla ilgileneceğime çiçek yetiştirsem kendime küçük çaplı botanik bahçe kurardım."
Kafasını geriye atıp kahkaha attı. Tabiri caizse böğürdü. "He aynen canım öyle oldu. En son sarhoş olup çocuğun evinin önüne 'Yaktığın kadar yan' diye yazıp ateşe attın. İtfaiyecilerle helalleşmek için de servet döküp katmer aldın."
Göz devirerek ayağa kalktım. Söylediklerinin doğru olması oturup burda bunları dinleyeceğim anlamına gelmiyordu. "Ben gidiyorum eve. Senle daha fazla muhattap olup zekama hakaret edemem."
Selen ise daha büyük kahkaha attı. "Hep böyle yapıyorsun ya. Eninde sonunda haklı olan senmiş gibi triplenmen deli eder insanı."
Umursamadan çantamı alıp, elimi tarak yaparak saçımı düzelttim. Bir yandan da Selene laf yetiştiriyorum. "Önümüzde duran koskoca on yıl boyunca seni görmek istemiyorum."
Selen ise bu halime göz devirdi ve ayağa kalkıp dosyaları eline aldı . "Evde görüşürüz kanka."
Evet, aynı evde yaşıyorduk. Ne akılla bir temizlik hastasıyla aynı evde yaşama kararı aldım hâlâ düşünüyor bir mânâ bulamıyordum.Bana kapıyı açıp elini cömertçe ileriye doğru çevirdi. Dışarı çıktıktan sonra yaklaşıp yanağına bi öpücük bıraktım ve Selen'in hukuk bürosundan çıktım. Bugün dedemi ziyarete gitmem gerekiyordu. Annemle aram kötüydü evet ama dedemin üzerimde emeği çoktu.
Kırmızı küçük arabama doğru ilerledim. Arabadan pek anladığım veya ilgim olduğu söylenemezdi bu yüzden seçim yaparken tercihimi minik tosbağa arabadan yana kullanmıştım. Arabama binip anahtarı yuvasına taktım fakat bir kaç kez çevirmeme rağmen çalışmadı. Kaputuna bakmam gerekiyordu büyük ihtimal.
Aracımdan tekrar indim ve kaputu açıp arasına ince çubuğu sıkıştırdım. Evet, hiç anlamıyorum ama bakasım da geldi yani. İnsan kliplerde kaportaya kıçını yaslayan mini şortlu kızlara da özeniyor arada.
Kenara sıkıştırılmış şişeyi görünce kaşlarım çatıldı. Şişeyi elime aldım ve içini açıp baktım. İçinde silindir şekilde yuvarlanmış bir not vardı aynı dikkatle notu elime aldım. Ve açıp okumaya başladım. "Selam doktor. İlk görevini bugün alıyorsun tebrik ederim. Eğer sana verdiğim görevi yerine getirmezsen dedenin cenazesinde ağlarken bulursun kendini ;)"
Elimi kaputa yaslayıp kısa bir süre durdum. Ne istiyordu bu manyak benden... Aklıma gelenle hızlıca telefonumu cebimden çıkardım. Ne istediğini ancak onu arayarak anlayabilirdim.
Hızla arama uygulamasına girip onun isminin üzerine tıklayarak aradım. Açması için üç kere çalması yeterli olmuştu.
"Lan manyak herif ben senden nasıl kurtulacağım?!"
Karşı taraftan tok bir kahkaha sesi yükseldi.
"Sakin ol güzelim ya. Ben sana diyorum bak böyle devam ederse senin sinirin erken yaşlanırsın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Devrim
Fiksi Remaja"Küçük isyanlar büyük devrimlere, inkılaplara gebedir Aladağ. Ve ben öyle devrimlerle sarsacağım ki bu imparatorluğu, başgösteren küçük isyanlarıma şükredecekler. Buna sen de dahilsin." 18/06/24 "Devrim" adlı kitabımın ilk yayın tarihi. Kitabın bir...